Muhteşem Gatsby eleştirileri

bazı fılmler vardır haddınden fazla abartılır reklamı yapılır pıyasaya cıkmadan evvel gunlerce ovguler yapılır. seyretmeye gıdersınız.Aancak bu asırı sansasyondan dolayı o kadar dolmussunuzdur kı muhtesem bır sey seyredecegınızı sanırsınız. hayal kırııgı ıle donersınız. ustelık agzınızda zerre kadar bır tat da bırakmamıstır. Bu da nacızhane kanaatımce oyle fılmlerden bırı.

sözde para avcısının bir parçası gibi olacak ama alakası az olan bir şey çıkmış ve filim çok ramantik konulu olduğundan sıkıcı geldi ama leonun hatrına seyredilir

Fitzgerald'ın dönemin ruhunu eksiksiz yansıtan ve beni derinden etkileyen bir hikayeye sahip olan eserini okudum. Tabii ki ister istemez böyle bir kadro görünce beklentiler de artıyor. Çoğu sahneyi izlerken içimden "daha iyi olabilirdi, daha iyi çekebilirdi" dediğim oldu. Bu zaten uyarlamaların kaderinde var. Ben yine de çok acımasız olmamaya çalıştım. Film süresince bir dalgalanma yaşadığımı söyleyebilirim. Şöyle ki; dediğim gibi başlangıçta yüksek olan beklentilerim, ilk yirmi dakika içinde yerini yavaş yavaş hayal kırıklığına bırakmaya başladı. Özellikle karakterlerin yeterince tanıtılmadığı, bizlere akis ettirilemediği düşüncesindeydim. Hele bir de kitabı okumayanlar için film ile bir bağ kurmalarını sağlayacak olan başlıca unsur onları tanımakta zorluk çekmemeleri ve bir yerlerinden de olsa hikaye veya karakterler ile yakınlık kurabilmeleri değil midir? Bu nedenle beklentilerimde bir düşüş yaşandı. Malikaneye ilk girdiğimiz parti sahnesinden itibaren biraz bir toparlanma oldu. Daha sonra yine bir yerlerde, finale doğru, yine gücünü kaybeder gibi oldu film benim için. En sonunda ise, yani finalin de finali diyebileceğimiz kısımlarda yine bir iyileşme oldu ve kitaba, esere yakışır biçimde perde karardı. Bu dalgalanmanın ışığında genel olarak 2.5 saatlik süreye baktığımda, aslında beğendiğim bir film görüyorum. Fakat bu durumda Luhrmann'ın payı var mı yoksa sadece Fitzgerald sayesinde mi tam olarak bilemiyorum. Sanırım ikincisi, yani eserin, hikayenin kendisi. Fakat bu karakterleri ete kemiğe büründüren özellikle DiCaprio ve Maguire'ı da tebrik etmeden olmaz. Edgerton da iyiydi denebilir ancak Mulligan, bana kalırsa çok çok önemli olan Daisy rolünde sırıtıyor, onun ağırlığını kaldıramıyor. Her ne kadar kendisinin yetenekli bir aktris olduğunu düşünsem de, Daisy rolü için daha pek çok isim düşünülebilirdi sanki. Toparlarsak, tabii ki kitaptan aldığımız hazzın aynısını filmden beklemek her zaman adil değil. Zaten böyle bir başarıya on yılda bir ancak tanık olabiliyoruz. Gatsby de onu okuyanlar ve üzerine düşünenler için gerçekten önemli, değerli bir eser. Değerli bir adam. Uyarlamasının da daha sağlam olmasını isterdim.

