Herkesin 2002 yılında en çok sevmiş olduğu aksiyon filmi serisi xXx'in üçüncü filmi sinemalarda! Evet, bu seri artık bir üçleme oldu. Çünkü neden olmasın ki, değil mi? Her neyse, kimsenin sormadığı ve istemediği bu üçüncü filmin konusu şöyle: "xXx programını başlatan istihbaratın elindeki çok önemli bir cihaz çalınınca, programın başındaki Jane, en iyi ajanı Xander Cage'i çağırır. Xander da tek başına çalışamayacağı için en çılgın kişilerin bulunduğu bir ekip kurarak bu kötüleri alt etmeye çalışır."
Bu filme karşı çok soğukkanlı değildim aslında. Filmdeki oyuncular çok başarılıydı ve aksiyon sahneleri daha fragmanından bile çok havalı gözüküyordu. Yani denizin üzerinde motorsikletle kovalamaca, yer çekimsiz bir uçakta dövüşme ve ormanların içinde kayak yapmak kulağa çok havalı ama aynı zamanda da aşırı saçma geliyor. Eğer film bütün bunların saçma olduğunu bilip kendisini ciddiye almasaydı ortaya çok daha başarılı bir iş çıkabilirdi. Ama filmin en büyük sorunu bu işte: Bütün bu saçmalıklara rağmen film kendisini ciddiye alıyor.
Size bir örnek vereyim; geçen yaz vizyona giren Jason Statham'lı Suikast filmini hatırlıyor musunuz? Evet, film berbattı ama film kendisinin berbat olduğunu bildiği için kendisini ciddiye almadı ve ortaya eğlenceli bir iş çıktı. Eğer bu film de kendisini ciddiye almasaydı rahatça bu kategoriye girerdi ama şimdilik elimizde kalan sonuç gerçekten zayıf. Bu yüzden Suikast filmini izlerken bu filmden daha çok eğlendim.
Çünkü bu film hakkındaki hiçbir şey, bir film değil. Xander Cage'in Dönüşü, siz daha filmin içine giremeden sırf devam filmi çıkarmak için yapılmış olan bir iş. Filmin en sonu, konuşulan diyaloglar ve hatta filmin adı, "Bu filmden sonra bir film daha yapalım!" diye bas bas bağırıyor.
Vin Diesel'i severim. Gerek filmleri gerek kişiliği olsun çok iyi biri. Fakat bu filmde kendisini sinir bozucu buldum. Sürekli kadınların gözünde bir obje olup kadınların kaslarına hayran kalması... Neredeyse sekizinci kadının bundan etkilenmesinden sonra bunalmaya başladım. Yani adam daha görev kontrol odasına gelmeden hemen önce 8 kadınla aynı anda yatıyor (evet, filmde bu da var). Başta "iyi tamam" dedim ama film böyle devam edince artık buna dayanamadım.
Ama filmdeki en sinir bozucu oyuncu kesinlikle Nina Dobrev'di. Dobrev'i Vampir Günlükleri gibi dizilerden ve Let's Be Cops gibi komedi filmlerinden tanıyorsunuz zaten. Kızın canlandırdığı karakterler tatlı olsa da Dobrev'in bu filmdeki karakteri gerçekten sinir bozucuydu. Bu filmin Jar Jar Binks'iydi diyebilirim. Hatta aynı Jar Jar Binks gibi, Dobrev'in karakterinin silahı boşluğa atıp silahın kendi kendine ateş saçıp düşmanları mükemmel bir şekilde öldürdüğü bir sahne de vardı filmde.
Peki Vin Diesel'in en havalı karakter olmadığı filmde en iyi karakter kim sizce? O kişi Donnie Yen. Filmdeki en iyi aksiyon sahneleri ve kişilik Donnie Yen'e aitti. Çok eğlenceli bir performanstı.
Peki film genel anlamda rezalet miydi? Hayır, sadece çok yetersizdi. Eğer bu seriyi seviyorsanız ve 100 dakikanızı harcayacağınız bir film arıyorsanız, bu film sizin için iyi bir tercih olabilir. Çünkü bu filmi izlerken hiç eğlenmedim ama sıkılmadım da. Sadece sinema perdesine 100 dakika boyunca boş boş baktım. Bu konuda tercih sizin. Öylesine izlediğim ve sinema salonundan çıktıktan sonra unutmaya başladığım bir film Xander Cage'in Dönüşü. Sadece vakit öldürmek isteyenlere tavsiye ederim.
FİLMİN İYİ YANLARI:
+ Temponun hiç düşmemesi.
+ Donnie Yen.
+ Oldukça yaratıcı ve eğlenceli aksiyon sahneleri...
FİLMİN KÖTÜ YANLARI:
- ...etkisini filmin aşırı ciddi tonuyla kaybetmiş.
- Vin Diesel'in karakterinin çekiciliği ile Nina Dobrev'in sinir bozucu yanlarının gereğinden fazla abartılması.
- Bu filme ilgili her şeyin bir devam filmi çıkarmak adına yapılmış olması.
TOPLAM PUAN: 4.5/10