En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
Siyahatlyprens
65 değerlendirmeler
Takip Et!
2,5
17 Ekim 2010 tarihinde eklendi
kitabını okumadım bu yüzden kitap ve film arasından bir eşleştirme veya karşılaştırma yapamam.. kitaba arkasını yaslamış olduğu halde dünya çapında bestsellere giren bir eserin hakkı sinema da verilememiş diyebilirim.. Filmi tek başına eleştirecek olursak; hikaye güzel olsa da anlatım zayıf, zaman zaman sıkıcı bir hal alan, bazı noktalarda konuların gereğinden fazla uzatıldığı vasatın biraz üzeri bir yapım olduğunu söyliyebilirim. Bana göre orta düzey bir filmdi puanım 5/10 dur.
- Kırk Yıllık Sır Perdesi -İsveçli yazar Steig Larsson'un yazdığı ?Millenium? üçlemesinden tıpkı bu edebi üçlemesi gibi üçlemeden oluşan serinin ilk filmi ?Ejderha Dövmeli Kız?; özellikle son dönemde yapılan birçok edebi uyarlamanın aksine kitabıyla aynı doğrultuda dünya çapında bir başarı kazanarak 2009'un ses getiren yapımlarından biri olmuştu.Kitaba da ismini veren Milenyum adındaki dergi haksızlıkları ve tüm yasadışı olayları ortaya çıkarmaya yeminli bir dergidir. Filmin hemen başında derginin editörü Mikael Blomkvist ile tüm yasa dışı işlerinden dolayı suçladığı siyasetçiyle mücadelesini basın gözünden izliyoruz. Bu mücadelenin sonucunda ise idealist gazetecimiz Blomkvist haksız bir biçimde suçlu bulunup ceza alıyor. Dergisinden ayrı kalan Blomkvist'e köklü Vanger ailesinden Harriet Vanger'in tam kırk yıl evvel gerçekleşen kayboluş hikâyesini çözmesi isteniyor. Blomkvist başta bu isteğe sıcak bakmasa da daha sonra Harriet'in çocukluğunda bir dönem bakıcılığını da yapmış olmasının da etkisiyle bu teklifi kabul ediyor. Yıllar evvel gerçekleşmiş olan bu kayboluş hikâyesi sadece Blomkvist'in dikkatini çekmiyor ve filmin başında Blomkvist'i tanırken ufak çapta hayatına göz attığımız, filme de imajıyla ismini veren ejder dövmeli kızımız Lizbeth de hikâyeye dâhil oluyor.Bir güvenlik firmasında hackerlık yapan Lizbeth ile sosyal danışmanın taciz ve tehditleriyle tanışırken; herkese karşı mesafeli, kendinden başka kimseye güvenmeyen asosyal kişiliği ve farklı giyim tarzıyla hemen dikkatleri de üzerine çekiyor. Özellikle sosyal danışmanıyla yaşadıkları filmin başlarında yer alsa bile film bittiğinde en etkileyici sahneler olarak akıllara kazınıyor. Bir bakıma filmin başarısı belli ölçüde Lizbeth karakterine dayanıyor. Bu yüzden Lizbeth karakteri filmde çok önemli bir yere sahip. Özellikle Blomkvist ile olayları su yüzüne çıkarmaya uğraş verdikçe Lizbeth'i, tıpkı Blomkvist gibi, daha yakından tanımaya çalışıyoruz. Hayatın darbesini yediği her halinden belli olan bu genç insana yaklaştıkça o bizden kaçıyor, tıpkı Blomkvist'e yaptığı gibi?Kırk yıl evvel gerçekleşmiş bir kayboluş olayının çözümü başta biraz fantastik dursa da film boyunca olabildiğine gerçekçi kanıtlarla bu çözümleme sahici bir hale getiriliyor. Karakterlerimiz olayı araştırırken filmi pür dikkat izleyen bir izleyici de o karakterlerin yanında üçüncü bir göz olarak filme dâhil olması hiç de zor gerçekleşmiyor. Karakterleri ve filmin geçtiği dünyayı ufak çaplı tanıdığımız filmin ilk yarısı nasıl sade ve ağır ilerlediyse de kayboluş hikâyesinin araştırıldığı ikinci bölüm tam aksi yönde yüksek bir tempo ve gerilimle ilerliyor. Olaylar çözümlendikçe aslında filmin de derdi ortaya çıkmış oluyor; haksızlık ve suçla örülü dünyanın son durumu ve ilintili olarak yakın geçmişimiz??Ejderha Dövmeli Kız?; son yılların en sıkı polisiye-gerilim filmlerinden biri olduğu gönül rahatlığıyla