Büyük beklentiler, büyük sorumluluk gerektirir... değil mi?
Yazar: Burçin AygünÇizgi roman dünyasının en bilinen ve en güçlü iki markası, Marvel ve DC Comics’in ürünleri bildiğiniz gibi sayısız yan sektörde milyarlarca dolarlık gelir sağladı. Bilgisayar oyunları, oyuncaklar, kostümler, TV serileri ve pek tabii filmler. Onlarca yıldır devam eden bu devasa sektörün bu derece kuvvetli başka üyeleri de var. Keza bu üyelerin sahibi olduğu çizgi roman serilerinin de binbir çeşit “yan ürünü”. Sam Raimi’nin beğenilen ancak orijinal kaynağına göre biraz serbest bir uyarlama olarak görülen üçlemesi, daha öncesinde çekilen Spawn uyarlaması (ki yakında bir reboot filmine merhaba diyeceğiz), Green Lantern gibi büyük bir başarısızlık abidesi, Tim Burton imzalı efsanevi Batman’ler, Christopher Reeve’in başrolünde olduğu bir klasik, Superman ve daha nice süper kahraman filmi.
Marvel’ın Yenilmezler / Avengers ile giriştiği ve daha sonra Marvel Sinematik Evreni’ni doğuran, senelerdir neredeyse her sezona iki üç kahraman filmi yetiştiren akımı ise DC’nin kendi evreni ile cevap vermesine sebep oldu. Batman v. Superman, Suicide Squad: Gerçek Kötüler ve Justice League: Adalet Birliği gibi biraz aceleye gelmiş olan yapımlar ise bu koşturmaca sebebiyle rakibinin filmleri kadar beğeni toplayamadı. Daha sonra +18 izleyici kitlesini mest eden Deadpool ve bu akımı bambaşka bir yola sokan Logan sayesinde iş iyice “haftanın süper kahraman filmi”ne doğru evrildi.
Aslında bir Marvel karakteri olan, Örümcek Adam çizgi romanlarında boy gösteren ve hikaye kökeni bu dünyaya ait olan Venom ise bu yarışta bir parça arkada kaldı. Üst düzey yetkililerin isteği ile üçlemenin son bölümüne eklenen bir diğer “film kötüsü” de olan Venom, çizgi roman dünyasının bu karanlık efsanesi izleyicileri maalesef memnun etmedi. Raimi’nin son Örümcek filminde yer alan ve büyük heyecan yaratıp, ardından bunu hayal kırıklığına dönüştüren karakter tam 11 yıldır beyaz perdeden uzaktaydı. Büyük çıkışını bekleyen ancak sahnede alkış alamayıp, arka plana çekilen bir yıldız. Yayın hakları farklı bir stüdyonun elinde olduğu için Marvel’ın evrenine beyaz perdede dahil olamayan bu anti-kahraman, sadece kendine ayrılmış bir hikayeyle artık vizyonda.
Ed Brock (Tom Hardy), avukat nişanlısı Anne (Michelle Williams) ile mutlu bir yaşam süren, işini de iyi yapan bir gazetecidir. Lakin sevdiği kadının elindeki bilgileri izinsiz kullanıp, aslında herkes için müthiş bir gelecek vaat eden girişimci bir bilim insanının kirli çamaşırlarını ortaya saçmaya çalışınca hayatı tepetaklak olur. İşinden kovulur, sevdiği kadın tarafından terk edilir, beş parasız bir kaybeden olarak kendini sokaklarda bulur. Gerçek kimliğini kamuoyuna duyurmaya çalıştığı Dr. Carlton Drake (Riz Ahmed) gizli projesine devam ederken, yanında görev alan ancak bir zamanlar saygı duyduğu adamın planlarını fark edince Ed ile iletişime geçen Dr. Dora Skirth (Jenny Slate) olayların seyrini değiştirir. Drake’in başında olduğu Life Foundation adlı şirketin araştırma merkezine yardım sayesinde sızan eski gazeteci burada hem büyük bir sırrı öğrenir, hem de uzaylı bir yaşam formu olan Venom’la tanışır. Hayatını sürdürebilmek için canlı bir konağa ihtiyaç duyan simbiyotik varlık Venom, Ed’in bedenine uyum sağlayabileceği fark edilince adam ile birleşir, ardı arkası kesilmeyen bir kovalamaca başlar. Drç Drake’in peşine taktığı adamlardan Venom sayesinde kurtulan kahramanımız, yeni arkadaşının gerçek doğasına tanık oldukça işin sonunu merak etmeye başlar.