Leonardo oyuncu olmamış oyuncu doğmuş. Bu adamın bütün filmlerini izledim bir tane kötü oyunculuğuna rastlamadım. Kendini yıldan yıla geliştirdi diyemeyeceğim çünkü o zaten oyunculukta ilk altın vuruşunu titanic ile yaptı. Hep oyunculuğu zirvede olan bir kişi. Bu film ise görselliği, şarkıları, oyunculuğu ve senaryosu ile bir başyapıt. Gatsby'nin ruh halini bu kadar güzel yansıtabilecek bir oyuncu daha yok. Film de Leonardo'nun sırtı dönükken kameranın kendisine yavaşça yaklaşıp, Leonardo'nun yüzünü dönmesini Titanic filminin finaline benzetmedim değil. Ancak muhteşem ötesi bir film olmuş. İzlemeyn bin pişman olur.

Ağır tempoda hadi hadi hadi diyerek beklenen ama yinede bakalım ne olacak dediğiniz bir film. İzleseniz de olur izlemeseniz de. İzlemezseniz de kaybedeceğiniz bir şey olmaz.

İzlerken çok keyif aldığım yapımlardan biri The Great Gatsby. Normalde dram ve romantik tarzda filmler izleyiciyi bir noktada boğar ve sıkmaya başlar fakat bu filmde bana hiç o olmadı. Gerek parti sahneleri gerek sonu, her anını izlemek eğlenceli. Masal gibi akıyo film. Karakterlere empati yapıyorsunuz. Bizden biriymiş gibi hissediyorsunuz. Oyunculuklar ise DiCaprio Gatsby rolüne çok yakışmış. Tobey de fena oynamamış. Kısacası güzel bir dram filmi. Özellikle sonuyla izleyen kişiyi etkileyeceğini düşünüyorum. Kesinlikle izlenmeli. Nokta

Filme grup olarak gittik. Filmden sonra hepimiz filmin tek iyi noktasında birleştik: Film arasına çıkmayarak hayatımızın hiç değilse 10 dakikasını kurtarmanın mutluluğu. İnsanların kitaba veya yönetmene aşık olup filme puan vermeleri anlaşılır bir durum. Ama bu ne yav, Imdb 7,5! Beyazperde'ninkini hiç söylemiyorum. Ne için? Abuk subuk, ortaokul öğrencisi psikolojisinde bir aşk hikayesi ve "güya" Amerika'nın dönemsel fotoğrafı. Film, DiCaprio karakterinin absürd şekilde cilalanıp sunulması, iki sahne sonra da inkar edilmesinden ibaret. Öykü yok, karakter yok, herkesin kafasına göre aldığı ve kafasına göre iptal ettiği kararlar, seçimler silsilesi var. Kimin, neyi, niye yaptığını anlamak mümkün değilken, bizim bütün bunları niye seyrettiğimizi anlamak hiç mümkün değil. Kitabın, yönetmenin ve oyuncuların baskısına dayanıp filme hakkı olan 5/10 puanı veren güzide basın üyelerine buradan selamlar.

Görsellik şahane ama konu eksik hani izlerken filmde böyle bir şeyler eksik kalıyor onu hissediyorsunuz,tamam aşk hikayesi var falan ama insanların ne yapmak istedikleri pek belli değil?ama dediğim görsellik,oyunculuklar falan çok iyi ayrıca bu filmi 3d yapmalarının hiçbir mantığı yok,gerçekten hem gözümüze hemde fazladan verdiğimiz paramıza yazık

The Great Gatsby, tüm kusurlarına ve bir miktar hayal kırıklığı yaşatmasına rağmen kötü bir film değil. Müthiş sanat yönetimi filmi ancak belli bir çıtaya kadar yükseltebiliyor. Film, görsellik bakımından Kırmızı Değirmen ile oldukça benzerlik taşıyor ama onun kadar başarılı olamıyor. Diyalogları bol olan film özellikle İngilizce bilmeyenler için altyazılı olarak hiç çekilmez, bu yüzden dublajlı izlenirse daha sağlıklı olur. En çok, iyi oyuncu seçimleri ve New York'u gösteriş biçimiyle puan toplayan The Great Gatsby bazı kısımları ileri sarılarak izlenecek olursa daha çok beğenilir. Zira yönetmen bu işi kendisi yapsaydı ve seyirciyi uğraştırmasaydı çok daha iyi olurdu. ----Bu, eleştirinin sadece son paragrafıdır.

