Ortalama puan
4,6
3543 Puanlama
Yedi hakkında görüşlerin ?
5,0
18 Aralık 2024 tarihinde eklendi
Suç,polisiye ve gerilim..Ve hepsinde kusursuz.Kültleşmiş olan bu filme uzun yorumlara gerek yok.Morgan ve Brad ikilisi ve yönetmen David Fincher.Daha ne istenir ki ?
Tabi filmin ağır tonunu ve ya konusunu beğenmeyenler olabilr.Fakat bu film bizlere "bir film nasıl olmalı ?" sorusuna cevap veriyor.Her sinema severin izlemesi şart.
5,0
4 Kasım 2023 tarihinde eklendi
David Fincher yönetmenliğindeki "Seven" filmi birçok alanda kült olmuş bir yapım olarak tarihe geçmiştir.Dedektif filmlerinin en parlak yapıtlarından biri olarak görmekteyim.Her yönüyle, ince detaylarıyla, oyunculuklarıyla, kitaplarla bağlantı kurulmasıyla, filmin samimi ortamıyla vb. Filmin görüntü yönetmenliği hârika.Sürekli yağmurlu, kasvetli, küf kokulu, bıkkın bir ortam bu filme güzel uyumu sağlıyor.Ayrıca filmde bahsedilen günahları ve yozlaşmayı temsil ediyor.Şehirdeki insanların bu günahlara haiz olmasını imgeliyor.Katil John Doe'nin çıktığı sahne yani teslim olduğu ve sondaki kutu sahnesi kırsalda güneşli.Amacı zaten serikatilin insanların günahlarını temizlemekti burada da onun bakışıyla bir sembolizm var.Görevini başarıyla tamamladı gibi vurgu var. Bu filmde hiç cinayetlere tanık olmuyoruz, dedektifler gibi biz de cinayet mahâlini görüp ipuçlarını yakalamaya çalışıyoruz.Dedektiflerin bakış açısıyla 1.kişili anlatım var.Filmin hiçbir yerinde izleyiciye ekstra bir şey sunmamış.Bence iyi de yapmış.Katilin cinayetleri işleme motivasyonu ahlakî ve dinî temelli.Dante'nin "İlahi Komedya' kitabındaki 7 büyük günahı işleyenleri o günahlarla yüzleştirerek öldürüyor.Örnek Oburluk günahını işleyeni makarna dolu bir tabağa bağlayarak, tembellik günahı için yatağa uzun süreli bağlı kalmasını sağlayarak, kibirde de kendini çok beğenmiş birinin yüzünü keserek kendisinin intihar etmesini sağlayarak oluyor.Cinayet mahalide bu tip ipuçlarıyla dolu.Seri katil John Doe okuyan ve kültürlü biridir.O yüzden genellikle dedektif Mills ve William'dan öndedir.Zaten kendi teslim olmuştur en sonunda. Serikatil bu cinayetleri işlerken kendini özel üstün bir kategoriye koymuyor o yüzden kendini de Mills'in hayatını kıskandığı için öldürtüyor.Mills, öfkeyi temsil ediyor ama ölmüyor.Ama tabiri caizse ruhen ölüyor.Karısı ve ruh dünyası bozulmuş şekilde hapse gidiyor.Kahramanların geçmişine atıf yapılmıyor.Flashbackler yok.Sadece ufak atıflar var.Dedektif William rolündeki Morgan Freeman daha önce bir evlilik işi geç kalmış, acısını uzun yıllar çekmiş.Dedektif David pek talep görmeyen bölgeye tekrar gelerek kahraman olma peşinde ve ailesiyle sorun yaşayan bir karakterdir.Eşi Tracy aslında David ile mutsuz olan çocuğu aldırmak isteyen bir karakterdir.Bir ayrıntı da John Doe ismi Amerika'da kimliği belirlenemeyen ölülere verilen bir isimmiş.Filmde hem Dedektif William hem Serikatil John Doe bu konuya atıfta bulunuyor.Aslında toplumda her şeyi kayıtsız kalmanın fazilet durumuna geçtiğini söylüyor.Omzuna vurmak yetmez balyozla vurmak lazım deniyor.Polis merkezine gelen John Doe'nin bir iki defa seslenmede duymayıp avazı çıktığı kadar bağırınca duyulması metaforu var mesela.Bu dedektif filminde serikatil kazanıyor istediği amaca ulaşıyor ama Serikatilin amacına ulaşmak için masum Tracy'i öldürmesi de hastalıklı bir ruh hâli olduğunun kanıtı sayılıyor.Filmdeki oyunculuklar zaten hârika.Morgen Freeman, Brad Pit, Gwyneth Paltrow mükemmeldi.Kevin Spacey en sonunda merakı ve gerilimi bambaşka bir noktaya taşıdı.Gerek araba sahnesi gerek kutu sahnesinde olduğu gibi.Herkesin izlemesi gereken bir film olmuş.Yıllar sonra bile konuşulması o yüzden tesadüf değil. Dedektif David ile Serikatil John Doe fikir ve yakındıkları yönünde birbirine çok benzeyen karakterdir.O yüzden Dedektif David arabada üçü giderken çok dikkatli dinliyor ve Serikatil John Doe'yi bir insan olarak tanımlıyor.David ise bir canavar.Kesinlikle tavsiye ettiğim bir filmdir.
