En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
KaliteTAKİP
Takipçi
873 değerlendirmeler
Takip Et!
4,5
7 Şubat 2014 tarihinde eklendi
Ne kadar gerçek o kadar iyi galiba. Evet kurgu çok önemli senaristin hayal gücü önemli ama son zamanlarda beni etkileyen filmler daha çok biyografi tarzında. Gerçek hayat öykülerine anlatan filmler. Biz ilk başta böyle bir adamın yaşadığını bilmiyorduk ama birinin tüm bunları en azından denemiş olması daha çok sevindirdi beni. Çok iyi başrol performansıyla Matthew McConaughey'i izleyeceksiniz. Hayatta kalmaya çalışan bir adam olarak çok başarılıydı filmde ama karşılarında zor bir hastalık ve zaman var. Daha somut olan diğer sujeler ise kanunlar ve çeşitli makamlar var. İlk başta film hakkında bilgim yoktu ve bir önemsiz adam izleyeceğimi düşündüm. Çünkü ilk başta film sadece rodeo, içki, uyuşturucu, sex eksenindeydi. Daha farklı bir yere kayması sevindirdi beni. Sizlere de tavsiye ederim DBC' yi :) şaka bi yana filme devam edersek Matthew Mcconaughey açıkçası beni çok şaşırttı. Bu kadar iyi bir oyuncu olduğunu bilmiyordum genellikle romantik komedi tarzlarında oynayan sıradan biriydi ondan dolayı belkide dikkat etmemişim hatta dikkate değer bulmamışım. Ama bu filmdeki performans ile izlerken beni büyüledi diyebilirim. , izleyeni ekrana çekmeyi başarıyor.(25 kilo vermesi ve görsellikle kendini bir hayli baskın karakter yapması) Jared Leto'yu da es geçmemek gerekiyor ! Kısaca bu film, oyunculukların üst düzeyde olduğu, iyi ve merak uyandıran bir hikayeye sahip, sağlam bir dramdır. İyi seyirler...
Sınırsızlar Kulübü Jean-Marc Vallée'ın yönetmenliğini yaptığı, başrolde Matthew McConaughey ve Jared Leto, Jennifer Garner, ve Steve Zahn'ın rol aldığı film. Bu film, 1992 yılında gazeteci Bill Minutaglio'nun Dallas Morning News Gazetesi'nde yer alan haberine istinaden Ron Woodroof'un gerçek hayat hikâyesi üzerine kurgulanmıştır. HIV taşıyıcısı olan Ron Woodroof'a 1986 yılında AIDS yüzünden 30 günlük ömür biçiliyor. Ron Woodroof hastanenin verdiği yasal olan ilaçları kullanıyor. Fakat onların yarardan çok zarar getirdiğini görünce yasal olmayan ama faydasını gördüğü ilaçları kullanmaya başlıyor. Kullanmakla da kalmıyor daha sonrasında bu ilaçları satmaya başlıyor ve Dallas Buyers Club kurulmuş oluyor. Film gayet keyifli, enteresan ve gerçek bir hikayeyi konu almasından dolayı daha ayağı yere basan bir film olmuş. Özellikle başrol Matthew McConaughey nin oyunculuğu takdire şayan ki zaten En İyi Erkek Oyuncu ve Jaerd Leto da En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu ödülünü alarak bunu ispatlamışlar. Matthew McConaughey özellikle True Detective deki gösterdiği performansla ne kadar büyük bir oyuncu olduğunu bir daha ispatlamıştır. 2013 te bu film ve 2014 te de Interstellar ile kaliteli filmlerin oyuncusu olduğunu da ispatlamıştır. İyi seyirler... 7.7/10
Süresi boyunca insanı sıkmayan ve eğlenceli sahnelere sahip bir biyografi filmi Dallas Buyers Club. Ama filmin kesinlikle vurucu anı eksik. Hep aynı tempoda gidiyor. İzledikten sonra aklınızda bir sahne kalmıyor. Kısaca ortalamanın üstü bir biyografi filmi. Nokta
McConaughey tarih yazmış gerçekten. Her şeyden önce fiziksel anlamda sınırları zorlayarak büyük bir özveri göstermiş ve rolü yaşamış. Daha önce genellikle hafif romantik komediler ile tanınmıştı ve bu ölçekte bir karaktere bürünmemişti. Çok zor bir sınava girdi ve yeterli puanı almayı başardı, hem de fazlasıyla. Ona eşlik eden Leto da tek kelimeyle harika. Performansının önemli bir kısmını yine fiziksel özverisine borçlu. Bu iki muhteşem performansın yanında senaryosu ve kurgusu ile de parıldıyor film. Oscar yarışında muhakkak önemli ödüllerden bazılarını alacaktır. Senenin iddialı yapımlarından. Yaşanmış olaylar ve yaşamış insanlar. "Dönem filmi" penceresinden bakarsak da son derece başarılı. Ron Woodroof yıllar sonra da hatırlayacağınız biri olacak. Kemeri, gömlekleri ve gözlükleri bile yeter.
