The Trip to Bountiful

1940'lı yıllarda geçen hikayede, gençliğinde yaşadığı yerden ve insanlardan uzun zaman önce kopmuş ve şimdilerde oğlu ve geliniyle birlikte başka bir şehirde, bir apartman dairesine mahkum olmuş Carrie Watts'ın hayat hikayesine tanık oluyoruz. Carrie Watts'ın tek hayali ölmeden önce son kez, doğup büyüdüğü Bountiful kasabasını ziyaret etmektir. Ne var ki oğlunun sağlık durumundan endişe etmesi ve biraz da baskıcı biri olması nedeniyle yola çıkmasına izin verilmez. Carrie Watts her şeye rağmen son kez gizlice evden kaçar ve Bountiful'a giden trene ulaşır. Fakat yıllar önce iletişiminin koptuğu dışarıdaki dünyada pek çok şey değişmiştir. Bountiful'a artık tren ulaşımı yoktur, bu nedenle de yakın bir kasabaya gidecek olan bir otobüse atlar. Yolculuk sırasında yol arkadaşı olduğu genç kızla yaptığı sohbetler, onu gençliğine bir adım daha yaklaştırır. Ancak otobüsten indiğinde yıllardır anılarında ve zihninde yaşadığı hiçbir şeyin eskisi gibi kalmadığını fark edecektir.