Hesabım
    17 Yeniden
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    3,0
    Ortalama
    17 Yeniden

    17 Yeniden

    Yazar: Funda Sularöz

    Sivilceler, ilk aşkların müthiş acısı, ait olamama duygusu, geleceğin belirsizliği. Bunlar benim 17'im ve şu an olmak istediğim kişiyim. O yüzden geriye bakmak mı? Aman uzak olsun. Ama kimilerimiz de vardır ki, lise yılları cennete dönüşmüştür ve bunlardan bazıları da geçmişte sıkışıp kalmıştır. Çünkü onlar o güzel günlerin üzerine bir daha bir şey ekleyememişlerdir, ya da buna inanıyorlardır.

    Mike da 37'sine gelmiştir. Lisede basketbol takımının yıldızıyken tüm hayallerinden onun için vazgeçtiği aşkı onu terk etmek üzeredir ve çocuklarıyla olan mesafe gitgide büyümektedir. Üstüne üstlük 16 yıldır çalıştığı işyerinde beklediği terfiyi iki ay önce işe başlayan bir çıtır almıştır. Evden de atılınca kalacak yeri olmadığından süper uçuk arkadaşında yaşamak zorunda kalan Mike, anlaşılacağı tam anlamıyla diptedir. Oysaki mutlu günleri bir fotoğrafta sıkışıp kalmıştır. Mike geçmişine geri dönüp her şeyi baştan ''doğru'' yaşamak isterken biri ona bu dönüş için yardım edecektir. Artık o, 17 yaşındaki haline geri dönecektir.

    Bu film öncesinde Keşke 30 Olsam (13 Going On 30) dedik, daha öncesinde Tom Hanks'le Big filminde küçük bir çocuğun bir dileğiyle 30 yaşında bir vücuda hapsolmasını seyrettik. Bu büyüme sendromları sonrasında son film 17 Yeniden ile 17 yaşına geri dönüş de gerçekleşti.

    Filmin en büyük numarasından konuşmaya başlamak gerekirse bu Zac Efron'dur. High School Musical TV serisinden tanıdığımız, ardından Hairspray'de izlediğimiz 21 yaşındaki bu çocuğun enerjisiyle biz kadınların çoğunu ekrana kilitlediği kesin. Aslında Zac ve Alacakaranlık'ın kahramanı Robert Pattinson bence çekicilik kavramına başka bir anlam getirdiler. Zac eğlenceli cool karakteriyle, Robert baştan aşağı cool tavırlarıyla ikon haline gelseler de ikisinin ortak sivrildiği nokta yaşadıkları enerji patlamasını bize yansıtmaları. Tamam, zaman zaman dövecekmiş gibi bakıyorlar ama muhtemelen onların bu güç ve canlılık gösterisi bizim için asıl tahrik unsuru. Bu konudan kalın bir kitap oluşturulur düşüncesiyle uzatmadan burada kesiyorum. Zac Efron' un enerjisinin yanı sıra bu performansında ergen vücuduna hapsolmuş 37 yaşındaki bir adamın ruhunu da gayet başarılı yansıttığını eklemek gerek.

    Onun dışında karakterler tamamen karikatürize edilmiş. Elfçe konuşan bir okul müdürü de var, büyümeyi ve toplumla uyumlu olmayı reddeden bir ''süper gig'' de. Mike'ın 17'sine dönüşünü sağlayan ruhani rehberi bile, bu rol için oluşturulmuş genel tiplemeye bire bir uygun. Aklınızda ben söylemeden önce beyaz sakallı bir dede oluştuğuna eminim. Ama filmin duygusal noktalarında başkarakterlerde derinliğe giden bir hissiyat oluşuyor. Bu noktada pek de akıl almayacak bir konu olarak bir vücudun 20 yaş gençleşmesinin hikayesi bize de dokunuyor.

    Aslında (ki tahmin edersiniz) filmin tartıştığı, suya sabuna dokunan bir tarafı yok. Fazladan gülelim diye gereksiz uzatılan sahneleri de zaman zaman insanı daraltıyor. Ama genel olarak eğlenceli zaman geçirmek için bu film doğru tercihtir, özellikle kızlar için. Gerçi bu filmden zevk alan yaşını başını almış adamlara da rastladım. Sonuç itibariyle birçoğumuz 17 olduk ya da olacağız. Ve elindekinin değerini bileceksin. Bu film bu mesajı açısından insanların geçmişini ve bulunduğu noktayı düşündürüyor. Ya da yaşı daha küçükse geleceğini doğru çizmenin önemini hatırlatıyor. Hele Zac Efron'un performansı ve komik unsurlarıyla film pamuk şeker tadında pembe bir hikaye olup karşımıza çıkıyor.

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top