Modern yaşamda insanların yalnızlığı,birbirlerine,ailelerine ve kendilerine yabancılaşması.Yıllarca emeği sömürülen insanların kuru birkaç lafla veya tele ekran yoluyla kovulması.Bir mesajla sevgilisini terkedecek kadar duygusuzlaşan günümüz insanı.Aile ,evlilik kurumu ile yalnız ve özgür bir yaşamın kıyaslanması.Filmi bir de bu bakış açılarıyla izleyin.Oyunculardan itici bir tipi oynasa da en iyi Anna Kendrickti.Umarım Oscar ödülünü alır.Filmi beğendim benim gibi mutlu yalnızlara öneririm.
Filmi sinemada oynayacak kaliteye getiren faktör George Clooney tabiki..O olmasaymış o kadar göz önünde bir yapım olmayacaktı..Beni pek sarmadı izlemesenizde olur..
American Airlines sponsorluğunda çekilmiş birçok konuyu içinde barındıran bir film. Giriş sekansındaki jenerik müziği ve gökyüzünden kuşbakışı Amerika görüntüleri harikaydı. Yalnızlık, 2009'da yaşanmış olan resesyon sonucu depresyona girmiş Amerikan halkının ruhi yapısı, egoizm ve hayaller. Filmin değişik konuları. Ryan (G. Clooney) uçakta Anny Kendrick'e yapmış olduğu felsefik tirad, filmin konusuna dair ipuçlarını güzel bir şekilde özetliyor. Filmin finali daha ilgi çekici yapılabilirdi. Çünkü finale yakın oluşan sürpriz finale doğru daha farklı bir şekilde kurgulanabilirdi. Yine de izlenmesi gereken filmlerden biri.
?Thank You for Smoking? ile dikkat çekici bir biçimde sinema dünyasına girip, ardından daha çok popüler olmuş pek de sevemediğim ?Juno? ile gelecek için umut veren bir yönetmen olarak adı anılmaya başlamıştı deneyimli yönetmen Ivan Reitman'ın oğlu Jason Reitman. Ve üçüncü uzun metrajlı filmi ?Up in the Air? öncelikle ödül törenlerinde aldığı adaylıklar ya da ödüllerle yılın en çok konuşulan filmlerinden biri oldu.Çalışanlarını kovmaya yüzü olmayan patronların bu görevi yerini getirmek için tutukları bir adam olarak kendini tanımlıyor filmin hemen başında esas karakterimiz Ryan(Clooney). İşten çıkarılacak kişinin uzun yıllardır şirketleri için varını yoğunu vermiş emektar işçiler ya da yıllardır çıkarılacakları bu işe girmek için dişini tırnağına takarak okullar bitirmiş olması işten çıkarılmaları için hiçbir engel teşkil etmiyor. Böyle tatsız bir iş için yıllardır sürekli seyahat etmek zorunda olan Ryan'ın da yaptığı bu iş doğrultusunda genelde ön görülen yeri yurdu belli olan bir hayatın yerine farklı bir hayat tercih etmiş. Filmin ilerleyen bölümlerinde müstakbel eniştesinin ağzından dinlediğimiz; yaşayan insanların büyük bir bölümünün kendisine gaye edindiği iyi bir eş, iş ve kurduğu aileyle birlikte mutlu bir yaşam kuralı onun için geçerli değil. En azından Alex(Vera Farmiga) ile tanışana kadar hayattan böyle bir beklentisi yok. Kapitalizme hizmet eden Ryan'ın işi, yine bu sistemin her geçen gün bir sonraki noktaya taşıdığı teknolojiyle sekteye uğruyor ve birçok iş sahası gibi daha ucuz bir şekilde yerine getirilecek bir duruma gelme noktasındadır. Kullandığı diz üstü bilgisayar başından Ryan'ın kilometrelerce yaptığı yolculuğu yapmadan işi bitirebileceğini ileri süren Natalie(Kendrick) filmde çağdaş dünyanın gençliğini temsil eder.Ryan gibi sürekli seyahat halinde olan Alex'in ilişkisiyle bir alt kuşağın temsilcisi Natalie'nin sevgilisiyle ilişkisi ve Ryan'ın evlenmek üzere olan kız kardeşiyle film; kadın erkek ilişkilerini de sorgular. İster orta yaşlı Ryan-Alex çifti ya da onlardan daha genç