The Great Gatsby ismi gibi muhteşem bir film olmasada görsel açıdan tatmin ediyor ama içerik olarak ediyor mu orası biraz şüpheli.Şöyle ki filmin fragmanları gerçekten beklentilerimi yükseltmişti ayrıca filmde kullanılacak günümüz rap,pop şarkılarının da filmde kullanılacak olması beni heyecanlandırmıştı fakat film beklentilerimi karşılamadı nedeni de filmde görsellik dışında konuya baktığımızda filmdeki karakterlerin amaçlarının ne olduğu belli değil filmin tam olarak seyirciye ne anlatmak istediği de belli değil gibi eksik kalmış veya tam olarak iyi yazılamamış bir film The Great görselliği gerçekten tatmin edici zaten bence filmin en iyi yanı görselliği ve filmin dönemine çok iyi uyum sağlayan şarkıları evet filmdeki müziklerin çoğu günümüzdeki popüler şarkılardan ama film müziklere çok iyi uyum sağlamış böylece etkileyici sahneler de ortaya çıkmış,filmin en çekici yanı görselliği ve müzikleri tabi bir de Leonardo DiCaprio'nun beni mest eden oyunculuğu adam yine döktürmüş.Filmi izlerken birkaç sahnesi dışında pek etkilenmedim zaten filmden çıktıktan sonra filmden aklımda kalan pek bir sahne bile yoktu yani film süresinin uzun olmasına rağmen etkileyici müzikleri olmasına rağmen içerik olarak zayıf ve sanki kısır döngü içerisinde geçen bir olarak illa sinemada izleyin demiyorum fakat evde izlenildiği takdirde keyif verebilecek en azından görsellik bakımından sizi tatmin edebilecek bir film,ben hem DiCaprio'nun oyunculuğu hem de müzikleri-görselliği için puanımı biraz daha fazla veriyorum.

7/10

DC ile yeniden, yeni bir film.. Bu adamın olduğu herhangi bir filmi izlememek zaten huzursuzluk veriyor artık.. Kalitesi tartışılmaz hiç bir zaman ama senaryo içeriğinden de kaynaklarak; bazen kendisi de, burada olduğu gibi ancak bir yere kadar getirebiliyor filmi.. Açık ve net.. Genel olarak düşünüldüğü zaman filmi "Amerikan Rüyası" başlığı altında topluyabiliriz.. Peki nedir bu özellik ? Filmden ve de bir kaç okuduğum yazıdan anladığı kadarıyla bir kaç kelime ile sonuna kadar gösteriş olduğunu söyleyebilirim.. Her ne kadar Nick'in yani Tobey Maguire'nin ağzından hikayenin ilerlediğini görsekte, anlatılsa da; baş karakterimizin yani Gatsby'nin de içinde bulunduğu aralıklı aşkın ön planda olduğunun aşınlanma çabası benim açımdan kesinlikle ikinci planda kaldı.. Ki partiler, New York'un bambaşka bir dünya gibi gösterilme çalışması bunların en büyük göstergesiydi.. Çok mu ayrıntıya girdim ne ama benim dikkatimi çok ama çok değiştirdi.. Ama şöyle de bir şey var; filmde sanat yönetmeni denen kavramı sonuna kadar geliştirmişler.. LDC'nin yanında filmin biraz daha yükselmesinde o dönemi acayip iyi bir şekilde yansıtmaları, bambaşka bir izlenim kazandırdı.. Örneğin; eski arabaların seçimi ve kullanımı gerçekten cezbediciydi.. Oyuncu seçimlerinde de filme yakışacak oyuncuları seçtiklerini söyleyebilirim. Leonardo'nun geçmiş karakterlerinde gördüğümüz muhteşemliği ve de filmlerin de ne kadar birinci karakter olsa da çoğunda sonda biraz argolaşarak, voltayı çekiyor olması birkaç şey düşünmeyi sağlayabiliyor.. Bir de Tobey Maguire denen nam-ı diyar Örümcek Adam'dan bahsetmek gerek.. Duruşu ve bazen anlayamadığım garip tebessümüyle birleşerek yine verilen rolünde pasif olarak (!) çok iyiydi.

