Taze Xander Cage...
Yazar: Oktay Ege KozakVin Diesel’ın hem başrolünde olduğu, hem de yapımcılığını yaptığı Hızlı ve Öfkeli serisi gişede giderek büyüyen mega başarısına devam ediyor. İşte bu yüzden başta Universal olmak üzere Hollywood stüdyoları benzeri bir başarı yakalamak amacıyla Diesel’ın eski serilerini ve karakterlerini geri getirmek için ellerinden geleni yapıyor. 2004 yılında batan mega bütçeli bir filmden sonra sesi soluğu çıkmayan Riddick karakteri, 2013 yapımı bir devam filmi ile geri gelmiş ve yavan bir yapım çıktığı için bu karakter bir daha unutulmuştu. Hollywood bu sefer daha bile geriye gidiyor ve Diesel’ın ta 2002’den beri canlandırmadığı, ‘ekstrem spor’ ile James Bond’u bir araya getiren Xander Cage karakterini tam 14 yıl sonra bir kere daha seyirciyle buluşturuyor Yeni Nesil Ajan: Xander Cage’in Dönüşü ile.
Yeni Nesil Ajan adı altında başlatılan bu serinin orijinal amacı, her filmde yeni bir ajana odaklanmaktı. Fakat Ice Cube’ın Vin Diesel’ın yerine geçtiği 2005 yapımı ikinci film gişede batınca bu fikre bir anda son verildi ve seri daha doğru düzgün başlamadan bitmiş gibi oldu. Fakat tabi Hızlı ve Öfkeli fenomeninden sonra Xander Cage’i (Her ne kadar ikinci filmde öldüğü söylense de) geri getirmek zorunlu oldu artık. Hollywood artık Diesel’ın karakterlerini ne kadar eski de olsa, ne kadar yeni jenerasyon tarafından bilinmez olsa da geri getirmeye kararlı gibi. Diesel, 1995 yılında Strays isimli felaket bir minyatür bütçeli bağımsız drama yönetmişti ve başrolde oynamıştı. Gelecek sene ‘Strays’in Dönüşü’ diye mega bütçeli bir devam filmi vizyona girerse şaşmamak lazım.
2002 yapımı Yeni Nesil Ajan, sörf ve bungee jumping gibi ekstrem spor gösterilerini egzotik mekanlar, seksi kadınlar, ve eksantrik kötü adamlarla dolu James Bond prototipine oturtuyordu. Xander Cage, bir bakıma Bond’un daha genç ve daha çılgın, dövmelerle kaplı versiyonu gibiydi. Bu yeni devam filmi ise tamamen ana karakterine ve yıldızına odaklanan bir aksiyon sunmaktansa daha çok son iki Görevimiz Tehlike filmlerinde olduğu gibi her biri kendi yeteneklerine sahip bir ajan takibinin maceralarına odaklanıyor.
Bu akıllıca bir seçim, çünkü Diesel’ın suratı her ne kadar posterde kocaman gözükse ve oynadığı karakter filmin isminde olsa da, Xander Cage karakteri filmin en zayıf halkasını temsil ediyor. Bir blockbuster serisinin pazarlama odağı olan yıldızı ve ana karakteri filmden kaldırsanız hikayeyi fazla değiştirmeyeceği, hatta yapımı daha başarılı kılacağı başka bir örnek var mıdır acaba? Bazıları Mad Max filmlerini örnek verebilir, fakat o durum farklı, çünkü Max her kadar hikayeye minimal katkıda bulunsa da Mel Gibson veya Tom Hardy’nin performansları göze batmıyor, ‘Şu karakter çıksa filmden daha iyi olurdu’ demiyor insan.
Diesel, 50 yaşına kapıyı dayadı artık, ve her ne kadar kasları süper olsa da, suratında ve davranışlarında bir yorgunluk ve ilgisizlik var, en azından konu bir ultra kinetik aksiyon filmini tek başına taşımak olduğunda. Diesel’ın konuşan kaya gibi homur homur mırıldanan performansı ise adrenalin pompalaması gereken bu karakterin uyku ilacı gibi bir etki yapmasına sebep oluyor. Neyse ki yönetmen DJ Caruso bu gerçeğin farkında ki, Diesel’dan bin kat daha aktif ve karizmatik kadrosuna olabildiğince ağırlık veriyor. Filmin konusu, uyduları uzaydan indirip dünyada patlatabilen bir teknolojinin peşinden giden bir grup ‘ekstrem spor’ ajanının muazzam dövüş sanatları koreografisi ve uygun bir biçimde abartı ötesi çatışma sahneleri ile dolu maceralarına odaklanıyor, aynen Görevimiz Tehlike’de olduğu gibi. Bu sayede Ip Man serisinden bildiğimiz efsane dövüşçü Donnie Yen, Muay Thai yıldızı Tony Jaa, seksi ve tehlikeli Ruby Rose gibi etkileyici isimlerle dolu, gayet tatmin edici bir takım aksiyonu izliyoruz.
Filmi açan binaya saldırı sahnesi, Yen ve Jaa’nın nefes kesen dövüş koreografisini eğlenceli bir abartıya sahip aksiyonla birleştirerek türün seyircisini gayet mutlu edecektir. Bu sahne ve filmin diğer en başarılı aksiyon sahnelerinde Xander Cage bulunmuyor, ve bu bence yapımcıların yanlışlıkla yaptığı bir şey değil. Pazarlama bakımından Vin Diesel’ın öneminin farkındayken, aynı zamanda Diesel’ın bir aktör ve fiziksel oyuncu olarak limitasyonlarını biliyorlar. Xander Cage bazlı bir sahne ne zaman oluşmaya başlasa, ‘Donnie Yen’li sahneye ne kadar var acaba?’ diye merak etmekten alamıyor insan kendini.
Yeni Nesil Ajan: Xander Cage’in Dönüşü, belki geçen sene Deadpool’un beklenmedik başarısından esinlenerek daha hafif, kendini fazla ciddiye almayan, hatta yer yer kendini tiye alan, daha ‘geyik’ bir havaya sahip ilk iki filme kıyasla. Her karakter ilk göründüğünde çıkan profil bilgileri (Bir karakterin Avengers’a katıldığını zannetmesi mesela) kendini parodiye alan bir havaya sahip. Filmin, bu tarzdan beklenen, Görevimiz Tehlike veya James Bond stili fütüristtik teknolojisi ise saf aksiyon ve parodi arasında gidip geliyor. Neyse ki sörfe dönüşebilen motosikletlerle dolu bir filmi yapımcıları da fazla ciddiye almamış ve gönül rahatlığıyla gülüp eğlenebiliyoruz.
Yeni Nesil Ajan serisi umarım bu tarz bir takım havasıyla devam eder. Söylemesi ayıp ama bir sonraki filmde Diesel ve Xander Cage’e güle güle deseler de pek üzülmeyeceğim açıkçası. Seriyi direk Donnie Yen’e verin ve aradan çekilin bence.