Hesabım
    RoboCop
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    4,0
    Çok İyi
    RoboCop

    Dengeli aksiyon, sıkı öykü!

    Yazar: Ali Ulvi Uyanık

    Yakın gelecekte, ABD'nin sınır dışı savaş - işgal programlarında kullanacağı ED-209 ve EM-208 gibi akıllı makineleri / robotları tasarlayan, üreten, kontrol eden Detroit merkezli şirket OmniCorp (Omni Consumer Products), anamalcı sistemin kar odaklı işlemesinin doğası gereği gözünü iç güvenlik pazarına diker...Ancak başka ülkelerin halklarına 'uygun' görülen bilgisayar kontrollü cansız güvenlik elemanları, içlerinde insan faktörü bulunmadığı için ülke dahilinde riskli görülmekte ve senatonun onayından geçememektedir (Nitekim 27 yıl önce çekilen ilk filmde, ED-209 program yanlışlığı sonucu şirket yönetim kurulu üyesini öldürür). Çözüm, yarı insan yarı makine olan bir cyborg polis üretmektir. Bunun için de, çete tarafından arabası patlatıldığı için vücudu yanan ve normalde ölmesi gerekirken en hayati organları kurtarılarak cyborg'un insan kısmını oluşturan dedektif, bir aile babası olan Alex Murphy (Joel Kinnaman), ilk RoboCop olarak 'piyasaya sürülür'.

    1980'lerde ABD sinema sektörüne taptaze bir soluk ve yenilikçi filmlerle giren Orion Pictures, Edward Neumeier ile Michael Miner ikilisinin yazdığı "RoboCop"u, yıldızı parlayan Hollandalı yönetmen Paul Verhoeven yönetiminde beyazperdeye taşıdı. Çok hareketli kameralarla başınızı döndüren bu  sert film, hayranlıkla karşılandı. Çünkü bir aksiyondan beklenmeyecek ölçüde, önemli tartışmalara zemin hazırladı. "RoboCop", iki devam filmi ve TV dizilerinden video oyunlarına uzanan bir alanda yaygınlaşsa da, asıl, kafalarımıza çengellediği sorularla gündemde kaldı. Bu yeni uyarlamayı da dikkate alarak soruyoruz: Sibernetik çağında kapitalizmin açgözlülüğü sonucu yaratılan adaletsiz sistemde artan suç oranlarından para kazanma kurnazlığı nasıl işliyor? Öncelikle, suçları kontrol altına almak ve adaleti cyborglarla sağlamak için pazarlamanın tüm soysuz numaraları kullanılıyor. Sonra, medya marifetiyle kamuoyuna bu çerçevede sahte bir güven duygusu aşılanıyor. Ve politikacılar üzerinde baskı oluşturuluyor. Robotlar için sorulan ana soru RoboCop için de geçerli aslında:Masum biriyle, örneğin bir çocukla karşı karşıya geldiğinde sistem hatası sonucu onu öldürebilir mi? OmniCorp CEO'su Raymond Sellars (Michael Keaton), RoboCop'un yaratıcısı bilim insanı Dr. Dennett Norton'u (Gary Oldman) zorluyor...Bir dizi aksaklık sonucu, tehlike durumlarında Alex'in duyguları devre dışı bırakılıyor! Oysa o hala bir insan ve doğasında iyilik var.

    "RoboCop" için Brezilyalı yönetmen José Padilha'nın, biraz da tesadüf eseri seçilmesi, tam isabet olmuş. Anımsayınız, 2007'de çektiği "Özel Tim"de (Tropa de Elite),Rio De Janerio kentinin uyuşturucu merkezli şiddet dünyasında yarı asker sayılan ‘seçkin polisler’in görüş ve uygulamalarının nefes nefese koşturan tanığı olduğumuzu ve özellikle zengin çocuklarının talebiyle patlayan ticarette, sorunun çözümünün ne denli zor olduğunu öğrenmemizi. Tuhaftır; polis işkencelerini olduğu gibi gösteren film polis cephesinden baskı görürken, büyük oranda anti-kahraman başkarakteri yüzünden de entelektüel çevrelerden ağır eleştiriler almıştı. Padilha, "RoboCop"ta da, yabancısı olmadığı ahlaki sorunları tartışma ve kahramanın varoluşuyla ilgili savaşını dramatik biçimde anlatma olanağı bulmuş. Aksiyon, öykülemedeki bağlayıcı unsur. Abartılmıyor, sahneler uzatılmıyor, temaları ezmiyor. Aynı şekilde, yakın gelecek (2028) konsepti ve görüntü düzenlemelerinde de ifrata kaçılmıyor.  Robotlar ile cyborg'un tasarımları / hareketleri, olası geleceğe uygun; metalik, keskin, net. Film boyunca gözünüzü yoran gereksiz dijital numaralar ve kirlilik yok.

    Padilha, suç kavramı içindeki ihanetlere dikkat çekiyor. Yasa koruyucuların suçlularla işbirliği ve şirketlerin medyayı kullanıp ürün pazarlaması, aynı ahlaksız zeminde buluşuyor. Aslında uzun süredir, suç arzının, politikacısından gazetecisine, polisinden işadamına topyekun tüm erklerin katkılarıyla körüklendiğini ve sıradan insanların onlara ne denli ihtiyaçları olunduğuna dair algı pompalamasıyla kendilerine talep yaratarak güç paylaşımı yaptıklarını tartışıyoruz. "RoboCop", bu tartışma sınırlarını olabildiğince esnetiyor; Alex'in şahsında, vicdanın, gelecekte de, insan olmanın onurunu koruyabilecek en önemli güç olduğuna dikkat çekiyor.  

    "RoboCop"u, çürümenin her yanımızı sardığı günümüzde, eğlenebileceğimiz bir film olmanın ötesinde, gelecek kaygılarımızı düşünerek seyredip tartışmamız doğru olacaktır.

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top