Hesabım
    Biutiful
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    4,5
    Muhteşem
    Biutiful

    Biutiful

    Yazar: Murat Tolga Şen

    Alejandro Iñárritu'nun yönetip Javier Bardem'in başrolünde oynadığı bir filmi, daha seyretmeden beğenecek kadar güveniyorum bu iki Latin sinemacıya. Bu düşüncede pek çok sinemaseverin olduğuna da eminim ama Biutiful bu peşin kredinin de ötesine geçecek kadar güçlü bir film. Sinemaya lunapark eğlencesi olmaktan başka bir anlam yüklemeyen ve sırf kafa dağıtmak için salona girmiş bir seyirciyi dahi kendine esir edip sevdirecek kadar has bir sinema başyapıtı.

    Paramparça Aşklar Köpekler, 21 Gram ve Babil gibi filmler sayesinde bir 'Iñárritu' fenomeninden bahsetmek mümkün. Yönetmen, Meksika güneşinde kavrulmuş acıklı öyküleri, seyirciyi duvara çarparcasına bir duyarlılıkla işlediği tüm bu filmlerle 'yönetmen sineması'nın son ve güçlü temsilcilerinden biri haline geldi. Sinemayı seviyorum deyip Iñárritu'nun filmlerini beğenmeyen yoktur sanırım. Bu defa kendi ruhuna Bardem'in güçlü oyunculuğu ve karizmasını da katıp diğer filmlerinden daha duygusal şehvete sahip bir işe imza atmış.

    Film beyazperdede sıkça hayat bulan, Latin Amerika'daki varoş yaşamına, mülteci dramına ve yoksulluğun pençesinde kıvrananların yaşamına odaklanıyor. Fakat Meksikalı yönetmen bunu bir sürü kesmeyle kotarılmış Tony Scott tarzı "beyaz adam" bakış açısına sahip bir anlatımla değil, kendi kültürüne bağlı sinemasının sakinliğiyle veriyor. Bu yüzden izlediğimiz her şey daha gerçek, daha yürek burkucu bir gösteriye dönüşüyor.

    Javier Bardem'in, kendisine altın palmiyeyi kazandırıp, Oscar'a da çok yakın düşüren müthiş bir oyunculukla perdeye taşıdığı Uxbal karakteri filmin odak noktası. Her şey onun etrafında şekilleniyor. Merhameti de, öfkesi de sınırsız. Hayatını kazanmak için kanunsuz işler yapıyor, yapanlara aracı oluyor ama bir yandan da yüreği yufka bir baba, sorunlu evliliğini kurtarmaya çalışan ve tüm yaptıklarına rağmen karısını seven bir eş. Yaptığı tüm yanlışların bir sebebi var ve karakter seyredenle öyle bir özdeşleşme yaratıyor ki filmi izleyenler onu yargılamak yerine anlamaya çalışıyor.

    Tüm Iñárritu filmleri sakin, sıradan, sefil ve acımasız bir gerçek yaşam taklididir. Biutiful'da abartı tuzaklarına düşmeden, yaşananı olduğu gibi aktarmaya çalışması (ve bunu başarması) yüzünden kıymetli. Yarattığı karakterleri bu kadar önemseyen bir öyküyü uzun zamandır izlememiştik. Uxbal, karısı, çocukları ve filmde şöyle bir gözükenler dahil olmak üzere tüm karakterlere gösterilen kaleidoskopik bakış açısı, filmden çıkan izleyicinin aklını uzun süre meşgul edip farklı fikir yürütmelere sahip olmasına yol açacak cinsten.

    Biutiful gerçekten önemli bir film. Bu vizyondan hatırda kalacak birkaç işten biri. Bazı filmler her türden seyirciyi etkileyecek kadar güçlü bir sihre sahiptir ve Biutiful'da öyle. Yıllar önce izlediğim Birdy'nin bana yaptığı gibi sıradan bir seyirciyi bile 'dönüştürebilecek' bir etkisi var. İyi bir filmin yapacağı şeyi yapıyor ve seyirciyi sarsıyor. Mutlaka ve sinemada izleyin.

    Twitter: murattolga / murattolga@gmail.com

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top