Genellikle "sıradan bir gençlik filmi gibi başlayan ancak daha sonra seyirciyi şaşırtan" bir film olarak nitelenmiş. Nitelemenin ilk kısmına katılıyorum ancak ikinci kısma ben şahit olamadım ne yazık ki. Yani hikaye akışı bize önceki izlediklerimizden farklı bir şey sunmuyor. Son dönemde "The Perks of Being a Wallflower" veya "The Kings of Summer" gibileriyle çok fazla ortak noktası var. Tabii ki ortak noktalar olacaktır, bu doğal. Sonuçta karakterlerimiz "lise son okuyan gençler". Sorunları, sevinçleri, hüzünleri, pişmanlık veya gelecek ile ilgili soru işaretleri tabii ki birbiriyle örtüşecek. Ancak "The Spectacular Now" kendini izleten bir örnek olmasına karşın, bu kalıplara yeni bir bakış açısıyla yaklaşamıyor. Veya bir iki sahne dışında ne bileyim bir görsellik, bir oyunculuk veya bir senaryo başlıklarını düşünürsek öncekilerin bir iki tık önüne geçemiyor. Teller ve Woodley'nin uyumlarına alışmak da biraz zaman alıyor açıkçası. Sonlara doğru biraz daha benimseyebiliyoruz. Film ile ilgili bende en fazla yer eden konu şu ki; 18 yaşında gençlerin (bu konu genellikle Amerikan filmlerinde işlense de aslında aynı kaygılar her ülkede, mesela sinemasal anlamda pek bir örneğine rastlayamasak da özellikle ülkemizde de yaşanıyor) üniversiteye geçiş (hele ki o yaşına kadar büyük bir mutluluk ve bağlılık içinde yaşamış olduğu kasabası, mahallesinden ayrılacak olması durumuyla birlikte) sürecindeki zorlukları (bu arada okulda da bir yandan gençliğini yaşamak ve her şeyi boş vermek istemesi ancak o üniversitelere gidebilmek için de belli bir başarıya ve birikime sahip olmak zorunda olması) ve o anda farkına varsalar da varmasalar da yapacakları bir iki seçimin hem kariyerlerini, hem sosyal hayatlarını (ilişkilerini mesela) doğrudan doğruya etkilemesi. Ve çoğunun bu seçimlerini yeterli bilinç ve mantık çerçevesinde yapamıyor oluşu, doğal olarak. Bir yandan çok keyifli vakitler geçirmiş olduğu lise sıraları, futbol sahasının tribünleri, banliyödeki gençlerin toplandığı havuzlar, partiler, arabayla sokak sokak dolaşmak, bir ilişkiden diğerine rahatça geçebilmek, herhangi bir sorumluluk duygusu hissetmemek...Bu "la dolce vita" birden bire yukarıda bahsettiğim sürece dönüşüveriyor. Ve bu geçiş çok hızlı gerçekleşiyor aslında. Çok farklı şeyler beklemenin doğru olmadığı ancak hoş vakit geçirtebilecek bir film.