5,0
19 Haziran 2021 tarihinde eklendi
TAM BİR BAŞYAPIT!
Senaryo, olay örgüsü, oyunculuklar her şeyiyle muhteşem. Finalini asla tahmin edemezsiniz. İzlerken ağzınız açık kalacak.
5,0
19 Nisan 2021 tarihinde eklendi
David Fıncher benim için en iyi yönetmendir. Filmlerinde her şeyi bulmak mümkün. Dram, psikoloji, suç, romantik tam anlamıyla bir Sanat Mimarı. Filmde benim ilk 5 listemde kesinlikle olacak bir film. 10/10
5,0
28 Şubat 2021 tarihinde eklendi
yedi günah. Seri katil.. Dedektifler. İncil. Film durağan bir seviyede giderken öyle bir sonla bitiyor ki.. Film bir anda on numara beş yıldız bir klasik oluveriyor
5,0
6 Şubat 2021 tarihinde eklendi
Tüm zamanların en iyi gerilim filmi. İzledikten sonra David Fincher’ın ustalığına hayran kaldım sebebi ise diğer polisiye filmlerden farklı olması. Finaliyle gerilimin dozunu arttırıyor , ters köşe yapıyor ve ernest hemingway’in sözüyle filmi bitiriyor hayran kalmamak elde değil
5,0
27 Temmuz 2020 tarihinde eklendi
Yani ne diyecek birşey bulamıyorum ne de yazacak bir şey başyapıtlardan
Ayrıca en sevdiğim tarz filmler herşeyin en sonunda ortaya çıkması tebrikler
5,0
18 Mayıs 2020 tarihinde eklendi
Şu filmi hiç izlememiş olmayı o kadar çok isterdim ki..
Eşsiz bir şaheser.Morgan ve Brad muhteşem bir iş çıkarmış.
5,0
6 Mayıs 2020 tarihinde eklendi
Karanlık atmosferi, oyunculukları, senaryosu, ders niteliğindeki finali ile sinema iyi ki var dememe neden olan başyapıt.
5,0
6 Şubat 2020 tarihinde eklendi
Baya güzel filmdi. Gerek oyunculuk olsun gerek konu olsun efsaneydi. fakat tek kötü yanı sonunun tahmin edilebilir oluşu. Sonu daha farklı olsaydı daha efsane olurdu.
5,0
31 Mayıs 2020 tarihinde eklendi
Güzel bir film.. Nasil begenmemisler anlamadim adamin isledigi cinayetleri bile merak ediyor insan acaba nasil yapti ne durumda gibi?
