Cadılar Zamanı
Yazar: Ali ErcivanDominic Sena, bir zamanlar umut vaat eden bir yönetmendi. Doksanların başında ilk filmi Kalifornia ile çıkışını hatırlayanlarınız vardır belki. Kılıçbalığı (Swordfish) ve 60 Saniye (Gone in Sixty Seconds) gibi filmler bile, büyükçe aksiyon filmlerinin aranan yönetmenleri arasına girebileceğini işaret ediyordu en azından. Ne yazık ki son saydığım filmde beraber çalıştığı Nicolas Cage gibi Sena'nın kariyeri de yokuş aşağı bir ivme izliyor uzun zamandır. Birkaç yıldır üzerinde çalışılan, farklı yönetmenlerin ek çekimler için dahil oldukları söylenen Cadılar Zamanı (Season of the Witch) da bu düşüşün duraklarından biri sadece.
Ortaçağ'da, engizisyon tarafından cadı olmakla itham edilen çok sayıda kadının yakılarak veya asılarak öldürüldüğü bir dönemde geçiyor film. Avrupa'yı kırıp geçiren veba salgınının da müsebbibi olarak görülüyordu bu kadınlar. Kimi şifacılıkla ilgilendiği, kimi sadece cinselliği yüzünden bu ithamlarla karşılaşıyordu.
Cadılar Zamanı, Haçlı Seferleri'nde savaşan iki askeri takip ediyor. Din adına masum kadınları ve çocukları öldürdüklerini fark edince ordudan firar eden Behmen (Nicolas Cage) ve Felson (Ron Perlman), memleketlerine dönüş yolculukları sırasında kara vebaya teslim olmuş bir kente rastgeliyorlar. Olaylar öyle gelişiyor ki bu ikili, salgının sorumlusu olarak görülen genç bir kadını, başka bir kentteki manastıra götürecek kafilenin başına geçiyorlar.
Gerisi de ikinci sınıf efektler ve aksiyon sahneleriyle süslü bir fantastik korku filmi denemesi. Bunlar üstüne söylenebilecek şeyler belli. Proje zaten bir büyük yapım değil. Orta karar bir prodüksiyon için, teknik açıdan olabildiğince temiz bir iş. Sanki televizyonda sık sık tekrar edilebilsin diye yapılmış; bu kontenjanı dolduruyor. Seyircinin bu tür filmlerden etkilenmesini, artık bu filmleri yapanlar bile beklemiyor. 'Çıtır çerez niyetine izlenir, maliyetini çıkarır, az biraz kar eder, o da bize yeter' zihniyeti işliyor burada.
Ama yine de madem üstüne yazı yazıyoruz, kısa bir süreliğine ciddiye almış gibi davranalım Cadılar Zamanı'nı. Ve önce kiliseye giydirir gibi yaparken, sonunda nasıl yine dini kurumları akladığından bahsedelim. Yüzlerce, binlerce kadıncağız sırf cehalet yüzünden feci şekillerde katledilmişken; filmin çıkıp yüzsüzce bu kadınlardan bazılarının gerçekten de cadı veya şeytanın vücut bulmuş halleri olabileceğini öne sürdüğüne hayret edelim. Haçlı Seferleri sırasında kiliseye başkaldıran kahramanlarımızın sonunda imana gelip o kilise uğruna şehitliği göze almalarına; şu zamanda Hollywood'un hala böylesine sığ, bağnaz mesajların peşinden koşturabildiğine şaşıralım. Bir korku filmi uğruna verilmesine sıcak bakmayacağımız mesajlar bunlar.
Boyunlarından büyük işlere kalkışmadıkları, sadece eğlenceye odaklandıkları sürece pekala zevk alınabilir böyle filmlerden. Cadılar Zamanı'nı izlerken eğlenemedik.
Twitter: aliercivan