Kara komedi ve korkuyu bir araya getiren Zombieland filmiyle tanınan Ruben Fleischer’in ellerinde şekillenen, sağlam kadrosu ve belki de hepsinden önemlisi adıyla bile heyecan uyandıran Venom: Zehirli Öfke, süper kahramanların cirit attığı salonlarda ne derece başarılı olacak derseniz, cevabı biraz belirsiz doğrusu.
Bilinen orijin hikayesinden mecburi olarak alternatif bir çözümle yola çıkan film, hem bolca artısı hem de eksiği bulunan bir yapım. Tom Hardy ve Riz Ahmed gibi iki büyük Hollywood yıldızını başrolüne taşıyan proje, görsel başarısı, heyecanlandıran aksiyon sahneleri, Venom karakterinin çizgi romanda olduğu gibi oldukça uçlarda bir profil sergilemesiyle tatmin ediyor. Buna rağmen senaryonun kurbanı olarak asıl kötünün iki boyutlu kalması, yazılan zayıf diyalogları ve yetersiz hikaye temeli ile darbe alıyor. Hardy tam da kendisinden bekleneceği gibi muazzam bir performans sergiliyor, kendisine verilen yavan replikleri bile ustaca kullanıyor. Aynı durum The Night Of serisiyle kendine hayran bırakan Riz Ahmed için de geçerli. Kaliteli bir oyuncu olduğunu hatırlatırcasına elinden geleni ardına koymayan aktör, kendisi için yazılan Dr. Drake’in ne kadar hafif kaldığının da oldukça farkında. Kendileri için dikkat çekici karakter altyapıları hazırlanan güncel kötü karakterler düşünülünce, Ahmed’in payına düşen sebebiyle üzülmemek elde değil.
Gelelim Venom’a. Çizgi roman evreninde kendisi için geniş bir alt evren yaratılan karakter, filmde izleyenleri ikiye bölüyor. Bir yandan dehşet verici bir varlık olarak arz-ı endam eyliyor, romanlarda olduğu gibi hastalıklı espiri anlayışı ve önüne geçilemez öfkesiyle hayran bırakıyor. Lakin senaryonun bir diğer kurbanı olmaktan kurtulamıyor. Nitekim Venom: Zehirli Öfke filmi tüm artılarına rağmen, metnin dengesizliği yüzünden tam olarak hangi tarafta duracağına emin olamamış. Bir yandan oldukça eğlenceli ve heyecan dolu bir anti-kahraman hikayesi izliyorsunuz, hemen ardından kaliteli espirilerin yanına yerleştirilmiş eski kafalı göndermelerle hayal kırıklığı yaşıyorsunuz. Yani ne geçmişe ait, ne de günümüzün anlayışını doğru şekilde yansıtan bir ruh.
Venom: Zehirli Öfke yüksek ihtimalle bir devam filmine kavuşacak. Gişede de sağlam bir başarı yakalama şansı büyük. Şayet ikinci bir beyazperde çıkartması yaparsa, ilk bölümü aşması ve hatta günümüz örneklerinin önüne geçmesi işten bile değil. Çünkü önünde, bu filmin bıraktığı önü açık koca bir saha duruyor. Bolca olasılık, onlarca yıl hayali kurulan karşılaşmalar, daha karanlık ve sert bir sahne. Tabii bu rolü severek canlandıran ve yeni bir hikaye için hevesli olduğunu tekrarlayan bir Tom Hardy etkeni.
Büyük beklentileri genel olarak karşılamayı başaran Venom’un ilk filmi, belki tüm sorumluluklarını yerine getiremiyor ancak salonlarda tecrübe edilmesi gereken bir fırsatı sunuyor. Nice zamandır hayali kurulan bir fırsatı.
burcinaygun@gmail.com