acıkcası fragmanını ızlerken bıle sıkıldım. eskı tarıhlerde gecen bır cok fılm ızledım kımısı ıyı kımısı kotu ama bu fılm benı sarmadı :(.

Yönetmen Baz Luhrmann'ın abartılı ve gösterişli stilinden hoşlananlara yönelik bir film olan "The Great Gatsby / Muhteşem Gatsby", gösterişli sanat yönetimi ve kostüm tasarımlarına rağmen hikaye anlatımı bakımından oldukça zayıf bir yapım. Luhrmann'ın "Moulin Rouge! / Kırmızı Değirmen" filmiyle olan aşırı benzerliklerinden ötürü yenilikten tamamen uzak olan filmin en göze batan tarafı ise oyuncu performanslarından olay gelişimine kadar her şeyin abartılarak izleyiciye sunulması.

Herkes o yeşil ışığa ulaşmak için çabalıyor, ama bilmiyoruz ki bizim kontrolümüzün dışında gelişen şeyler de var...

Her şeyi planına göre olsun, aksilik olmasın deriz. Yıllar sonrası için yatırımlar yapar, yaşayacağımızı bile bilmeden gelecek için planlarız. Sanki her şey bizim planladığımız gibi olacakmış gibi yaşarız. Yaptığımız fedakarlıklar, uğraşlar bir hiç uğrunaysa...

Filmin başta çok geniş bir oyuncu kadrosu var. Tobey Maguire, Carey Mulligan, Joel Edgerton ve Leonardo DiCaprio. Başrolde olmasına karşın, Tobey'nin pek bir şey yaptığını düşünmüyorum. Hikayenin ilerlemesini sağladı sadece. Joel Edgerton ise benim sevdiğim oyunculardan birisi ve burada kendi adına en iyi performanslarından birini çıkarmış. Warrior filmi dışında tabi. DiCaprio ise her zamanki bildiğimiz DiCaprio. 2 hafta sonra hak ettiği Oscarı yıllar sonra alacak oyuncunun filmlerini izlemek ayrı bir keyif veriyor. Kendisinin 11. filmi oldu bu benim izlediğim. Bu açıdan bakarsam bu 11 film arasındaki en zayıf film bu diyebilirim. Film çok kötü olduğu için değil, Leo'nun ortalaması çok yüksek.

Film de senaryoyu basit buldum açıkçası. Hikaye olarak tamam ama idare eder. Çok apayrı bir yere koyamam. Ama kostüm, prodüksiyon, görsel açıdan, arka planlar bakımdan çok iyiydi. Film ve göze hitap eden bir film. Oyunculuklar da iyi ama işte asıl olması gereken senaryo zayıf kalınca tam o tadı alamıyorsunuz. Ortalama bir film olmuş. İyi seyirler... 6.9/10

Senaryo bana biraz basit gibi gelse de filme çok para harcandığı belli oluyor. Kostümler ve insanların davranışları, saç kesimleri vs filmin konu aldığı dönemi çok iyi yansıtıyor. Oyuncu performansları da iyi ama burda DiCaprio için ayrı bir parantez açılması lazım. Gerçekten mükemmel bir oyuncu olduğunu bir kez daha kanıtlamış. Bütün bunlar izlenilmesi için yeterli ama beklentiler fazla olmasın :)