Harika bir filmdi kesinlikle japon kültürü o ahenk inanılmaz konusu başroldeki Masahiro Motokinin başarılı oyunu oskarı kesinlikle hakettiğini tekrar göstermekte bir dram filminden beklenmeyecek derecede iyi ağlamadan izlemek mümkün değil ve o kış manzarası harikaydı kesinlikle izlenmeli...
Cast seçimi yerinde, mekanlar süper.Hikaye akışı ağır olsa da filmden kopmuyorsunuz.Görsel bi ziyafet sunuyo Okuribito.Her hangi bir karede durdurup görüntüyü odanıza asabilirsiniz. Hayata dair büyük dersler ve ince göndermelerle dolu filmi kaçırmayın derim. [8.8/10]
değişik bir filmdi japon kultürü yansımış filme cenaze merasimi kültürü bizde öyle birşey yok bence belediyenin üstlenmesi bizim toplum için daha iyi film ise 10/7 puan verdim film bana aynı zamanda çello calmak için ilham verdi yakın zamanda alıp çalmak için kursa başlamayı düşündüm.japon kültürünü yansıtan başka filmler varsa onu getirin izliyeceğim.
Övgü cümlelerine kanıp bugün filme gittim ama büyük hayal kırıklığıyla karşılaştım. Kendini tekrar eden sahnelerin yanında filmin aşırı derecede ağır ilerlemesi sinema ruhumu aldı götürdü. Bunun yanında film sonlarına doğru verilmek istenen gereksiz duygusal hava beni iyice çileden çıkardı. Aklı olan bu yoğun sinema haftasında bu filmi tercih etmesin. Kesinlikle benden tavsiye gitmeyin
Ölüm? Dünyanın değişmeyen soğuk yüzlü gerçeği? Unutmaya çalışıp hayata devam etmeyi denediğimiz; akla geldiği an kafayı başka şeyle meşgul edip belleğimizin en arka sıralarına attığımız dehşet veren bir kavram. Belki de tam tersi? Yeni bir hayata başlamak için önümüze konan bir giriş kapısı. Herkesçe nesnel yargılarla tanımlanan ölüm gerçeği bir o kadar da öznel bir hakikate sahip. Bakış açıları her konuda olduğu gibi değişmez esaslarda da farklılık gösteriyorÖlüm, ihtimal ki bu dünyadan ayrılışın, dünyevi arzu ve tutkulardan arınmanın simgesi ya da yok olmanın göstergesi; yeryüzünde kan ve gözyaşını akıtmanın gereksizliğinin ifadesi ve dallandırıp budaklandırırsak aslında birçok şeyin habercisi??ve gidişler, ölüm üzerine yapılmış belki de en ölçülü eserlerden. Yaşatmaya çalıştığı o hissedilesi duyguları sömürmediği gibi aynı dengeli tutumuyla bunu çok yoğun olmayan bir kıvamda duyumsamaya çalışması en yetkin özelliklerinden birkaçı. Gereksiz yere uzatıldığı yorumlarına pek katılmasam bile olmasa da pek bir şey fark etmez dediğim sahneler de yok değildi. Oldum olası Uzakdoğu sinemasını kendi filmlerimize çok yakın hissetmişimdir, bu filmi izlerken de çok nadir de olsa kendi sinemamıza ait görünümlerle kıyasladım. Genel anlamda iyi, hoş, sıcak ve de sade olarak nitelendirebileceğim gidişleri; gerçi kıyaslamak kesinlikle yanlış ama söylemeden geçemeyeceğim. 2008 en iyi yabancı film dalında Oscar'ı kucaklayan Gidişler'i o sıralar izleyemediğim için bir yorumda bulunamıyordum ama aynı yıl aday olan Beşir'le Vals konu bütünlüğü ve alt metin olarak Gidişler'den çok daha başarılı değil miydi? Daha akılda kalınası bir içeriğe sahip değil miydi?
bu filmi şiddetle izlemenizi tavsiye ederim.ölüme ve yaşama dair değişik bir pencereden bakan yönetmen,sömürüye varmadan yumuşak dokunuşlarla uzakdoğu felsefesini de katarak hikayesini başarıyla işliyor...
Gerçekten çok etkileyici. İzledikten sonra hoş bir tat bırakan filmler olur ya işte öyle bir film. Uzakdoğu sineması sevmeseniz bile bu filmi kaçırmayın.
Konu olume gelince ya cok aglatiliriz ya da cok korkutuluruz...Ama filmin bu temayi kullanis sekli bunlarin hepsini bir kenara itmis..Aglamak yerine duygulaniyoruz,korkmak yerine gulumsuyoruz kimi zaman..Hakikaten dozu guzel ayarlanmis,ve denildigi gibi hicbir duygumuzu konusuyla suistimal etmemis bir film...Izlemeniz tarafimca tavsiye edilir:)
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.