Tür sinemasının efsanevi film şirketi 'Hammer' ölmedi! 50'li yıllar ile 70'li yıllar arasında aktif olan şirket, geçtiğimiz yıllarda yeniden film üretmeye başladı. Korkudan bilim kurguya, komediden gerilime sayısız film üreten şirketin en önemli eserleri ise 'gotik korku' türündeydi. Bugün artık her biri klasik kabul edilen, ünlü korku mitleri üzerine kurulu stüdyo filmleri. Korku sineması için hazırlanacak her ansiklopedide diğer maddelerden daha fazla yer kaplayacak bir başlıktır Hammer. Bütün bunları neden sayıyoruz, çünkü Kiracı mezarından kalkan kült film şirketinin yeni dönem ürünlerinden. İtiraf edelim bu bilgiyle izlemeye başlarsanız, müthiş bir saygı ve merakla izlemeye başlıyorsunuz. Başroldeki yetenekli Hilary Swank kadar çekici bir isim Hammer.
Hilary Swank demişken, kendisi filmde eşinden yeni boşanmış bir doktor. New York'ta tek başına eve çıkmaya karar veriyor ve karşısına kocaman, gayet şık manzaralı bir ev çıkıyor, üstelik kirası da çok ucuz. Üstelik yakışıklı da bir ev sahibi var. Kadın yeni hayatına bir taşla iki kuş vurarak başlıyor anlayacağınız. Fakat yakışıklı evsahibiyle biraz zaman geçirdikten sonra bakıyor ki, aslında aklı eskisinde. Ve fakat evsahibi kadına kafayı takmış ve kadının evde olmadığı zamanlarda onun eşyalarıyla erotik maceralar yaşayarak bize saplantılı olduğunu hissettiriyor. Önüne çıkan adamları da, sevgili, dede ayırmadan ortadan kaldırıyor...Biraz sulandırdık mı sinopsis kısmını, filmi izleyince bizi anlarsınız.
Bugüne kadar Kiracı gibi sayısız film izledik. Hatta artık yeni eve çıkmanın oldukça tehlikeli bir şey olduğuna dair bilinçaltı korkularımız bile var. Komşularımız 'satanist' olabilir, evsahibimiz evdeki gizli kapılardan geçerek geceleri bizi gözetliyor olabilir. Karşı binada bir cinayet işlenebilir veya pencere önünde soyunan kadın göründüğü kadar masum olmayabilir. Uzatmayalım; peki Kiracı'nın farkı ne? Hilary Swank mı? Müthiş bir oyuncu olarak Kiracı'da da elinden geleni yapıyor ama haliyle o da senaryo kurbanı oluyor. Farkı bir Hammer filmi olması mı? Klasik bir gerilim filmi ama Hammer'ın altın çağıyla pek bir bağlantısı yok.
Kiracı romantik bir evsahibi-kiracı ilişkisi anlatıyor başta bize ve doğrusu oyuncuların kimyası tutuyor, kadının gerçekten kafasının karıştığını hissediyoruz. Hatta ister istemez makul bir aşk filmi atmosferi bile yakalanmış. Ama hikaye ölümcül bir saplantı anlatmaya başlayınca, bir türlü olmuyor, olamıyor. Hatta kimi yerlerde, mesela sapığımızın kadının yokluğuyla aşk yaşadığı veya kadının bunu keşfettiği yerler öyle bir olmamış ki, 'o kadar kötü ki, neredeyse iyi' diyeceğiz. Yani olmamışlığın sınırlarındaki bu acayip filmin bir kült olma potansiyeli var. Keşke türü hafiften ti'ye alan komik unsurular eklenseymiş. Yoksa bazı fenalıklar kasıtlı yapılmış olabilir mi? Olabilir.
Geçenlerde okuduğum kötü filmleri lezzetli bir şekilde anlatan bir yazıda, "her film için izlemeniz gereken üç sebep bulabilirim" diyordu yabancı yazar. Kiracı'ya uygularsam, ilk iki sırayı Hammer etiketine ve kült olma potansiyeline verebilirim. Üçüncü ise kesinlikle Christopher Lee. Az bir rolü var, üstelik öz bir rol de değil. Bir görünüp bir kayboluyor, hatta yazık oluyor. Ama izleyici kendini iyi hissediyor, nihayet bir Hammer filmindeymiş gibi...