En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
Engin UZUNOĞLU
1 değerlendirme
Takip Et!
3,0
21 Haziran 2024 tarihinde eklendi
Ortalama bir filmdi. Bircok mantık hatası vardı. spoiler: Filmin sonuna doğru automoton'u film makinesi yapmak için parçaladığını söyleyen Melies makineye hiç aklında olmayan ileride çekeceği filmin posterini çizdirtmiş. Çocuğun automoton'u tamir ediyor ancak defterin peşinden kosmasinin nedenini ropotu tamir etmek olarak anlatıyor. Polis memurunun katılığı nedensiz. Melies'in sinamayi neden bıraktığı ve niye düşman olduğu iyi temellendirilememiş.
Beklentilerimin oldukça altında bir filmle karşılaştım. Scorsese eski günlerini mumla aratıyor zaten yıllardan beri (son 10 yılda çektiği filmlerden ''Köstebek'' hariç beğendiğim bir filmine rastlamadım ne yazık ki (''Köstebek'' 'te bir yeniden çevrimdi zaten, o filmin de ne kadar yönetmene ait bir yapım olduğu tartışılır). ''Hugo'' filmine geri dönersek, filmin en büyük sorunu bence zayıf senaryosu ve soğuk, içine girilmesi zor atmosferi, Geçen sene birçok sinema eleştirmeni tarafından yere göğe sığdırılamayan bu filmin bu kadar övülmesinin altında yatan gerçek neden tabii ki Georges Méliès gibi bir üstadı içinde bulundurması. Sinemaya aşık olan bizler böyle şeyleri çok severiz (yani geçmişte unutulan değerli kişilere yapılan ''vefa'' yı. Günümüz popüler sinemasında böyle şeylere rastlanmaz çünkü. Herşey bugüne aittir. Geçmişe ait herşey artık çöptür ve değersizdir. Maalesef ''yeni dünyada'' bu böyle. Popüler olan gereğinden çok çok daha fazla değerli. Geçmiş ise gereğinden çok çok daha fazla değersiz, önemsiz. Bu filmde Scorsese geçmişe hak ettiği değeri vererek sinemaseverlerin, sinema eleştirmenlerinin ve Akademi üyelerinin gözüne girmiş anlaşılan. O yüzdende film en iyi film adayları arasındaydı 2011'de. Bunlar elbette güzel unsurlar ama bir filmi iyi yapmaya yetmiyor. Çocuk karakterlerin inandırıcılıktan uzak oluşu (özellikle Hugo Cabret' in), Ben Kingsley dışında oyunculukların başarısız olması, bir çocuk için fazla ''cool'' hissi veren sinema dili, bir yetişkin için ise fazla naif dokusu. Tüm bunlar filmi beğenmemi engelledi ve açıkcası çok daha iyi bir film bekleyen beni hayal kırıklığına uğrattı. Sinema sanatına olan vefa kısmı hariç ve Georges Méliès' i yeni kuşaklara tanıtması açısından filmi yine de yerin dibine sokamadım. Ama çok daha iyi bir senaryo ile bu film bir klasik olabilirdi.
Hep sonuna kadar vurucu bir sahnenin olmasını,izleyicinin ağzının açık kalmasını sağlamasını bekliyorsunuz filmden fakat tüm bunlar boşuna.Açıkçası ben puanının niye bu kadar yüksek olduğunu anlayamadım tamam çocuğun verdiği mücadele,filmlerle ilgili tarihi şeyleri anlatması falan ilginç ama oskara aday gösterilecek bir film değil bence kesinlikle ve özellikle ilk yarısı çok durağan geçiyor sürekli tren garında ben sıkıldım ama zevkler tartışmasızdır başkaları da çok beğenebilirler ki beğenenler de olmuş saygı duymak gerekir
Böyle bir yönetmenin filmini teknik açıdan eleştirebilmek oldukça zor,herşey yerli yerinde.Aslında kısır sayılabilecek bir senaryoyu bu şekilde akıcı bir şekilde anlatmak kolay değil.Hikaye,sinema tarihiyle ilgilenen arkadaşların daha çok hoşuna gidecektir diye tahmin ediyorum.Konu iyi dramatize edilmesine rağmen akılda kalıcı,tabiri caizse vurucu bir sahnesinin olmaması ise bence en büyük eksisi...7,5/10
Temasi suana kadar gördügüm filimler içinden farkli olarak göründü. Gerek senaryosu, gerek müzigi, gerek oyunculugu gerçekten çok güzel. Kesinlikle izlenmesi gereken bir yapim. Iyi seyirler. Zamanin içinde zamani yansitan bir yapim..
İzleyin ve Martin Scorsese'nin neden yaşayan en büyük yönetmen olduğuna bir kez daha kanaat getirin.Kelimelerin kifayetsiz kaldığı,her sahnesine sinema sevgisi sinmiş ve ancak bir sinema aşığının çekebileceği bir başyapıt ''Hugo''.
... hugo; gene yapmış yapacağını martin scorsese biraz iç burkan ama sonu mutlu biten, makinelerin çarklarından akıp saatlerin tik taklarına yansıyan hayallerimiz asa butterfield'in (hugo) gelecek vadeden gözleriyle bize selam çakıyor ve tabi teknik beş dalda oscar'ı kucaklıyor...
Hayalinizin olduğunu düşünün, düşünmekte olduğunuz düşüncede bir hayal.. Hayal içinde, gizemi, gizem içinde kendinizi bulmak ister misiniz? Tam size göre bir film o zaman.. En iyi film Oskar ödülünü almamış olabilir..Değeri almak değil, görebilmek bunu...İzlemelisiniz..
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.