En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
KaliteTAKİP
Takipçi
873 değerlendirmeler
Takip Et!
4,0
15 Ekim 2014 tarihinde eklendi
Bazen monoton bir hayatın içine gireriz. Her gün aynıdır. Günler sanki birbirinin kopyası gibidir. İnsan uzunca bir zaman böyle yaşadığında içinde bir şeyler çürümeye başlar. Hayatında bazı değişiklikler yapması icap eder. Bir döngüye son verip yeni bir döngü başlatması gerekir. Eğer ki değişiklik yapmaz ise yavaş yavaş içinde bulunduğu durum onu yıpratarak hayattan koparır hatta ölüme bile sürükleyebilir. Bana göre Zebercet de böyle bir hal içinde. Günlük hayatın rutininden içinde bulunduğu psikolojik durumun hastalığını yavaş yavaş fark ediyor. Film güzeldi. İnsan psikolojisinin derinliklerine iniyor. Üstüne üstlük Türk filmi olması mutluluk verici.
Senaryosunu da, Yusuf Atılgan'ın aynı isimli romanından (1973) uyarlayarak kaleme alan Ömer Kavur'un yönetmen koltuğunda oturmakta olduğu "Anayurt Oteli"; "Shining"deki (1980) Jack Nicholson'ın canlandırdığı ünlü Jack Torrance karakterinin değil...
Fakat...
Mekansal ve duygusal olarak, Zebercet karakterinin "Overlook Hotel"ine dönüştüğü apaçık bir biçimde ortada olan...
Psikolojik bir suç draması olarak geliyor karşımıza...
***
Gelin isterseniz, Venedik Film Festivali'nde...
Aday gösterildiği "Altın Aslan"ı kazanmak değilse de, "Lunga vita alla signora!" (1987) ile paylaştığı "FIPRESCI Ödülü" ile yetinmek mecburiyetinde kalmasının yanı sıra...
Fanatik Görüntü Sistemleri tarafından restore edilerek pırıl pırıl bir hale getirilmiş olan ve çekimleri Aydın, Nazilli'deki tarihi Ankara Palas Oteli'nde gerçekleştirilen...
Türk sinemasının klasikleri arasındaki bu müstesna filme...
1080p formatındaki bir kopyası ile biraz daha yakından bakalım...
***
1950 doğumlu ve ortaokul 2 terk eğitim seviyesindeki Zebercet'in (Macit Koper)...
Müdürlüğünü yapmakta olduğu Anayurt Oteli'ne...
Gecikmeli Ankara treniyle üç gün önce...
Esrarengiz bir Kadın (Şahika Tekand) gelmiş...
***
Ancak adını söylemediği için kaydını yapamadığı...
Ve kaldığı "1" numaralı odadan çıkıp giderken de...
"Bir haftaya kadar dönerim" diyen bu müşterinin...
Gittiği Hacırahmanlı köyünden geri geleceğine...
Son derece inanmış bir haldeymiş aynı Zebercet...
***
- Pazartesi -
Kurduğu saatin ziliyle...
Sabah saat 06:00'da uyanan Zebercet...
İlk iş olarak da...
Yardımcı kadın Zeynep'i (Serra Yılmaz) uyandırıp hazırlattığı...
Kahvaltısını yapar...
***
Ardından da...
Otelden ayrılan müşterilerin tahsilatını gerçekleştirir gerçekleştirmez...
***
Saat 08:00'i gösterirken...
Bütün odaların kapısını çalmak suretiyle...
Uyuyan müşterileri birer birer yataklarından kaldırır...
***
Akşam olduğunda da...
Gün içinde...
Çarşıdaki berbere gidip sinek kaydı tıraşını olup...
Kendine yeni kıyafetler de satın alan Zebercet...
Aklının takılı kalmış olduğu Esrarengiz Kadın'ın sadece bir gece konakladığı...
Ve odaları temizleyen Zeynep'e kesinlikle dokundurtmadığı...
"1" numaralı odayı ziyaret edip...
