Herkesin Keyfi Yerinde
Yazar: Oktay Ege KozakRobert DeNiro'yu mütevazi bir yaşlı dede rolünde görmek içimi ısıttı. Çoğu aktörün yaşam boyu uğraşsa ucuna bile dokunamayacağı, Taxi Driver, Raging Bull ve Heat gibi şaheserlerde unutulmaz performanslara imza attığı kariyerinde artık 70 yaşına kapıyı dayamış efsane belli ki artık frenlere basmanın, daha sakin roller seçmenin zamanı geldiğini anlamış.
O eski sert ve karizmatik DeNiro'yu arayanlar için artık DVD koleksiyonlarının 'klasikler' bölümüne bir göz atmaları haricinde başka bir nasihat gelmiyor aklıma. Çünkü bence artık o eski günlerin enerjisini ve tutkusunu yeniden yakalamak utanç verici sonuçlara sebep olacaktır. Bunu nereder mi biliyorum? İki kelime: Righteous Kill.
Uzun zamanlar önce izlediğim 1990 yapımı aynı isimli İtalyan filmin yeniden çekimi olan Herkesin Keyfi Yerinde, mükemmel değil tabii ki. Fakat ana karakteri emekli tel döşeyicisi Frank Goode (DeNiro) gibi mütevazi, hikayesinin basitliğinden haz alan, gayet sakin bir tempoya sahip yer yer başarılı bir drama. Sinemada izlense de olur, izlenmese de olur denebilecek türden.
Filmin hikayesine gelince. Hayatı boyunca başarılı olmaları için elinden geleni yaptığı iki kız ve iki oğlan sahibi Frank, eşi vefat ettikten sonra Amerika'nın dört köşesine yerleşmiş çocuklarını tatil için evine çağırır. Fakat çocuklarının hepsi son anda planları iptal eder. Kendisiyle zaman geçirmemek için yalan söylediklerinden şüphelenen Frank, çocuklarını teker teker ziyaret etmeye, böylece onlarla yeniden bir kişisel bağlantı kurmaya karar verir.
Aralarında başarılı bir reklamcı olan Kate Beckinsale ve Las Vegas'ta dansçılık yapan Drew Barrymore'un bulunduğu çocukların içinde en akılda kalır karakter Sam Rockwell'in dürüst performansı ile hayat bulan, yıllarca konservatuarda okuduktan sonra orkestrada davul çalan Robert. Frank'in kızlarıyla geçirdiği, gerçek hislerin her daim saklandığı yer yer düz ve tutkusuz sahnelerin ardından Frank ile Robert arasında geçen, iki tarafın da birbirine duyduğu hayal kırıklıklarının açıkça tartışıldığı sahneler filmin en başarılı sekansları arasında. Keşke bütün film Frank ve Robert hakkında olsaydı demekten kaçınamıyoruz.
İngiliz yönetmen Kirk Jones, gayet düz görsel yaklaşımını belli bazı trüklerle örtbas etmeye çalışıyor fakat sonuç çoğunlukla dikkat dağıtıcı olmaktan ileriye gidemiyor. Mesela Frank'in çocuklarını her gördüğünde yetişkin oğlan ve kızlarının aynı kare içinde küçük çocuklara dönüşmesi. Bu numara bir iki kere kullanıldığında mesajı hemen anlıyoruz: Ne kadar büyürsek büyüyelim, ebeveynlerimizin gözünde halen çocuğuz. Fakat bu noktadan sonra aynı çekimleri üç, beş, on defa gördükten sonra numara eskiyor. Ayrıca filmin görüntü yönetimi dijital kamera videografisini saklamayı pek başaramıyor.
Herkesin Keyfi Yerinde, trajik finaline rağmen gayet şirin bir seyirlik. Kaçırırsanız üzülmeyin, yakalarsanız da DeNiro dede ile keyifli bir iki saat geçirebilirsiniz.