İnanılmaz bir film, inanılmaz bir konu. Tüyler ürperdici bir hikaye, üzücü sahneler. Hayranlık uyandırıcı oyunculuklar. Bence yılın en iyi filmi oscarını kazanması gereken film bu film olmalıydı. Uzun süre etkisinden çıkamayacağıma eminim. Mutlaka izlenmeli..
Oyunculuk performansları sayesinde oldukça başarılı denebilecek bir film Dallas Buyers Club.Açıkçası filmin senaryosu sıradışı değil fakat hem Matthew McConaughey hem de Jared Leto'nun fazlasıyla gerçekçi performansları sayesinde film izlerken izleyeni etkileyip avucunun içine alı baştan sona çok sürükleyici diyemem yani aksiyon macera filmleri sevenler uzak durmalı fakat dram sevenlerin yaklaşması gereken bir yarı daha sürükleyici ve hızlı akıyor fakat ikinci yarı tempo düşüyor ve zaman zaman da film kısır döngü içine ştirinin devamı için:
McConaughey Oscar ödülü aldığında yaptığı konuşmada nasıl alçak gönüllü ve motive kaldığını anlattı. Bence bugüne kadar Oscar törenlerinde yapılmış en iyi konuşmaydı. Tüm sinema severlerle bu tarihi konuşmayı paylaşmak istedim; ‘Benim her gün ihtiyaç duyduğum üç şey var: Bunlardan bir tanesi büyük saygı duyacağım birşey, diğeri dört gözle bekleyeceğim birşey, ve bir başkası da takip edeceğim biri.’ dedi. McConaughey, Tanrı’ya saygı ve hayranlıkla baktığını ve kendisine minnet duymayı öğrettiği için Tanrı’ya teşekkür ettiğini söyledi. Sonrasında, birlikte olmayı dört gözle beklediği, hayatındaki insanlara teşekkür etti - ona gerçek bir adam olmayı öğreten vefat etmiş olan babasına, kendisine ve başkalarına saygı duymayı öğreten annesine, ve kendisine cesaret veren eşi ve çocuklarına. Fakat belki de lider olarak başarınızın en büyük parçası motivasyonunuzdur - bu tek bir etken sizin ilerlemeye devam etmenizi, başarılı olmanızı, daha iyi olmanızı sağlar. ‘Kahramanım takip ettiğim, kovaladığım kişidir. 15 yaşındayken, hayatımdaki önemli bir kişi bana gelip ‘Kahramanın kim?’ diye sormuştu. Ve ben de ‘Bilmiyorum. Bunu düşünmem lazım, bana birkaç hafta zaman ver.’ demiştim. İki hafta geçti ve bu kişi bana gelip yine ‘Kahramanın kim?’ diye sordu. Ben de dedim ki ‘Bu konu hakkında düşündüm, ve kimi buldum biliyor musun? Kahramanım 10 yıl sonraki ben.’ 10 sene sonra 25 yaşımda geldim ve aynı kişi tekrar bana gelip ‘Peki şimdi kahraman mısın?’ dedi. Ben de ‘Yakınından bile geçemem. Hayır, hayır, hayır. Şimdi de kahramanım 35 yaşındaki ben.’’ Daha sonra McConaughey kahramanının nasıl gelecekteki hali olabildiğini anlattı: ‘Hayatımdaki her gün, her hafta, her yıl kahramanım 10 sene ileride. Hiçbir zaman kendi kendimin kahramanı olmayacağım, bunu hiç elde edemeyeceğim. Bunu biliyorum ve böyle kabul etmekten mutluyum çünkü bu benim önüme hep kovalayacağım birini koyuyor. Yani, herbirimiz için saygı duyulacak, dört gözle beklenecek ve takip edilecek kimler varsa buna ‘Amin’ diyorum. Buna ‘Güzel, güzel, güzel’ diyorum. Ve buna ‘Sadece yaşamaya bakın diyorum.’