Kül tablasındaki kırmızı ruj lekeli sigara izmaritleri ve dibinde bir miktar çay kalmış olan ince belli bardak ile diğer eşyaların...
Yerli yerinde durup durmadıklarını kontrol ederken...
***
İçinde çiftlerin bulunduğu...
Odaların kapısına kulak verip...
Derinden gelen sevişme seslerini dinlemeyi de ihmal etmediği gibi...
***
İşittiklerinden tahrik olması nedeniyle de soluğu...
Cinsel anlamda taciz edeceği Zeynep'in yatağında alır...
***
- Salı -
Ne yazık ki...
Esrarengiz Kadın'dan halen bir haber mevcut değildir...
***
- Perşembe -
Şimdi de sıra...
"1" numaralı odanın kapısının çalınıp...
Aslında içeride olmayan Esrarengiz Kadın'ın...
"Girin" demesinin nihayetinde...
İçeriye girilip...
Odanın günlük rutin denetimi faslına gelmişken...
***
Aniden gelişen...
Beklenmedik bir talihsiz sebebiyle...
Esrarengiz Kadın'ın çay bardağını elinden düşürerek kırılmasına yol açtığında...
Odanın bozulduğunu düşünen Zebercet...
"Gelmezsiniz artık" diyerek...
Önce hafiften bir paniklese de...
***
Ertesi gün...
Cam kırıklarını süpürüp temizleyerek...
Kırılan bardağın yerine...
Orijinalindeki kadar çay doldurduğu yenisini yerleştirip tekrardan morallenerek...
Beklemesini sürdürecektir...
Dakika 36...
***
Ama...
Akıp giden günlere rağmen...
Baktı ne gelen var ne de giden...
Böylelikle de iyice tozutarak, içine sıkışıp kaldığı oteli...
Esrarengiz Kadın haricindeki müşterilerin tamamına kapatan Zebercet'in ruh halinin damgasını vurmaya devam edeceği filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; pek çok ters köşe sürprizi de bünyesinde barındıran, 65 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...
***
Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...
"Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...
Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...
25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...
Çok uzun senelerdir ismini duyduğum, Kavur ve Koper'in başarılarının övgülere boğulduğuna şahit olduğum bir filmdi "Anayurt Oteli". İzlemekte geç kaldım. Tabii üzerine çok konuşulacak, konuşulması gereken bir eser. Yalnızca 90 dakikalık süresi içinde değil, ülkemiz sinemasındaki yeri, yarattığı etki, değişimler, öncülük ettiği olgular. Bunların hepsi, belki filmin de önüne geçen ve derinlemesine konuşulması gereken konular. Her şeyden önce söylemek gerekir ki, çekildiği yılın, özellikle o yıla kadarki Türkiye sinemasını göz önüne aldığımızda, oldukça önünde bir film. Bir "David Lynch" etkisi bırakıyor. Yusuf Atılgan'ın aynı adlı romanından uyarlanmış. Kitabı okumadım ancak pek çok çevrede sağlam bir kitap olarak kabul edildiğini biliyorum. Yani kitap ile film arasında hep süregelmiş o karşılaştırmalara giremeyeceğim ne yazık ki. Zeberced karakteri derin bir karakter, zor bir karakter. Film zaten genel anlamda oldukça zor. Yönetmen bir şeyler hissettiriyor (müzik kullanımı da bayağı başarılı), bir şeyleri vurgulayabiliyor. Sonuç olarak izlemeye değer, görülmesi gereken bir "deneme" ortaya çıkıyor. Evet, bunu bir nevi deneme olarak görüyorum. Herhangi bir şeye herhangi bir yenilik getirmeye çalışmak, başlı başına bir deneme değil midir? Karakter odaklı, bu gibi derin filmlerin, son yıllarda olduğu gibi daha da artarak devam etmesi gerektiği, ülkemiz sinemasının belli bir karaktere sahip olmasında bunun önemli bir payı olacağı düşüncesindeyim.
