Türün sevenlerini mutlu edecektir!
Yazar: Oktay Ege KozakHollywood, on yıl sonra sonunda bir korku klasiğinin eli yüzü düzgün bir yeniden çekimini sunuyor. 2003'de MTV stili korku yeniden çekimleri modası rezil Teksas Katliamı (The Texas Chainsaw Massacre) ile başladığından beri Hollywood, paragöz Elm Sokağında Kabus (A Nightmare on Elm Street) ve 13. Gün (Friday the 13th) yeniden çekimleri ile gerçek korku hayranlarına dil çıkarıyordu resmen. En azından Rob Zombie, Cadılar Bayramı (Halloween) ile yeni bir yaklaşım edinmeye çalıştı ama başarısız oldu.
En sevdiğim "gorefest" (bol kanlı korku filmlerine verilen takma ad) klasiklerinden biri olan Kötü Ruh (Evil Dead)'in yeniden çekiminin yolda olduğunu öğrendiğimde, yukarıda bahsettiğim filmlerden ağzım yandıktan sonra neden pek heyecanlanmadığımı anlarsınız herhalde.
Fakat sonradan biraz ümitlenmeye başladım. Duyduğuma göre ilk filmin yönetmeni Sam Raimi, yapımcısı Robert Tapert ve yıldızı Bruce Campbell'in yeniden çekimin yapımcılığını yapmış. Bu yapımcılık, stüdyoların genelde orijinal filmi yaratanlara para verip isimlerini satın aldıkları türden de değilmiş. Raimi, Tapert ve Campbell, filmin yapımının her aşaması ile yakından ilgilenmişler.
Buna rağmen yine de ümitlerimi fazla arttırmadım. Arttırsaydım keşke, çünkü bu Evil Dead yeniden çekimi düz ve posasız, kan dolu A-sınıfı bir gorefest. Uruguaylı yönetmen Fede Alvarez, ilk uzun metraj deneyimi ile bu türü ne kadar iyi anladığını gösteriyor. Alvarez, baştan ince konuyu ve karakterizasyonları bir kenara atmadan, ama olabildiğince minimumda tutarak bilgisayar efektlerine de fazla dayanmadan beklenen kan ve iğrençliği sunuyor.
Gördüğüm kadarıyla bir sürü kanlı ve uzuvların koptuğu vs. sahneler pratik makyaj ve prostetik efektler ile yapılmış. Eğer bir sürü CGI efekt varsa da ben fark etmedim, ki bir film eleştirmeni olarak bu tür şeyleri kolayca fark eden biriyimdir. Filmin etkileyici açılış sekansında bir alev efekti bariz bilgisayar ile yapılmış ama neyse ki çabucak bitiyor. Filmin yapımcılarının haklarını vermek lazım. Dehşet Kapanı (The Cabin in the Woods), ormandaki kabin alt-türünü alaşağı ettikten sonra bu türün düz bir yaklaşımının başarılı olabileceğini düşünmemiştim.
Alvarez'in Rod Sayaguez ile yazdığı senaryo en baştan ‘parti yapmak için kabine gelen gençler' klişesini bir kenara atarak doğru ve orijinal kararlar veriyor. David (Shiloh Fernandez), aklını yitirmiş olan annesinden kaçmayı yaşamının misyonu yapmıştır. Fakat uyuşturucu bağımlısı kız kardeşi Mia (Jane Levy) neredeyse aşırı dozdan ölmüştür ve arkadaşlarının Mia'yı kurtarabilmek için David'in yardımına ihtiyaçları vardır. Mia'nın hemşire arkadaşı Olivia (Jessica Lucas), eğer Mia ailesinin eski odun kabininde haftasonunu uyuşturucusuz geçirip sistemini temizlemezse bir dahaki aşısı doz sonucu öleceğinden emindir.
Bu yaklaşım ile bu tür filmlerin ilk perdelerine baş belası olan parti, gereksiz çıplaklık ve bayat esprilerden uzaklaşmış oluyoruz ve film baştan gerilimli bir mod ile açılıyor. Ayrıca Mia'nun uyuşturucu hikayesi filme The Shining'den Jack Torrance tarzı bir paranoya aşılıyor. Mia, başına gelen iğrençliklerin halüsinasyon mu, yoksa kötü ruhlu iblislerin gerçekten ‘ruhunu yutmaya'mı çalıştıklarını bilmiyor.
Fakat biz biliyoruz ki iblisler gerçek. Onlar orijinal üç filmin hayranlarına tanıdık gelecek, insan derisinden yapılmış Necronomicon kitabından sihirli sözlerin dahi Eric (Lou Taylor Pucci) tarafından okunması sonucu gençlerimizi terrörize ediyorlar. Evil Dead, türe göre tamamen gerizekalı olmayan karakterlere sahip belki, ama biraz da aptal olmaları gerekiyor tabi. Sonuçta kitabın içinde kanla yazılmış kocaman harfler ‘Bu kitabı yanlız bırakın yoksa hepiniz ölürsünüz' demesine rağmen okumaya devam eden en az bir gerzek olmazsa filmin kendisi oluşmaz.
İblisler ortaya çıkıp gençlerin ruhlarını ele aldıktan sonra gerçek anlamda kan gövdeyi götürüyor. Bu noktadan sonra Alvarez, konuyu arka plana atıyor ve bir iğrenç sahneden diğerine zevkle zıplıyor. Her tür uzuv, yaratıcı stillerle kopup atılıyor, insanlar şırınga, çivi silahı ve mimar bıçağı ile parçalara ayrılıyor, litrelerce kan kusuluyor, hatta bir sahnede havadan kan yağıyor. Orijinal filmi seven izleyiciler ise oradaki ağaç tecavüzlü ünlü sahnenin daha iğrenç bir versiyonunu bulmaktan mutlu olacaktır.
Dürüst olmak gerekirse, biliyorum bu filmin ne kadar mide bulandırıcı, kan dolu olduğunu ve hemen herkesi rahatsız edeceğini... Alvarez'in amaçladığı da bu zaten. Filmin tam olarak ne olması gerektiğini biliyor ve olabildiğince stilize ve yaratıcı bir biçimde bekleneni sonuna kadar yerine getiriyor. Orjinal Evil Dead'in hayranları ve gorefest sevenler çok mutlu olacak. Diğer yandan kendisini kan tutan seyirci lütfen uzak dursun.
Son olarak Evil Dead üçlemesinin hayranlarındaysanız bitiş jeneriğinde salondan çıkmayın. Jenerikten sonra müthiş bir sürpriz var!