Ödül Peşinde
Yazar: Melis ZararsızAslında romantik komedi türündeki filmler için kritik yazısı yazmak çok zor. Tabii eğer film son zamanlarda izlediğimiz İlişki Durumu: Karmaşık ( It's Complicated) veya eskilerden Harry Sally İle Tanışınca (When Harry Met Sally) örnekleri gibi, bir romantik komediden daha fazlası ise, oyunculuklardan senaryoya, yönetmenin tercihlerinden müziklere kadar bir çok konudan bahsedilebilir. Fakat genelgeçer diyebileceğimiz, aynı kalıplardan gitmeyi tercih eden o kadar çok romantik komedi film üretiliyor ki, eleştirirken biz de aynı kalıplardan gitmek zorunda kalıyoruz, iyi kötü...
Herşeyden önce oyuncu seçimi... Evet, Jennifer Anniston da Gerard Butler da, oyuncu kadrosunda gördüğümüzde filmlerini izlemeyi tercih edeceğimiz popüler isimler. Bu iki ismin biraraya gelmesi hakkınde ise ne söyleyebiliriz, evet aslında aralarında bir uyum sözkonusu, hayal kırıklıklarıyla izlediğimiz Morganlar Nerede filmindeki Hugh Grant-Sarah Jessica Parker uyumsuzluğu kadar kötü bir durum yok ortada. Ama gene de çok inandırıcı bir aşk göremiyoruz filmde. Altı ay flört etmiş, evlenmiş ve altı ay evli kalabilmiş, sonra boşanmış ama aslında birbirini unutamamış, gene de gururlarından hiçbir adım atmamış bir çiftimizin bir anda başına gelenler var bu kez. Gerard Butler'ın canlandırdığı Milo, polislikten kovulmuş, Amerika'da geçerli değişik bir mesleğe geçmiş bir adamı canlandırıyor, kendisi bir ödül avcısı. Cezasını çekmemiş veya ödememiş suçluların başına konan ödülleri, onu yakalayarak kazanan Milo, bu kez yakalaması gereken kişinin, kefaletini ödemeyen eski karısı olduğunu öğrenince çok sevinir, bir nevi ondan öcünü alacaktır. Jeniffer Aniston da hırslı bir gazeteciyi canlandırıyor, Nicole tam bir suç olayının üzerinde çalışırken eski kocası Milo onu esir alıyor. Bu alıkoyma, kaçma, kovalama esnasında da "biz niye ayrılmıştık yahu" düşüncesine kapılan çiftin aşkları kabarıyor. Hepsi bu...
Jeniffer Aniston, oyunculuk açısından, Friends dizisinden 10 yıl sonraki Rachel Green'den ötesini vermiyor bize maalesef. Gerard Butler ise aklımızda daha çok 300 filmindeki performansıyla yer etmesine rağmen bu komedi filminin kendince hakkını veriyor diyebiliriz.
Filmi Andy Tennant (Aşk Doktoru/Hitch, Beni Unutma/Sweet Home Alabama filmleriyle hatırlayabiliriz) yönetiyor. Film, fragmanını izlediğimizde tüm konuyu anlatıyor aslında, ne bir sürpriz, ne bir şaşırtmaca, ne bir heyecan, ne bir romantizm... Bu iki beğenilen ünlüyü izlemek, ah ama elbette atlamayalım, her bir sahne için özenle seçilmiş güzel müzikler ve gerçekten güzel mekanlarda (Atlantic City gerçekten olağanüstü ve yönetmen de bu güzelliğin hakkını vermiş) izlemek istiyorsanız, bu film size göre... Kaliteli, akılda kalıcı, içi dolu bir romantik komedi bekliyorsanız, pas geçin.