5,0
18 Ekim 2019 tarihinde eklendi
Bu filme kötü eleştiri yapanlar gidip Selena dizisini izleyebilir böyle bir başyapıta kötü eleştiri yapanlar filmi kesinlikle anlamamıştır.İnsanlar anlamadıkları şeyi kötülemeye bayılırlar herkesin anlayabileceği bir film değil
5,0
22 Şubat 2017 tarihinde eklendi
Film gerçekten çok güzel 2 saat hiç sıkılmadan ekrana yapışıp izledim. Çok beğendim ama zaten polisiye bir film olduğu için her olaya şüpheyle izledim o yüzden son sahnelerde ne olucagını spoiler:
acaba karısının mı kellesi yoksa köpeklerin mi diye düşündüm spoiler:
ama bu çök tatlı bir tat katmış filme ben gayet beğendim
5,0
29 Aralık 2016 tarihinde eklendi
FİNALİYLE SİNEMA TARİHİNE GEÇEN KÜLT FİM 10 ÜZERİNDEN 10
''İNSANLARIN DİKKATİNİ ÇEKMEK İÇİN ONLARIN OMUZLARINA DOKUNMANIZ ARTIK YETERLİ DEĞİL. ONLARA BİR BALYOZLA VURMANIZ GEREKİYOR.'' bu film de insanın omzuna sağlam bir balyoz indiriyor… çok iyi formülize edilmiş senaryosu, vermek istediği mesajın verme yolu ve yönetmen başarısı ile zamanında oldukça başarılı olmuş ve hala da önemli bir yerde duran önemli bir film ‘SE7EN’.Filme yüklenmiş olan kült ve psikolojik gerilimin en önemli eserlerinden biri yakıştırmalarını sonuna kadar hak ediyor. olay örgüsü son derece güzel kurgulanmış. filmin girişinden itibaren verilmek istenen gerilim insanı ilk andan itibaren etkisine almakta… Fincher, nefis bir hikâyeye ve sağlam karakter gelişimine sahip olan bu filmin görsel çözümlemesini bu kez gerçekten aşırıya kaçmadan yapıyor. Diğer bir deyişle, hikâyeyi elinden kaçırmadan, dramatik yapıya zarar vermeden ve karakterlerin önemini küçümsemeden stilize bir anlatım kurabiliyor ‘SE7EN’ de gerek hikâyesi gerekse görüntüleriyle kara film tarihinde eşine benzerine az rastlanır bir film. …Ağır ama kesinlikle sıkmayan bir tempo, film boyunca ıslak, yağmurlu bir şehir,emekliliğine 1 hafta kalmış eski kurt bir cinayet masası dedektifi ve yeni gelen çaylağın işe başladığı anda ortaya çıkan seri ve dinsel temalı cinayetler, incilde bulunan 7 ölümcül günah sırasıyla işleniyor…. 1) Oburluk 2) Açgözlülük 3) Tembellik 4) Öfke 5) Kibir 6) Şehvet 7)Kıskançlık… hikaye temel olarak yedi ölümcül günahı işliyor ama esas vurgulamak istediği ölümcül günahlar olarak adledilen şeylerin günlük yaşantının içerisinde sıradanlaşması, hayatın ritminin içerisinde sıradanlık ile adeta cehennem yaşantısı bugünün modern yaşantısı içerisinde kamufle olmasıdır.. evet filmin ana konusu her ne kadar bir seri katilin cinayetleri olarak gözükse de, aslında kötülüğün ve iyiliğin bütünlüğü ve ayrılmazlığı ne kadar birbirilerine benzedikleri aslında kötülüğün tek başına değil, iyilikle beraber olduğudur…Hikaye sürekli yağmurun yağdığı, kasvetli ve isimsiz bir şehirde geçmesi bu mekan içine aldığı insanlara kapanı kısılmışlık hissini aşılıyor, banliyö etkisi yaratıp mevcut düzenin en ufak dış tehdit ile paramparça olabileceği stresini seyirciye geçiriyor... Fincher bu unsurları çok güzel bir şekilde filme yaymış ve öyle bir atmosfer oluşturmuştur ki izleyici filmi diken üzerinde izliyor. Ayrıca filmin depresif, karanlık ve klostrofobik yapısı kendine yabancılaşmış, izole olmuş 20. yy insanın durumunu başarılı bir şekilde simgeliyor, toplumsal eleştiri yani düşünüldüğünde bir post-postmodern film gibi gelir bana...Polisiyelerden aşina olduğumuz dedektif ortaklığı şemasını kullanıyor SE7EN.. Katilin peşindeki polislerin bize hiç de yabancı gelmediğini hemen anlayabiliriz aslında. Yaşlı, tecrübeli ve soğukkanlı bir dedektif ve ona yardım etmesi için görevlendirilen genç, bütün karanlıkları aydınlatabileceğini düşünen ve kendini kanıtlamak için yanıp tutuşan