Onlar hem polis hem yargıç. Bu noktada adaletin en hızlı işlediği bir dünyadayız. Suçluysan cezalandırılırsın. Bunun acıması yoktur. S. Stallonenin başrolünde Oynadığı 1995 yapımı bilindiği gibi kötü uyarlamalar arasındaydı. Aradan geçen 17 yıl.Bu kadar beklemelerine değmiş. Çünkü 95 yapımını geride bırakan müthiş bir yapım izledim. Senaryo olarak aralarında büyük fark var. Teknik anlamdaki farkı saymıyorum bile. Endonezya yapımı Baskın isimli filmi izleyenler için senaryosu yabancı değil. O filmde de bir grup suç çetesinin bulunduğu bir binaya polisler baskın yapıyordu ve bir çatışma söz konusuydu. Bu filmde de buna benzer bir durum var. Tabi burada sadece biri çaylak olmak üzere 2 yargıç binanın içinde. Ve kaçma şansları yok. Bina bir tür Para kasası gibi. Filmin teknik kadrosunda önemli isimler var. Yönetmeni Bakış Açısı gibi farklı bir yapıma imza atmış geçmişte, senaryosunu yazan ise 28 Hafta sonra, Gün ışığı gibi bilimkurgu filmlerinin senaryosunu yazmış olan Alex Garland. Çizgi romanı okumadım fakat araştırdım ve çizgi romana sadık kaldıklarını öğrendim. Yani Çizgi romanın hayranları bile Çizgi romana sadık kalmamış gibi bir eleştiri getiremezler bu filme. Filmin atmosferi, çekim mekanları, çekim teknikleri, Kamera açıları, Renk kullanımı, Grafik tasarımları mükemmel. Film zaten sürükleyici. Bir an olsun tempo düşmüyor. Filmle ilgili tek pişmanlığım Keşke sinemada 3D olarak izleseymişim. Böylesi bir yapımı sinemada izlememek büyük kayıp gerçekten. Bu arada son olarak Kötü karaktere de değinmeliyim. Süper bir kötü karakter yaratılmış. Terminatör sarah conner günlükleri ve 300 spartalı gibi projelerde gördüğümüz Lena Headey çok iyi bir seçim olmuş. Çaylak Yargıç rolünde Olivia Thirlby e bayıldım. iyi seyirler..