Hesabım
    Özgürlük Yolu
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    2,5
    Geçer
    Özgürlük Yolu

    Özgürlük Yolu

    Yazar: Ali Ercivan

    Peter Weir'in yaşayan en büyük zanaatkar yönetmenlerden biri olduğuna kimse itiraz etmez herhalde. Ölü Ozanlar Derneği, Gelibolu, Yeşil Kart gibi çok sayıda sevilen filmi var. Uzun zamandır oldukça geniş aralıklarla film üretiyor. 1993'teki Korkusuz'un ardından, 1998'de şahsi favorim olan The Truman Show'u çekti. 2003 tarihli Dünyanın Uzak Ucu ise Yüzüklerin Efendisi: Kralın Dönüşü ile aynı yıl vizyona çıkmış olmasa, Weir'e uzun zamandır hak ettiği Yönetmen Oscar'ını muhakkak kazandıracaktı.

    Özgürlük Yolu'nun ancak yedi yıl sonra gelmesinin sebebi, Weir'in filme para yatıracak birilerini bulmakta güçlük çekmesi. Hollywood'da yapımcılar seyircinin artık bu tür filmleri demode bulduğuna, izlemediğine inanıyor. Söz konusu Peter Weir gibi prestijli bir yönetmen bile olsa. Belki de haklılar ama bu Weir'i durdurmadı ve böyle bir yapım için düşük sayılabilecek bütçeyle işi kotardı. Bu dezavantaja rağmen ortaya görkemli bir filmin çıktığına şüphe yok.

    İkinci Dünya Savaşı sırasında, Sovyetler Birliği'ndeki komünist rejimin farklı gerekçelerle hapsettiği bir grup insanın, Sibirya'daki gulag'dan (yani tutuklu kampından) kaçıp Hindistan'a kadar yaya olarak gerçekleştirdikleri gerçek yolculuğu perdeye aktarıyor Weir. "Öcü komünizm"den kaçış tetikleyici unsur olsa da temelde insanın doğaya karşı mücadelesi üzerine bir film bu. Önce Sibirya'nın sert kış şartlarına, daha sonra sivrisineklerden çöle, açlık ve susuzluktan kum fırtınalarına karşı türlü engelle karşılaşıyor karakterler.

    Söz konusu mücadele etkileyici anekdotlar içeriyor ama karşımızdaki epik yolculuk filminin en temel zaafı da aslında bu. Ne kadar etkileyici de olsalar Özgürlük Yolu anekdotlardan oluşuyor. Karakterler arasındaki dramatik çatışmalar zayıf. Herkes zaten aynı amaca ulaşmak için çabalıyor. Aslında onları fazla tanımıyoruz da. Hepsi hakkında en başta tanımlanan temel özellikler var: Aşçı, ressam, yön bulucu, dirayetli lider, Amerikalı. Bu denli kaba tanımlamalar. Yolda aralarına genç bir kız katılıp onlara sorular sormaya başlayana dek, yani filmin ikinci yarısına kadar, hemen hiçbirinin geçmişini bile bilmiyoruz.

    Saydıklarım, filmin içine dahil olmayı, duygusal bağ kurabilmeyi engelliyor. Weir'in filmin yapımcı, dağıtımcı ve hatta seyirci bulmakta zorlanması da bundan. Ana karakterimiz Janusz'un, etkileyici açılış sahnesinden sonra ayrı düştüğü karısına ulaşma çabası Özgürlük Yolu'nun bu anlamda tek güçlü yanı. Genel resme baktığımızda ise, Peter Weir ile teknik ekibinin her zamanki ustalıkları ve başarılı oyuncu kadrosu bir yana, kitabi diyalogları ve zayıf dramatik yapısıyla amaçladığı etkiye ulaşamıyor film. Üzülerek söylüyorum ki Özgürlük Yolu, Weir'in kariyerindeki en vasat işlerden biri.

    Twitter: aliercivan

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top