söyleyebileceğimiz bir film olmasının yanı sıra merak uyandırıcı karakter çalışmasıyla da unutulmayacak bir film. Tabii bunda Lizbeth karakterini olabildiğine doğal ve inandırıcı oynayan Noomi Rapace'nin ve Blomkvist karakterini oldukça karizmatik bir biçimde canlandıran, Lukas Moodyson'un ?Together? filminden hatırlayabileceğimiz, Michael Nyqcvist'in performanslarının etkisi büyük.Herhalde bu filmi izleyip beğenip de aynı yıl çekilmiş farklı bir yönetmenin elinden çıkmış serinin diğer iki filmini merak etmeyenler tahminimce yoktur. İki zıt karakterin ilişkisinin nereye varacağı Lizbeth'in geçmişinde yatan sır perdesi hepsi merak konusu doğrusu. En iyisi serinin diğer filmlerini de izleyip meramızı gidermek. Son olarak filmin Hollywood versiyonunun çekildiğinin, yönetmen koltuğunda ise David Fincher'ın yer aldığını da hatırlayım. Böyle güzel Avrupa yapımlarının Hollywood canavarı tarafından yutulmasını aşikar olsa da David Fincher ismi biraz olsun kalplere su serpiyor. En iyisi onu da bekleyip görmek?- ?The Girl with the Dragon Tattoo? {Ejderha Dövmeli Kız, 2009} / Nielsen Arden Oplev -
merhabalar;Bu filmi izlemeden önce kitabını okudum. Kitap çok sürükleyiciydi. Film için aynı şeyi söyleyemem. Film kitaba çok sadık kalamamış. Birbirinden kopuk sahneler çoktu. İzlenir mi evet ama evde sinemada değil.Puanım 6,5/10
Abartıldığı kadar bi şey yokmuş..yine sapkın bi cinsellik var diye millet bunu abartmış belli..tamam kötü film değil iyi yazmışlar, oynamışlar ama love me if you darei izlediğimdeki hayal kırıklığını yaşadım..çok daha fazlasını bekliyodum..film çok da kötü olmadığı halde,ben çok iyi beklediğim için olmalı,tatmin etmedi beni..bi kaç sürpriz dışında,tahmin edilebiliyor her şey..yine de izlemeye değer bir film..
2.5 saat olmasına rağmen güzel film. filmi beklentilerim olmadan izlerim çok daha zevkli oluyo tavsiye ederim. sıkılmadan izledim hep şimdi ne olucak dedim merak ettim yani. zaten dikkat ederseniz 1.5 saat üstündeki filmin kötü olma imkanı cok azdır. rahatlıkla gidip izleyebilirsiniz.
Benim anlamadığım bu film neden ülkemizde bu kadar geç vizyona girmişki'Bu kitabın devamı olan 'The girl who played with fire' ve ' The girl who kicked the hornest nest' çoktan film yapılmış ve hatta sinema tarihinin en iyi üçlemeleri arasında gösterilmiş.Ne iş ya bu kadar geç vizyona giren bir film Türkiye bu zamanda.
Film bence güzel ve sürükleyici..Kitabına nazaran cinsellik daha az bu açıdan iyi olmuş :) Ama konuyu ve mekanı tam anlamıyla izliyeciye yansıtmışlar Kitap uyarlaması olmasından dolayı tabikide bazı olaylar atlanmış ama sonuçta her sahnesini çekseler film 3.5 saat olurdu.Bazı kitap uyarlamalı filmler kitaptan bağımsız oluyor ve istenilen anlatılamıyor :) Kısaca Kİtabını okumadan bu filmi izlerseniz herşeyi anlamış olursunuz :)) 10 üzerinden 9 veriyorum :)
Çok uzun zamandır böyle merak uyandıran bir film izlemedim. Oldukça sürekliyici insanı içine çeken film. Film 2,5 saat olmasına rağmen hiç sıkılmadan izlenebiliyor. 10 üzerinden 8,5
Film konu olarak güzeldi,ancak çok gereksiz sahne vardı ve bundan dolayı filmden hiç memnun kalmadım,gayet rahatsız ediciydi. ses getirmek için çekilmiş sahneler filmin güzel olan konusunu mahvetmişti bence..
ben, eğer imkanınız varsa filme gitmenizi öneriyorum. kitabın bir kısmını okuyabilmiştim. filmi izlediğimde ise karakterlerin hayalimdekiyle bayağı benzeştiğini gördüm. en az 7/10 diyorum. ayrıca bence hollywood versiyonunu beklemenize de gerek yok.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.