Natalie ellerinden geleni yapsalar da mutluluğu yakalayamamışlardır. Natalie iki cümlelik bir SMS ile kariyerine öncelik vermeyerek peşinden gittiği erkek arkadaşından ayrılır. Zira Ryan'ın durumu ise filmin en can acıtan bölümü oluyor.Filmin birçok meseleye değinen iyi yazılmış senaryosu muhtemelen Altın Küre'de olduğu gibi Oscar töreninde de eli boş dönmeyecek. Bu senaryoyu baştan sona sekmeyerek aynı seviyede götürüp ekrana taşıyan Reitman ise yönetmen dalında Oscar'ı için bir süre daha beklemek zorunda kalacak gibi. Son yıllarda iyice çıkışa geçen Vera Farmiga karakteriyle her ne kadar bütünleşmiş olsa da bana göre filmin en büyük sürprizi ?Twiligt? ile tanıdığımız Anna Kendrick oluyor. Belki bu yıl törenden eli boş dönecek; ama doğru projelerde yer aldığında neler yapabileceğinin haberini bu filmle veriyor. Yine her zamanki gibi başarılı bir performans çıkarsa da George Clooney'nin adaylığı akla hemen ana dallarda aday olan bazı filmlere verilen muhtemelen adaylık sayısı artması için verilen şişirme adaylıkları getiriyor.Modern dünyayı, kapitalizmi, işsizlik durumunu, kuşak farklılıkları gibi mühim konukları masaya yatıran ?Up in the Air?; hem başından sonuna değin romantik-komedi tadındaki üslubundan hem de tam manasıyla altını çizmeden birçok konunun üzerinden bir çırpıda geçmesiyle ne yazık ki türdeşleri kadar etkileyici olamayan bir film görüntüsü veriyor. Ancak her halükarda yılın en iyilerinden olduğu da bir gerçek!
Hayatı şirketlerin kovamadıkları elemanlarını kovmakla ve sürekli uçuşlarla geçen Ryan,yalnız süren yolculuklarına yeni iş arkadaşıyla devam edecektir.Ayrıca tanıştığı Alexde hızlı bir ilişkiye adım atmaktadır.Film,mekanik bir düzen içersinde devam eden hayatı sorguluyor.Ryanin hayatından bir kesit izlediğimiz film,oscara aday oldu.Bana sorarsanız oscarlık bir yanı yok.Hatta neden aday oldu onu bile anlamadım.Hele hele George Clooney neden aday oldu onu hiç anlamadım.Film kötü değil ama oscar adayı olucak kadarda iyi bir film değil.Vera Farmiga yükselen grafiğini bu filmdede sürdürüyor.İzlenebilir film ama fazlaca bir beklentiniz olmasın.
Günümüz acı gerçeklerini ortaya koyuyor film.Sonu da gayet iyi,yoksa romantik komedi tarzında bir film olurdu.George Clooney yaşlamıyor anlaşılan :)Ama Oscar lık mı,orası tartışılır.Hoş bir film,ama çok şey beklemeyin.7,5/10
Güzel bir filmdi sıkıcı bir konusu olmasına rağmen iyi anlatmışlar ama sonunu bana göre pek iyi bağlayamamışlar filmin adı gibi finalide biraz havada kalmış.
Değişik bir film olmuş.Beklentilerimin cok altında kaldı ama kötü demek haksızlık olur.Dialoglardaki ayarlar ve gönderilen mesajlar zekice fakat geçen yıla bakınca bu filmin oscar için cok zayıf kaldıgını düşünüyorum
Yavas tempoda gidiyor,filmi ayakta tutan ana karakterimizin zekasi ve akici konusmalari.Bu tarz filmler her zaman ilgimi çekmistir.Ama herkesin de hosuna gidecek bir tür degil.Ekonomik sistemi ucundan,kiyisindan elestirmeye çalismis.Vera Farmiga bu aralar baya bir dikkatimi çekmeye basladi,35'inden sonra söhreti yakalayanlar listesine mutlaka girecektir...6,5/10
Başta sıkıcı gelmişti ama film ilerledikçe kahramanımız duygusallaştıkça yalnızlaştıkça onun ruh halinden bende etkilendim gayet güzel bir dram filmi çok ağlak değil ama derdini anlatmış yeterince.izlenmeli
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.