Bol ödüllü vede biraz daha ödül kazanacağını umduğum bir film. 2014 'den eli boş dönmez kanaatindeyim. Aids hakkında kafa karıştırmadan sadece homeseksüel vs ilişkilerden geçmediğinin üstüne basarak zihnimize kazıyor, sizinde başınıza gelebilir deniliyor adeta. Elektrikçilik yapan, rodeo meraklısı, kumar, alkol ve uyuşturucu sorunlarının üzerine HIV virüsü kapıp AIDS olan adamımızın 30 günü kalmıştır ama nasıl yedi yıl yaşayacaktır bunu görüyoruz filmde tabi, denize düşen yılana sarılır misali meşakkatli serüveniyle. Uyuşturucu kartelleri ne iş yapıyorsa, ABD nin ilaç uygunluğunu güya halk sağlığı için kurulan ve çalışan FDA denetim kurumunun nasıl kartel/tröst ilaç firmalarına çalıştığını bir nevi vatandaşın faşizan kan emiciliğine kafa tutan modern donkişotumuzun macerası. Bu tür filmlerin benzeri konularıyla başarılı örnekleri aklımıza geliveriyor, anımsatayım İki yıl ömür biçilen oğlunun 22 yıl daha yaşamasını sağlayan ilacı geliştiren ve hikâyesi Lorenzo'nun Yağı 1992 yılı yapımı filmi var ilk olarak. Sonra Sinirda Yasayanlar (2010) "Extraordinary Measures"var gene en azından sıradışı doktor ve tedavi arayışı yapan ebeveyn konusu olarak. Bu tür azmin zaferi oturup ölümü beklemektense birşeyler yapalım konuları klasik de olsa, burda usta oyuncular, başarılı kurgu ve yönetimle ön plana çıkıyor film izlemesi zevk veriyor. Hele başrol oyuncularımızın ve yardımcı rollerin bu işi akıcılıkla abartmadan sanki o anda yanı başımızda cereyan ediyormuşcasına izlettiren yöönetmenin sayesinde oskara göz kırpıyor ...
Belli başlı Oscar klişelerini barındırsa da filmin asıl meselesi başarılı seçilmiş bir mesele aslı açıdan biraz özensiz bulsam da film izlettiriyor manslar şahane olsa da bu filmin tam Oscar filmi olması biraz rahatsız edici.
Biyogrofi yaşanmış hikaye güzel aktarılmış dönemin aids krizine değinilmiş oyuncluklar güzel... Ama gerçekte olan şeyi filme çevirip doğru noktalara dokunsaızda azıcık dram hissetmedim... Oscar için sade filme değil olaya bakarsanız verirsiniz oscarı.. olay etkileyici film değil... kötülemiş gibi gözüksemde sıkmayan aid krizini aidsle mücadelesini film sıkmadan izlettiriyor...
Hayatını uyuşturucu, seks ve rodeo üçgeninde yaşayan Ron Woodroof (Matthew McConaughey), Amerikanın kendi eliyle ürettiği ve 80'li yıllarda özellikle de kendi ülkesinde hortlayan AIDS'in tehlikeli sularında yaşamaktadır. Uyuşturucu ile bünyesini yıkmakta, korunmasız seks hayatı ile de AIDS'e davetiye göndermektedir. 1986 yılında çalıştığı sahada elektiriğe kapılan Ron, hastanede HIV virüsü kaptığını öğrenir. Doktorları kendisine sadece 30 günü kaldığını söyler. Ray, doktorların hastalarına verdikleri FDA (Gıda ve İlaç Cemiyeti) tarafından onaylı olan "AZT" isimli ilaçtan almak ister; ama Roy test grubunda olmadığı için ilacı alamaz. Ron, yasa dışı yolarla ilaca ulaşır; fakat bu ilacın o kadar da masum olmadığını anlar ve ilacı bırakır. Kendisi için bir tedavi bulmaya çalışırken, Meksika'da bir doktorla tanışır ve dünyada birçok ülkede kullanılan Amerika'da yasak olan ilaçları keşfeder. Kendisi için aldığı ilaçları başkalarına da ulaştırmaya başlar. Dallas Buyer Club'ü kurar ve üye olan herkese ilaçları vermeye başlar.
Ron, aman be sendecilik içinde hayatını çürüten, yaygın olarak var olan HIV virüsünün sadece homoseksüel/eşcinsel insanlarda olduğuna inanılan bir toplum içerisinde yaşayan, homofobik biridir. Kendisi HIV virüsü taşıdığını öğrendiği ve çevresindekilere de söylediği andan itibaren dışlanmaya baş defa dışlanma ile karşı karşıya kalan adam, kendisi gibi HIV virüsü taşıyan ve de bir eşcinsel olan Rayon (Jared Leto) ile tanışır. İkili kurdukları kulüp ile insanlara yardım etmeye başlar.
Ron, yurt dışından getirdiği ilaçları, kendisi gibi hasta olan insanlara dağıttıkça FDA'nın dikkatini çekmeye başlar. Kendi ülkesinin üzerinde kurmaya çalıştığı dayatmacılığa karşı direndikçe ilaçları getirmek için türlü türlü yöntemler denemeye başlar.