Temposu başta biraz can sıkabilir ama ilk yarım saatte dayanıldığında film bambaşka bir yere yelken açıyor.Rus bir klasik kitap okuyormuş hissine kapılıyorsunuz.Bir arkadaşın tavsiyesiyle izlediğim bu filmi kesinlikle öneririm.
türk sinemasını yüz akı filmlerinden kesinlikle ... zebercet karakterinin psikolojik bunalımı inanılmaz işlenmiş ... filmi izlerken zebercet karakterinin yerine kendinizi koyuyor , yaşadığı bunalımı sizde yaşıyorsunuz ... sonu ise insanda dumur etkisi yaratıyor ... macit koper in usta işi performansınıda unutmamak gerekir ... zebercet karakteriyle harikalar yaratmış ... yönetimi,senaryosu,müzikleri,oyunculukları,psikolojik analizleri :) kısacası herşeyiyle oldukça başarılı bir film Anayurt Oteli ... izlenmesi gereken bir türk filmi ... 10/8 ...
Zebercet ismi gibi Anayurt Oteli de gerçekten ilginç ve kaliteli bir yapim. Yalnizlik gibi zor bir konuyu çok basarili anlatiyor.
Kamera ile birlikte sanki otelin odalarinda sizde geziyorsunuz. Isik ve Karanlik birlesimleri çok iyi. Otel kapisini açinca yayilan isik süper.Karekter analizi fevkalade.Serra Yilmaz da bir o kadar basarili.
Bunalim ve kimsesizlik kara bir bulut gibi geziyor Zebercet'le beraber.
Yaklaşık 2 senedir elimde vcdsi vardı seyretmesi bugüneymiş. Kitabıyla sansasyon yaratan Yusuf Atılgandan sonra zor bir işe soyunan büyük usta Ömer Kavur otel seçimiyle ( çok titiz bi araştırma sonucu ) başlayan , Macit Koper , Serra Yılmaz ve diğer yan karakterin şovuna dönüşen son tahlilde enfes bi sonla biten filme imza atmış. Her karesinde dramın , yalnızlığın aktığı Nazillide Zebercetin yalanları dolanları ve umutsuzca bekleyişi .. Muhteşem
Hep çok abartıldığını düşündüğüm bir film olmuştur. Yanlış anlaşılmasın film iyi bir film ama o kadar değil. Roman (yusuf atılgan) çok fazla bir şey katmamış eser. Film geçişleri ve kamera açıları biraz amatör kalıyor tabi bütçe nedeniyle az çekim yapıldığını tahmin ediyorum ama daha zor koşullarda yapılmış çok daha eski klasiklerle karşılaştırınca abartılıyor diyorum.
her daim her türlü en iyi filmler listesinde kendisine yer bulabilen sinemamızın en iyilerindendir..bu arada arkadaşındada dediği gibi Macit Koper'in oyunculuğuna dikkat...belki Yusuf Atılgan^'ın romanını Ömer Kavur kendi anlatımını göre betimlemiş ama yinede bana kalırsa mükemmel
yusuf atılganın kitabı bence çok başarılı bir şekilde sinemaya aktarılmış bundan iyisi yapılamazdı.zebercetin yaşadıgı psikolojik gerilimi,gerçek ve düş arasında gidip gelmesi macit koperin usta oyunculuguyla bütünleşmiş.kesinlikle izlenilmesi gerekenler listesine eklenmeli.türk sinemasının büyüklügünü hissettiren filmlerden biridir anayurt oteli..
film kendi açımdan izlenmesi zor geldi ama sabırlı davranınca bu değişiyor.zebercetin gitmekle kalmak düşle gerçek arasındaki hayatı ya da hayali derinden etkiliyor insanı.öyle rahatsız ediyor ki sizi ancak gereken soru işaretlerini çengelleyp öyle gidiyor film. macit koper duruş itibariyle bu kadar uygunluk pes dedirtiyr.kendinimi oynamş acaba demekten kendimi alamadm:))
Senaryo, oyuncu yönetimi, dramuturji, kurgu ... sinema adına ne varsa hepsini başarılı çok net ve uzatmadan söylüyorum anayurt oteli Türk Sinema Tarihinin en iyi filmidir.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.