Hesabım
    Şampiyon
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    2,5
    Geçer
    Şampiyon

    Şampiyon

    Yazar: Murat Tolga Şen

    TRT zamanlarından bir günü hatırlayın; Pazar günü banyonuzu yapar yapmaz oturduğunuz aile kahvaltısı sırasında izlediğiniz "Pazar sineması" nda gösterilen türden birleştirici ve cesaret verici öyküleri izlemeyi özlediniz mi? Bu hafta tam da buna denk düşecek bir filmimiz var: Şampiyon / Secretariat.

    Disney filmlerini kimin yönettiğinin çok bir önemi yoktur. Bu stüdyodan çıkan tüm filmler, neredeyse hepsinden aynı tadı almamızı sağlayan bir çeşit aroma içerir. Açıkçası Disney filmleriyle büyümüş biri olarak benim buna pek bir itirazım yok. Şampiyon da böyle bir film... Bize dünyanın en iyi yarış atı sayılan (burası biraz tartışmalı aslında, Man o'War adlı atın daha büyük bir efsanesi olduğunu düşünenler var) Big Red'in, yani yarışlardaki adı ile Secretariat'ın, imkânsız bir yarışı, hala kırılamayan bir rekor süreyle kazanması ekseninde gelişen ve sahibesinin değişimini de içeren öyküsünü, kendi gücüne inanma, zayıflara şans verme, dürüstlük, azim gibi erdemleri yücelterek anlatıyor.

    Secretariat'ın öyküsünün dramatik sınırları belli aslında. Ortada Rockyvari bir azim öyküsü yok, o Seabiscuit örneğinde olduğu gibi sıradan bir at değil. Şampiyon atalara sahip ve Amerika'nın güçlü at yetiştiricisi çiftliklerinden birinde doğuyor. Yani kaderinde yarışmak var. Ne kadar zorlarsanız zorlayın buradan çok büyük bir yükseliş hikâyesi çıkaramazsınız gibi duruyor değil mi? Ama öyle değil işte. Bir yandan da çok farklı bir at Secreteriat. Kalbi normal bir yarış atının 2.5 katı büyüklüğünde olduğundan, sonradan açılan lokomotifler gibi en sonda başladığı yarışları bile fark atarak kazanıyor ve kendisi gibi inatçı olan sahibesi Penny Chenery (Diane Lane) 'nin liberal görüşleri sayesinde 70'lerin özgürlük rüzgarından da beslenerek toplumsal bir fenomene dönüşüyor, adına pullar çıkarılıyor, Time dergisine kapak oluyor, heykeli dikiliyor.

    Hal böyle olunca da, Secretariat'ın hikâyesi zanaatına düşkün yönetmen Randal Wallace'ın ellerinde 2 saatlik keyifli bir seyirliğe dönüşüyor. Yarışlarda kullanılan yeni kamera teknikleri de seyredeni neredeyse jokeylerden biri haline getirecek kadar adrenalin arttırıcı. Filmin tek sıkıntısı, eldeki malzemenin çokluğundan dolayı özellikle Penny Chenery'nin aile içi meselelerine odaklanmayı zaman zaman unutması oluyor... Gerçi yine bir senaryo kıvraklığı ile çok anlayışlı bireyler olarak tasvir edilen Chenery ailesi üyeleri de Secretariat'ın şampiyonlukları ile kendilerinden geçip fazlaca sorun çıkarmıyorlar.

    En önemsiz rollerde yer alanların dahi Hollywood standartlarına uygun, temiz bir oyunculuk çıkardığı filmin en keyifli anlarında ise Color Me Kubrick'deki oyununa çok yakın düşen performansı ile John Malkovich var. Kendi doğasından kaynaklanan delişmenliği ile, çalıştırıcı Lucien Laurin'i, filmin önemli bir karakteri haline getirmeyi başarıyor. Özenle yazılmış, çekilmiş ve oynanmış bir film olarak Şampiyon bir başyapıt olamasa bile her zaman keyifle izlenecek türden filmler arasındaki yerini alıyor. Büyük perdeye de yakışıyor. Sinemada izleyince keyfi çoğalan filmlerden. 80'ler "Pazar Sineması" çocuklarına özellikle tavsiye ederim.

    Twitter: murattolga / murattolga@gmail.com

    Not: Secretariat efsanesini başlatan, atın en yakın rakibine 35 boy fark atarak ve hala kırılamayan bir derece ile kazandığı Belmont Stakes (1973) yarışını bu linkten izleyebilirsiniz:

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top