Kanlı Hesaplaşma
Yazar: Ali ErcivanJackie Chan'in yapımcılığını ve başrolünü üstlendiği Kanlı Hesaplaşma, belli ki aksiyon sinemasının yıldızına nispeten daha az dövüş ve daha çok oyunculuk imkanı sağlayacak bir proje olarak tasarlanmış ilk etapta. Doksanlı yıllarda Çin'den Japonya'ya yoğun oranda gerçekleşen kaçak göçmen akını ile bir grup Çinli göçmenin Yakuza ve diğer çetelerin hakimiyetindeki bölgelerde yaşam savaşı, filmin temelini oluşturuyor.
Chan'in canlandırdığı kahramanımız, Japonya'ya geldikten bir süre sonra ortadan kaybolan çocukluk aşkını bulabilmek için yine kaçak yollardan ülkeye giriş yapıyor. Sevdiği kadının bir Yakuza lideriyle evlendiğini öğrendikten sonra da iyice hırs yapıyor ve çevresindeki Çinli göçmenlerin lideri haline gelip yaşadıkları mahallenin kontrolünü ele almaya çalışıyor. Çinlilere önyargıyla yaklaşan bir toplumun içinde gözüpekliği sayesinde kısa sürede yükseldikten sonra, eline geçen gücü yakın çevresindeki güvendiği insanlara devrediyor. Ancak güç, hemen herkesi olduğu gibi bu insanları da yozlaştırıp mafya çarkının içine çekiyor.
Aslında oldukça gebe bir temel üzerine kurulmuş olan Kanlı Hesaplaşma'nın, hedeflediği gibi suç ve adalet üzerine bir destan değil de gülünç bir avantür film olarak kalmasının ise çeşitli sebepleri var. Bunların başında, her türlü klişeyi en kör parmağım gözüne şekillerde kullanan, pek neden-sonuç ilişkisi gözetmeyen ve yığınla mantık hatasıyla dolu senaryo geliyor. Oyuncu yönetimi de karikatür düzeyinde olunca ortaya iyice zayıf bir film çıkıyor. Finaldeki uzun "kanlı hesaplaşma" sekansı filmin genel seviyesinin biraz üzerinde kalırken, Chan'in çocukluk aşkıyla ilgili yan öykünün çok kritik bir noktaya gelmiş olmasına rağmen tamamlanmayıp unutulması da seyredeni afallatıyor.
Dramatik olarak başarılı tek döngünün, dünyanın en iyi niyetli ve masum gencinden uyuşturucu bağımlısı bir psikopata dönüşen Jie karakteri üzerinden yürüdüğü film; Jackie Chan'e sınırlı oyunculuk yeteneklerini kısır bir alanda tekrarlamanın ötesinde malzeme sağlamıyor. Zaten karakterin dövüşmekten ve şiddet uygulamaktan özellikle kaçındığını da düşünecek olursak, Kanlı Hesaplaşma'nın aktörün hayranlarına da sunabileceği pek bir şey kalmıyor geriye.
Yakın döneme ait bir sosyal olguyu kendine konu edinmesi ve Yakuza düzeni eleştirisine rağmen, özellikle sürekli gözümüze soktuğu hoşgörü mesajlarıyla oldukça naif ve gerçeklik hissi vermekten uzak bir yapım karşımızdaki. Bir müsamere havasında başlıyor, bitiyor ve unutuluyor.