Hesabım
    Tony Manero
    Ortalama puan
    3,5
    11 Puanlama
    Tony Manero hakkında görüşlerin ?

    3 Kullanıcı yorumları

    5
    1 Eleştiri
    4
    0 Eleştiri
    3
    1 Eleştiri
    2
    1 Eleştiri
    1
    0 Eleştiri
    0
    0 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Turgay Buğdacigil
    Turgay Buğdacigil

    Takipçi 2.066 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    11 Ocak 2022 tarihinde eklendi
    Senaryosunu da, Alfredo Castro ve Mateo Iribarren ile birlikte yazan, en son "Spencer" (2021) isimli sıra dışı filmini yine bu mecrada yorumladığımız favori sinemacılarımızdan Pablo Larraín'in yönetmen koltuğunda oturduğu "Tony Manero"; Pinochet dönemi faşizminin, "satirik" bir anlatım dili ile resmedildiği "Şili Üçlemesi"nin ilk filmi olarak geliyor karşımıza...

    Gelin isterseniz, vakti zamanında diktatör Pinochet'e destek veren muhafazakar ve sağcı Bağımsız Demokratik Birlik Partisinin başkanlığını (2006 - 2008) (2015 - 2017) yılları arasında yapan Hernán Larraín ve yine aynı partinin üyesi olarak Sebastián Piñera hükümetinde İskan ve Şehircilik Bakanlığı (2010 - 2011) görevini icra eden ve ülkemizdeki Koç veya Sabancı ailelerinden birinin kızı kadar varlıklı olan Katalan kökenli Magdalena Matte’nin oğullarından biri olarak dünyaya gelen Pablo Larraín'in:

    Yapımcılığını biraderi Juan de Dios Larraín'in üstlendiği, sanki işe yeni başlamış genç bir operatörmüşçesine, kamerayı da bizzat eline almak suretiyle oldukça düşük bir bütçeyle çektiği her halinden belli olan bu filmine biraz daha yakından bakalım...

    Yıl 1978...

    Ki bu da, Pinochet darbesinin beşinci senesine tekabül etmektedir...

    Gösteri dünyasının içinden gelen 52 yaşındaki Santiago'lu Raúl Peralta Paredes (Alfredo Castro), bir hafta sonraki Tony Manero seçmelerine kaydolmak üzere elindeki "beyaz" kostümü ile devletin resmi TV stüdyosuna gider...

    Yarışmanın yapımcısı Juana (Antonia Zegers), o haftanın adaylarına temel kuralları; kötü şakalara izin verilmemesi, hükümet hakkında konuşulmaması ve küfür edilmemesi şeklinde sıralar...

    Ardından da Raúl'ün kaydını gerçekleştirir...

    Derken...

    İşini tamamlayan Raúl kendini, John Travolta’nın canlandırdığı Tony Manero karakterinin neredeyse tüm "İngilizce" repliklerini ezbere bildiği "Saturday Night Fever" (1977) filminin oynadığı bomboş bir sinema salonuna atar...

    Evine döndüğünde, dışarıdan gelen bağrışma sesleri nedeniyle pencereden baktığında, elinde market poşetleri bulunan yaşlı bir kadının (Marta Fernández), üç genç serserinin saldırısına uğradığını görür...

    Yardımına koştuğu kadını evine kadar salimen götüren Raúl birdenbire, mevcut Şili rejiminin sokak aralarındaki kokuşmuşluk ve karanlık yüzünün ete kemiğe bürünmüş haline dönüşerek aynı kadını öldüresiye döver...

    Ve...

    İnanılmaz bir rahatlıkla önce evin kedisi ile kendi karnını doyurur, sigarasını tüttürür nihayetinde de, evdeki renkli televizyonu da sırtlayarak birkaç blok ötedeki evine sonrasında da birlikte çalıştığı sevgilisi Cony (Amparo Noguera), onun kızı Pauli (Paola Lattus) ve Goyo'nun (Héctor Morales); kendi "Saturday Night Fever" gösterileri için prova yaptıkları Bayan Wilma'nın (Elsa Poblete) mekanına doğru yola koyulur...

    Sahne döşemesindeki çürümüş ahşap malzemeyi, ayağı takılarak düşer düşmez sinirlenerek parçalamaya başlayan Raúl, çalmış olduğu televizyon karşılığında takas ettiği güçlendirilmiş cam tuğlalar ile yeniden dekore eder...

    Vicdanı gibi cinsel iktidarını da çoktan yitirmiş olan Raúl'ün, sahnenin tabanında cam malzemeyi tercih etmesinin bir diğer sebebi de, kitleleri büyüleyerek sahneye kilitleyeceğini düşündüğü göz kamaştırıcı ışık efektlerinde de kullanılabilecek olmasıdır...

    Aynen faşizmin, yaşamsal gerçeklerden uzaklaşmış / uzaklaştırılmış "edilgen toplumlar" üzerinde yarattığı gösterişli ama sanal illüzyon gibi...

    Neyse...

    Genç delikanlı Goyo'nun, çantasında Pinochet karşıtı el ilan ve broşürleri taşıyan arkadaşı Jose, sivil polislerce bir köprünün üzerinde sıkıştırılıp derdest edilerek yaralı vaziyette öylece yere bırakıldıktan sonra bir de, dönemin ruhuna uygun olarak ceset soymayı da meslek edinen Raúl tarafından boynundaki kolyesi ile kolundaki saati de alınır...

    Elbette Raúl'ün kötülükleri bunlarla sınırlı değildir...

    Dakika 45...

    Geride sizleri, faşizmin Raúl kılığında teşhir edilerek iğrençliğe varan ölçüdeki ipliğinin pazara çıkartıldığı 52 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...

    Serinin yıllar önce sinema salonlarında büyük bir merak ve ilgiyle izlediğimiz diğer filmleri, "Post Mortem" (2010) ve "No" (2012) ile siz değerli dostlarımıza bir Pablo Larrain "bonusu" olarak sunmayı planladığımız "Neruda"nın (2016) yorumlarında da tekrar görüşmek umuduyla keyifli seyirler,
    omnibus89
    omnibus89

    19 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    13 Şubat 2010 tarihinde eklendi
    film sakin bir seyirlik sunarken başlarda bir sahnede ani bi kırılma yaşıyor.gerçekten şok edici bu sahneden sonra herşey aynı derecede sert ilerliyor.tony manero ya kafayı takmış 50 yaşında bir insanın gitgide kendini kaybetmesi ve yaptıklarının, pinochet rejiminin etkilerini fon olarak kullanan son derece sert,rahatsız edici ama aklınıza kazınan yılın en iyi filmlerinden.
    sarpcore
    sarpcore

    Takipçi 195 değerlendirmeler Takip Et!

    2,5
    11 Haziran 2009 tarihinde eklendi
    Tony Manero ismini Bir Cumartesi Gecesi Ateşi filminde,John Travoltaın oynadıgı karakter olarak hatırlayacaksınız.Şilide geçen bu filmde,Raul kafayı işte bu Tony Manero karakteriyle fena halde bozmuş.Her cumartesi gecesi ufak bir barda Tony Manero gibi dans ediyor.Ulusal kanalda yapılan Şiliin Tony Manerou yarışmasına katılacaktır.Bu sırada da ülkede diktator Pinochet devri yaşanmaktadır.Raul bu yarışma için önüne ne gelirse yok etmektedir.İlginç bir film.İstanbul film festivalinde gösterilmişti.
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top