Düşünün ki çok hastasınız ve size ilaç vermiyorlar, test grubuna verilen ilaçlar ise tedaviden çok uzak. Birisi çıkıp falanca aktarcı ya da doktor şöyle bir tedavi uyguluyor diyor; ama bu tedavi yasal değil. Kaç kişi gidip tedaviye başlardı bilemiyorum; ama böyle bir tedavinin yasaklanmasının bir mantığı yok. Zaten ölmekte olan insanların başına daha ne gelebilir ki. İlaç firmaları ile FDA arasındaki çıkar anlaşmaları gayet net ortaya dökülüyor. Daha birkaç yıl öncesine kadar, yok kuş yok domuz diyerek, insanlara milyarlarca ilaç satışı yapan firmaların, dünya'yı yönettiklerini söylemenin yanlış bir tarafı olduğunu düşünmüyorum.
Kendi çaresizliğinden yola çıkan bir adamın, sistemi karşısına alarak, hem kendisine hem de etrafındakilere yardım etme çabasının hikayesi olan Dallas Buyer Club, Matthew McConaughey ve Jared Leto'ya OSCAR'ı kazandırdı.
gerçekten tam anlamıyla mükemmel bir filmdi, daha önce izlemediğim için kendimi dövmek istiyorum resmen. Film bize AIDS e yakalanmış bir insanın hayatını değişimini anlatıyor, bu değişim o kadar güçlü ki ''350 dolar daha bul, yoksa ilaçları alamassın.'' diyen bir adamın, hastalara serum kalmadığında arabasını satıp insanlara serum alan bir insana dönüşmesini gösteriyor ve aynı zamanda film insanların,homofobik insanların LGBT bireylerine bakışını gösteriyor, bu konuya dikkat çekiyor. Gelelim benim en çok gözüme çarpan noktaya film ABD yi kötülüyor, yani filmdeki olaylar üzerinden kötülüyor tabiki ama yinede bu pek karışma çıkan bir durum olmadığından gözüme çarptı ve hoşuma gitti. Filme puanım 9/10 belki daha düşük bir puan hakediyordur lakin oyunculuklar,müzikler, senaryo hepsini göz önünde bulundurduğumda karşımda 9/10 u hakeden bir film duruyor.
Bir başyapıt değil ama izlenebilecek bir film. Matthew McConaughey ve Jared Leto oyunculuk açısından iyi iş çıkartmışlar. Film içerisinde zaman zaman sıkılabilirsiniz ama filmin sonunu getirmek içinde çok yoğun bir uğraş vermenize gerek yoktur. Zaman zaman dişinizi sıkmanız yeterli.. İyi seyirler
Matthew McConaughey’in hayat verdiği Ron, amiyane tabirle toplumsal cinsiyet bakış açısının bir erkeğe yüklediği her türlü özelliğe sahip, para için pek çok şey yapabilecek bir erkek karakter. Para için arkadaşlarını kandırıyor, seksi ise hayatından hiçbir şekilde eksik etmiyor. Varoşlarda yaşayan, cahil ve bilgisiz bir profile sahip olan Ron’un bu özellikleri onun başına çok belalar açıyor: Korunmasız ilişkiye sıkça girdiği için HIV enfeksiyonu kapıyor, HIV o dönemler eşcinsel hastalığı olarak görüldüğü için arkadaşları tarafından etiketlenerek dışlanıyor, düzgün tedaviyi almak için kaçakçılık yapıyor, bu uğurda yasalarla mücadele etmek zorunda kalıyor. Aslında Ron’un tüm bu çabalarının altında yatan sebebi anlamak biraz güç. Kendisine yalnızca otun günü kaldığını söyleyen doktora başta inanmasa da daha sonra sanrılar ve varsanılar kendini göstermeye başlıyor, Ron da ister istemez harekete geçiyor. Başta tek derdi ölümden kaçmak olsa da zamanla görüyor ki bu işten çok iyi paralar kazanmak da mümkün. O andan itibaren Ron’u, aynı karşısına aldığı FDA (ABD İlaç ve Gıda İdaresi) gibi, paranın kölesi haline gelmiş bir temsil olarak görüyoruz. Ülkenin HIV pozitif hastalara karşı kullanmak istediği ve zehir etkisi yaratan bir ilaca karşı kendi araştırmaları sonucu, dünyanın başka yerlerinde kullanılan ve olumlu sonuçlar veren ilaçları illegal olarak ülkeye sokup bunları fahiş fiyatlara satan karakterimiz, insanoğlunun en bilindik zayıf noktalarından birinin kurbanı oluyor: Açgözlülük.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.