Paranormal Activity
Yazar: Serdar KökçeoğluParanormal Activity'i çekildiği günden bugüne kadar geçen süreçte bir efsaneye dönüştüren hikayeler hiç az değil. Fakat bana en ilginç geleni Steven Spielberg'le ilgili olanı oldu. Malum genç yönetmen Oren Peli 2007 yılında 15 bin dolara çektiği Paranormal Activity'i satabilmek için çeşitli gösterimler düzenliyor ve gördüğü ilgiden de güç alarak filmi büyük şirketlere ulaştırıyor. Bu dönemde film Dreamworks'ün eline geçiyor ve her izleyenin çarpılarak bir üst konumdaki kişiye izlemesi için vermesiyle de en son Spielberg'e ulaşıyor. DVD'yi evine götüren yönetmen ertesi gün bir çöp poşeti içinde geri getiriyor.
Filmden makul miktarda korktuğunu ve hatta izlerken kapıların kendi kendine kilitlenmesi nedeniyle filmin lanetli olmasından şüphelendiğini söylüyor. Ünlü yönetmenin kapı sistemindeki arızanın filmin satılmasında katkısı oldu mu bilinmez ama şirket yetkilileri filme ve yönetmene yeşil ışık yakmakta gecikmiyorlar.
Tabii uzun bir kararsızlık süreci geçiriliyor; Paranormal Activity ya böylece vizyona sokulacak ya da yeniden çekilecek. Uzun bir süre ortadan kaybolduktan sonra film Amerika'da vizyona girdi ve devam filmi söylentileri ortaya çıktı. Pek yetenekli Peli ise, "found footage" takıntısını devam ettireceği "Area 51" isimli bir bilim kurgu projesi kaptı.
Paranormal Activity'nin şirket yöneticilerini kararsızlığa sürükleyen, bu esnada dünyanın her yerinde filmi duyan ve izlemek için sabırsızlanan korku sineması hayranlarını heyecanlandıran büyüsünün sırrı ne acaba? Korku sinemasından etkilenmeyen, en sağlam korku sahnelerini bile gülümseyerek izleyen "duyarsız" izleyicilerin bile teslim olabileceği türde dehşetengiz sahneler barındırıyor film. Fakat sırrı sadece korkunç olmayı becerebilmesinde değil. Kamerayı doğrudan oyuncunun eline veren, belgeselmiş gibi yapan POV filmlerin iyi düşünülmüş, zekice yazılmış bir örneği olmasından kaynaklanıyor.
Tür sinemasını daima önemsemiş bir izleyici olarak, "fantastik türlerin" muhafazakar yapısından son dönemde rahatsız olduğum kadar hiçbir zaman rahatsız olmadığımı belirtmem lazım. Malum, tür sineması biraz da klişelerin sinemasıdır. Korku, bilim kurgu ve fantastik sinemada daima klişelere ihtiyaç duyarsınız. Hatta aynı hikayeyi küçük değişikliklerle defalarca izlersiniz ve bundan rahatsız olmazsanız. O hikaye klasikleşir ve bir alt türe dönüşür. Fakat dönem dönem bu türleri yenilemek, orijinal formüller icat etmek gerektiği ortada.
Amerikan stüdyoları bunu yap(a)madığı için elli yıllık korku filmlerini yeniden çekerek önümüze koyuyor. Tam olarak remake çılgınlığının mide bulandırdığı, bağımsız korku filmlerinin sahici olmadığı, iyi işlerin Avrupa ve Uzakdoğu'dan gelmeye devam ettiği bir dönemde karşımıza çıktı Paranormal Activity. Tabii ki bir korku fanının stüdyolardan bağımsız, kendi çabalarıyla yaptığı amatör bir film bu. Aynı türdeki Blair Cadısı'nı akla getirmesi boşuna değil.
Paranormal Activity'nin sıklıkla karşılaşamadığımız türde, izleyiciye sıradan bir öykü değil unutulmaz bir deneyim sunan bir film olduğunu düşündüğüm için, hikayesini detaylı bir şekilde yazmak istemiyorum. Eminim henüz izlemeyen herkes, genç, birbirini seven bir çiftin evlerindeki tuhaf olaylar nedeniyle hayatlarını umutsuz bir belgesele çevirdiklerini okumuştur.
Gece uyurken kapının oynaması, başka odalardan gelen sesler gibi artık sıradanlaşmış durumlar burada epey ürkütücü oluyor. Özelikle de evdeki negatif enerji kadını da etkileyerek geceyi ayakta geçirmesini sağladıktan sonra. Aşağı yukarı nasıl bir belayla karşı karşıya olduklarını tahmin ediyorsunuz; fakat Oren Peli bizi izleyici konumundan alıp odanın bir köşesine yerleştiriyor. Sabaha kadar uyanık durması gereken bir hasta bakıcı gibi odanın yaşadığı tuhaf olayları tecrübe ediyoruz. Filmdeki "karakterlerin" bir adım önüne geçiyor ve evin o geceki sürprizini onlardan önce keşfediyoruz. "Bu sadece bir film" demek o kadar kolay değil artık!
Korku sinemasının iyice muhafazakarlaştığı; orijinal öyküler bulmak yerine eskileri pişirip önümüze koyduğu bir dönemde, izleyicilerin arasından çıkan bir yönetmenin küçük paralara çekip, haklı olarak stüdyoların kafasına fırlattığı bir film bu. "Yasak Bölge 9" nasıl Philip K. Dick özentisi bilim kurgu filmlerinin türü sıradanlaştırdığı bir dönemde bize bilim kurgu sinemasının geleceğini gösterdiyse; Paranormal Activity de korku sinemasının geleceğine dair umut veriyor. Daha orijinal, daha yaratıcı ve daha SAHİCİ yollar bulunabiliyormuş.