Hesabım
    Ateşli Oda
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    1,0
    Çok Kötü
    Ateşli Oda

    Ateşli Oda

    Yazar: Orkan Şancı

    Başarılı olduğu genel kabul görmüş bütün filmlerin ortak noktalarından biri de, karakterlerin izleyicinin "umurunda" olmasıdır. Beğendiğiniz, aklınıza hemen geliveren bir kaç filmi düşünün. O filmleri sevmiştiniz çünkü oradaki karakterler-belki de hepsi, umurunuzdaydı. Diziler için de bu söylenebilir belki. İlla özdeşleşmeniz şart değil. Karakterlerin, hiç değilse birinin başından geçen olaylar umurunuzda olmuştur.

    2010 yapımı "Habitacion en Roma", İngilizce gösterim adıyla "Room In Rome" ya da bizdeki vizyon ismiyle "Ateşli Oda", umurumda bile değil şahsen. Tek mekanda, sınırlı oyuncuyla çekilen geçmişteki bazı filmlerle kıyaslandığında ortada büyük bir fiyasko olduğunu bile rahatlıkla söyleyebiliriz.

    Hafızamızı biraz zorlayalım. Gus Van Sant'ın 2002 tarihli Gerry'si, sadece iki karakterin (Casey Affleck ve Matt Damon) yolculuğunu anlatıyordu. Daha geriye gidelim. Richard Linklater'ın 2001 tarihli "Tape"i, tek bir odada, üç karakterin bir video kasetle ilgili diyalogları üzerinden gerilim yaratmayı başarıyordu. Daha yakına gelelim. Rodrigo Cortes'in 2010 yapımı usta işi "Buried"da, Irak'ta kamyon şoförlüğü yapan Amerikalı bir işçiyle birlikte bir tabuta hapsediliyorduk. Sadece o (Ryan Reynolds) ve cep telefonu aracılığıyla resmen bir macera filmine tanıklık ediyorduk. Filmin sonuna kadar bir tabutta kısılıydık ama bir an bile sıkılmamıştık, hatırladınız mı?

    "Ateşli Oda", biri Rus diğeri İspanyol iki kadının, Roma tatillerinin son gecesini birlikte geçirmesini anlatıyor. Sadece iki kadın ve arada kısa süreli rol çalan Max adında bir garson. Tek bir oda. O odada Roma'nın tarihini anlatan bazı resimler. Sonuç: sıkılıyoruz.. Çünkü ne "doğuştan lezbiyen" olduğunu söyleyen Alba, ne de "bir içim su" Rus güzel Natasha, karakter olarak umurumuzda..

    Yönetmen-senarist Julio Medem, gayet iyi eleştiriler aldığı 2001 tarihli "Sex and Lucia"yla tanıdığımız bir isim. Bu kez kamera ve ışıkla çalışmak için iki kadın karakter seçmiş kendine. Film boyunca aktrislerin vücutlarının neredeyse her dokusunu net biçimde görebileceksiniz. Aradaki komik diyaloglardan zaman kaldığında bol bol lezbiyen erotizmi de sizi bekliyor olacak. Bu sahneler gayet estetik çekilmiş olsalar da 109 dakika uzun süre, başka şeyler de gerek..

    İspanyol aktris Elena Anaya ve Rus güzel Natasha Yarovenko arasında filmde bir aşk filizleniyor galiba ama buna inanmamız için tek bir sebep bile yok. Rus olan çekingen biraz. İspanyol onu ayartıyor. Geceye başladıktan hemen sonra birbirlerini tanımaya çalışıyorlar. Önce yalanlar, sonra itiraflar başlıyor. Beraber olmak için birbirini tanımanın şart olmadığı bir yerdeyiz. Önce cinsel cazibe, seks, ardından kişiliklerin tanınması aşaması başlıyor, sonra yine seks, arada Google Earth benzeri bir programla yaşadıkları yerleri öğrenme, sonra duş, geçmişteki travmalara belirli bir bakış, sonra yine seks.. Haklarını yemeyelim; Alba ve Natasha; birbirleri dışında, zaman zaman duvardaki tablolarla da ilgileniyorlar. Ama kurdukları bağlar güçlü değil. Geçmişinden söz etme sırası gelen kadının diğerine arkasını, yüzünüyse kameraya dönmesi, bu sırada başlayan müzik, karşımızda resmen bir müsamere havası yaratıyor. Hele o resimlerden birindeki Eros'un fırlattığı okun Alba'ya isabet etmesi ve iki kadının küvette o oku çıkarmaya çalışması, size nasıl gelecek, çok merak ediyorum.

    Filmin bir yeniden çevirim olduğunu söylemiş miydim? 2005 yapımı Şili yapımı "En la Cama"nın yeniden çevrimiyle karşı karşıyayız. O filmde bir erkek ve bir kadının son gecesi anlatılıyordu. İspanyol yönetmen Medem çektiği ilk İngilizce filmde karakterlerin ikisinin de kadın olmasını tercih etmiş. Gerçi karakterlerin İngilizcesi size en başta biraz garip gelebilir ama filmin gerçekçi olabildiği ender anların da, bu iki garip turistin yabancı bir diyarda iletişmeye çalıştıklarını gözlemlemek olduğunu söyleyebiliriz.

    "Ateşli Oda", vizyon adı olarak doğru seçim aslında. Filmin, size ateşli bir odadan daha fazlasını sunmaya niyeti yok. Filmin bir yerinde Natasha "okunu germeden önce hedefin hazır olmalı, sanatçı neyi temsil ettiğini bilmeli" gibisinden bir laf ediyor. "Ateşli Oda" için en isabetli eleştiri cümlesi de bu zaten. İki yabancının "one night stand"ini ilgi çekici hale getiremedikten sonra filmi "lezbiyen pornosu" olarak niteleyenlere kızmanın alemi yok.

    Orkan ŞANCI

    twitter: lostchildd

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top