Assassin's Creed ve Resident Evil: The Final Chapter'dan sonra video oyunundan uyarlanmış filmler furyası Tomb Raider'la devam ediyor. Eğer burada evrensel olarak konuşursak, şu ana kadar tek bir iyi bir video oyunu uyarlaması göremedik. Bu türde herkesin kendisine göre eğlenceli bulduğu Mortal Kombat veya ilk Resident Evil filmi gibi filmler olsa da, hemen hemen herkes bu filmlerin kötü olduğuna hemfikir. Bu yüzden Tomb Raider'ın yeni filmi için pek de heyecanlı değildim. Angelina Jolie'li 2001 yapımı ilk Lara Croft: Tomb Raider filmi fena değildi ama devam filmi epey kötüydü, 2013'de çıkan yeni video oyunu ise gayet iyiydi. Fakat ortada bu filmin var olması için düzgün bir potansiyel göremediğimden, bu filmin epey zayıf olacağını düşünmüştüm. Ama görünüşe bakılırsa, bu film hakkında söylenecek birden fazla iyi şey var.
"Tomb Raider, babası öldükten sonra yetim kalan ve maceraya bayılan Lara Croft'un öyküsünü anlatıyor. Ölümünden yıllar sonra babasının çalışmalarını keşfeden Lara, okyanusun ortasındaki gizemli bir adaya dair planlar görür ve babasının yarım kalan bulmacasını çözmek için oraya gider. Fakat Lara için bu hiç de kolay bir yolculuk olmayacaktır. Bu adada sayısız tuzaklar ve kötü adamlardan kaçmayan çalışan Lara, hayatta kalmaya çalışır."
Öncelikle size iyi haberleri vereyim. Gelmiş geçmiş bütün video oyunu uyarlaması olan filmlerde, senaryo kocaman bir oyunu 2 saatlik bir filme sığdırmaya, bunu da olabilecek en aceleci şekilde halletmeye çalışır. Bu esnada da film size harika görseller sunsa da, karakterleri ve dünyayı umursamak oldukça zordur. Tomb Raider ise bir "video oyunu uyarlaması" olmak yerine başlı başına bir film olmayı tercih ediyor ve seyirciye umursayacakları bir ana karakter, saçma ama eğlenceli bir dünya ve gereken bölümlerde video oyunundan harika göndermeler sunuyor (2013'da çıkan oyundan). Bu açıdan Tomb Raider, orijinal materyale en çok sadık kalmayı başaran film uyarlaması olmayı başarıyor.
Lara Croft rolüne Alicia Vikander'ın seçildiğini öğrenen hayran kitlesinin büyük çoğunluğu buna karşı çıktı ve hemen filmin rezalet olacağını varsaydılar. Şahsen Angelina Jolie, orijinal Tomb Raider filmlerinde bu karaktere havalı bir görünüme sokmuş olsa da, benim için Alicia Vikander daha gerçekçi ve etkileyici bir Lara Croft'du. Vikander'ın samimi performansı ile aksiyon sahnelerindeki görünümü, bu filme resmen can katmış. Filmi izledikten sonra Lara Croft'u Vikander'dan başka birisinin canlandırabileceğini düşünemiyorum doğrusu.
Ayrıca aksiyon sahnelerinde yönetmen Roar Uthaug'un iyi bir iş çıkardığını düşünüyorum. Çoğu yönetmen sizi aksiyonun içerisine sokmak için aşırı yüksek sesli müzikler ve kamerayı gereğinden fazla sallamayı tercih etmesine rağmen, Uthaug aynı etkiyi bunların hiçbirini kullanmadan başarmış. Her bir sahnede neyin yaşandığını rahatça görebiliyor ve ekranda sürekli bir hareketlilik olduğu için kendinizi bu durumun içerisindeymiş gibi hissediyorsunuz. Üstelik işin en etkileyici tarafı da, bu sahnelerin tıpkı bir video oyunundan çıkmış izlenimi uyandırmasıydı. Mesela bütün fragmanlarda görülen uçak sahnesinde kameranın uzaklaşıp sabit bir hal almasıyla sanki film esnasında Playstation konsolunun X tuşuna basıyor gibiydim (ayrıca bu bölümün Uncharted 2'ye ne kadar çok benzediğini söylemeden de geçemeyeceğim).
Eğer sinemalarda kafanızı dağıtacağınız eğlenceli bir film izlemek istiyorsanız, saydığım bu iyi yanlar sizin için yeterli olacaktır. Tam da patlamış mısırla giden aksiyon sahneleri, umursayacağınız bir ana karakter ve bir film gibi hissettiren hikayesiyle Tomb Raider, kesinlikle çekilmiş en iyi video oyunu uyarlamalarından birisiydi. Fakat bu, filmin kusursuz olduğu anlamına gelmiyor.
Bu filmde senaryonun mantığını sorgulamaya çalışmayacağım (çünkü video oyununun kendisi de öyle zaten) ve daha çok filmin bende yarattığı etkiye bakacağım. İyi yanlarına rağmen Tomb Raider, bana genel anlamda Justice League'i hatırlattı; filmi izlerken iyi vakit geçirip bittikten sonra hemen unutacağınız, hiçbir iz bırakmayan bir film olarak. Gerçi bu filmin Justice League'den daha fazla iyi yönü olsa da Tomb Raider, biraz fazla sıradan bir izlenim uyandırıyor.
Mesela filmin 30 dakikasında ana hikayenin hazırlanışı gereğinden fazla yavaş ve detaylıydı. Bu yüzden filmi izlerken gerçekten eğlenmeye başlamam 45 dakikayı buldu. Bir de Lara Croft dışında bu filmdeki hiçbir kişiyi de umursamadım, özellikle de kötü adamı. Senaryo, kötü adama yaptığı işi yapması için düzgün bir amaç verse de, yaptığı iş çok mantıksız olduğundan onu hiçbir zaman ciddiye alamıyorsunuz. Bu yüzden onun karakterini etkili yapmaya çalışan bütün sahneler de boşa gidiyor. Bu bölümler aksiyona veya ana karaktere zaman ayırmak için kullanılabilirdi.
Bir de aksiyon sahnelerinin eğlenceli olmasına rağmen bu bölümlerdeki görsel efektler son derecede zayıftı. Neredeyse 100 milyon dolarlık bir bütçeye sahip olan bir filmden daha gerçekçi efektler beklerdim şahsen.
Yine de genel anlamda Tomb Raider, sinema adına yeni kuralları yıkmayan ama video oyunu uyarlamaları arasında sesini duyurmayı başaran, eğlenceli bir filmdi. Alicia Vikander bu filmin en iyi tarafıydı ve aksiyon sahneleri zayıf efektlerine karşılık sürükleyiciydi. Eğer vaktiniz varsa ve sinemada patlamış mısır eşliğinde kafanızı dağıtacak bir film arıyorsanız, Tomb Raider sizin için uygun bir seçim olacaktır. İyi seyirler.
FİLMİN İYİ YANLARI:
+ Alicia Vikander'ın Tomb Raider'ı.
+ Hareketli ve eğlenceli aksiyon sahneleri.
+ Gerçekten de bir film gibi hissettiren işlenişi.
FİLMİN KÖTÜ YANLARI:
- Zayıf görsel efektler.
- İlk 30 dakikada ana hikayeye yapılan ağır giriş.
- İçeriğinin fazla yüzeysel kalması.
TOPLAM PUAN: 6.5/10