Hesabım
    Şeytanın Pabucu
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    2,0
    Yetersiz
    Şeytanın Pabucu

    Şeytanın Pabucu

    Yazar: Funda Sularöz

    Bu hafta ben, Şeytan, Şeytanın Pabucu filmi için kritik yazdım. Duydum, bana pabucumu ters giydirecek bir film yapılmış. Seyrettim, dayanamadım, Funda arkadaşımızı da ayartmak benim açımdan pek zor olmadı.

    Peki, soruyorum. Sizin ne haddinize bana pabucumu ters giydirmek? Sıradan bir hikaye, örnekleri olan sahnelerle yamalanmış bir filmin banal başrol karakteri mi bana kafa tutacak? Nerede benim ince zekam, nerede benim şatafatım, alıcılığım, dilber tadındaki çekiciliğim?

    Kabul ediyorum yan rollerde iyi oyuncular var, film beklenenden daha iyi çıktı, güldüren tarafları da var, özellikle soyguncuların arasındaki pehlivan karakteri, oyuncunun gücüyle de, karakterin tüm donukluğuna rağmen eğlenceli ve gerekli yerlerde ortaya çıkarak izleyiciyi etkileyerek güldürüyor. Başroller de filmi çekici kılıyor. Ama bu çekiciliği sansasyonel kişilerden başrol oluşturarak sadece bir güzel hatunun göğüslerinin ortalıkta olmasına ve pazarlama çalışmalarına dayandırmak ancak bir balerine patiğini giydirir.

    Ben güçlüyümdür, tutkuluyumdur, dilimi sivriltti mi kime dokundursam kalp atışları hızlanır. Burada nerede benim baştan çıkarıcılığım?

    Bir adam var, kumar borcu var, ablasına benziyor ve onu, gördüğü bir rüya sonrasında karar alıp birlikte gittikleri hacda kaybedince yerine geçiyor. Birileri, bir kumarhaneyi soymak için onun evini kullanarak kumarhaneye tünel açıyor. Film tanıtımına bakıldığında filmin savunduğu, oyun içinde oyunla, komik bir örgü çerçevesinde izleyicide merak uyandırmak. Ama bu karakterlerin birbirlerini tufaya düşürmeye çalışmaları pek zekice yollarla yapılmıyor. Hatta Bu noktada senaryo iyice zayıflıyor ve Coen kardeşlerin Kadın Avcıları filmini hatırlatıyor.

    Bana, en büyük meleğe güya şeytanın pabucunu ters giydirecek bir kurnazlığı olan başrol oyuncusu Burhan'ın çevresinde dönenlere uyanamaması, tesadüfi yollarla olayları kapması filmi basitleştiriyor. Sanırım oyun içinde oyundan kasıt, anaokulu bahçesinde bir grup çocuğun iç içe geçtiği çember; maskeler de sulu boyadan kalpler. Bu film tam bir sevgi pıtırcığı. Aynı şekilde görüntü ve sanat yönetmenliği de vasat, pek bir albenisi yok.

    Son olarak ben Şeytan olarak oyunun nasıl oynandığını göstermek istiyorum ve filmin sonunda .................................................oluyor. Oyun öyle değil böyle oynanır. Hadi iyi seyirler!

    Not: Biz Beyazperde ekibi olarak filmin sonunda ne olduğunu sansürledik ki filmi seyreden izleyicilerin tadı bozulmasın. Ayrıca Şeytan, biraz sinirlenmiş olaya ve hassaslaşıp böyle abartmış. Bizim fikrimizce eksik yönleri çok da olsa, filmden çıktığınızda bir iki espri dışında sizde kalan bir şey olmayacak da olsa, eğlenceli bir iki saat için buyurun izleyin.

    *Klasik Sinekritik yazılarından çok farklı değil mi? Yılda bir kez, yılbaşı haftası, Beyazperde eleştirmenleri klasik eleştiri mantığından uzaklaşıyor. Uçuş serbestliği bizzat editör tarafından desteklenmiştir!

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top