başka bir dedektif. Birbirlerinin tam anlamıyla zıttı ama birbirlerini tamamlayan iki karakter. Polisiye film türünün bu klişesini Fincher filmde çok iyi kullanmış. Tabi bunda Brad Pitt ve Morgan Freemanın kimyasının tutması da önemli bir etken…Filmdeki oyuncular da rollerinin hakkını vermişlerdir . Brad Pitt'i her zaman özel hayatından çok; rol aldığı Fight Club ve Snatch'de ki üstün performansıyla hatırlarım ve buna Se7en'da kuşkusuz eklendi .. Morgan Freeman'da hangi rol olsa 40 yıldır o görevi yapıyormuş gibi hiçbir rolde sırıtmıyor. Bu filmin ikilisi birbirini bana göre çok güzel tamamlamış… Filmin en beğendiğim performansı ise filmin gizeminin bozulamaması açısından jenerikte adı yazmayan Kevin Spacey'in performansıdır. Aynı yılda çekilmiş olan ve OSCAR’ını kazandığı Usual Suspects ve üzerine bu filmdeki rolü ise 1995 Spacey'nin yılı olmuştur… Filmde ayrıca sayısız göndermede mevcuttur. Dante'nin İlahi Komedyası'ndan bir sürü farklı kaynağa farklı bir bakış atan felsefi bir seri katil filmidir.. Kurgu dalında Oscar'a aday olmuş ve farklı birçok ödüle layık görülmüştür. Kendisinden sonraki birçok gerilim filmine kaynak olmuştur. Bunların en önemlileri de kuşkusuz SAW'dır
sinema
1 ziyaretçi
5,0
3 Ocak 2016 tarihinde eklendi
Brad Pitt, Morgan Freeman, Kevin Spacey... Kevin Spacey, yaklaşık 10 dakikalık bir süre de rol alıyor ve sinema tarihinin en psikopat, en azılı rollerinden birisini canlandırıyor. John Doe karakterini daha iyi canlandırabileceğini sandığım ikinci bir kişi yok. Morgan Freeman, yine her zaman ki gibi yardımcı oyunculukta sınır tanımaz bir harikalıkla oynuyor. Brad Pitt ise, adına yakışır bir oyunculuk performansıyla filme harika bir katkı sağlamış. Filmi bu kadar çok beğenmemin ana nedenlerinden birisi de oyunculuk şüphesiz ki. Gerilim ve polisiye türünün şuana kadar gördüğüm en iyi filmi bu filmdir, büyük ihtimalle daha iyisini de görmeyeceğim. Akademi Ödüllerinin bu filme çok büyük bir haksızlık ettiğini düşünüyorum, çünkü filmin aynı yıl ödüllerin büyük bir kısmını kapacağı beklense de bu yanılgıdan başka bir şey olmadı. Hristiyanlığın "yedi" ölümcül günahını işleyenleri kendi acımasız yöntemleriyle cezalandıran John Doe'nun peşine düşen iki detektifin başından geçenlerde baş döndürücü olaylar zinciri. Film içinde David Fincher'ın muhteşem zeka ürünü delillerini görmek mümkün.Genellikle karanlık, sisli, dumanlı ve yağmurlu bir hava eşliğinde geçiyor. Ayrıca Mills ve Somerset'in diyaloglarında enfes replikler geçer. Aslında filmde yansıtılmak istenen şey, iki karakterinde birbirine zıt görüşleri ve dünya ile hayata bakış açılarıdır. Mills hırslı ve dünyayı değiştirebileceğini düşünen bir kişilik sahibiyken, Somerset suskun ve dünyanın asla düzelmeyeceğine inanan bir kişiliğe sahip. Detaylarda kusursuz işlenmiş ve aranan tüm sorulara cevap verilmiş filmde. Konusu, kurgu ve senaryosu geniş bir zeka gerektiren bir yapıt. Burada yönetmen üzerine düşeni fazlasıyla yapmış ve filmi kusursuz hale getirmiştir. Filmin bir son sahnesi vardır ki, meşhur "kutu" sahnesi olarak geçer ve sinema tarihinin en şaşırtıcı, en sarsıcı son sahnelerinden birisidir. Katilin kendisini Tanrı'nın görevlendirdiği bir ölüm meleği olarak görmesi de oldukça ironik. Son sahne de ki elektrik kulelerinin bulunduğu yerde harika bir manzaraya sahipti. Tablonun arkasına gizlenmiş ve parmak izleriyle yazılmış 'Help me' yazısı ve katilin parmak izlerinin belli olmaması için parmak derilerini kesmesi gibi harikulade detaylar da vardır. Kendim izledim ve ne kadar muhteşem bir film olduğunu gördüm, uzatmaya gerek yok kesinlikle başyapıt.
Daha Fazlasını Göster