Uzaklara Gidelim
Yazar: Oktay Ege KozakUzaklara Gidelim ile yönetmen Sam Mendes bir bakıma Amerikan Güzeli ve Hayallerin Peşinde gibi şaheserler ile seyircinin beyninde Amerikan nükleer aile kavramını yerle bir ettiği için seyirciden özür diliyor. Dıştan mükemmel görünen Amerikan banliyo yaşamının içten içe soğukluluğunu ve çürüklüğünü acımasızca parçalarına ayıran bu iki filmin ardından Uzaklara Gidelim ile daha şevkatli, daha optimist, daha ılımlı bir Sam Mendes görüyoruz.
Amerikan Güzeli'nin birbirlerinin varlıklarına bile dayanamayan Lester ve Carolyn ile Hayallerin Peşinde'nin hayal kırıklığı kavramının yaşama geçmiş hali Frank ve April'e kıyasla Uzaklara Gidelim'in yeni evli hamile çifti Burt (John Krasinski) ve Verona (Maya Rudolph), birbirlerini gerçekten seven, geleceğe ümitle bakan, anormal bir dünyada "normal" bir çift. İlginçtir ki Amerikan Güzeli'nin Oscar başarısından sonra popülerleşen arızalı aile klişesini yaratmakta aracı olan Mendes, bu normun aksine giderek kendi antitezini kendine sunuyor.
Film, hikayesini olabildiğince basit tutuyor ve bu yüzden başarılı oluyor. Doğmak üzere olan bebeklerini nerede yetiştireceklerine karar vermek için bir şehirden diğerine yola çıkan Burt ve Verona'nın macerasında drama olsun diye yaratılmış yapay konu dönüşümleri yok. Ne Burt, ne de Verona ciddi kendine güven problemlerinden, veya birbirlerine duydukları güvensizlikten yakınmıyor. Önümüzde birbirini seven, etraflarındaki çılgın dünyayı anlamaya çabalayan, sağlıklı bir çift var.
Tabi bu demek değil ki hikayedeki bütün aileler mükemmel. Sonuçta Sam Mendes'in bozuk aile tasvir etme ihtiyacını bir yerden tatmin etmesi lazım. Burt ve Verona'nın Amerika'nın dört köşesinde ziyaret ettiği çılgın aileler arasında Amerikan Güzeli'ndeki sessiz sakin annenin tam tersini canlandıran Allison Janney ve Jim Gaffigan'ın görgüsüz güneyli ailesi ile Chris Messina ve Melanie Lynskey'nin çocuk evlat edinmeyi biraz fazla seven çifti, sırasıyla filmin en komik ve içten sahnelerini yaratıyorlar.
Bu aileler arasında en akılda kalanı ve belki de en çılgını Maggie Gyllenhaal ve Josh Hamilton'un çocukları ile beraber yatan (yatan dedimse gerçekten "yatan"), evde "negatif enerji"ye izin vermeyen hippi çift. Filmin bu kısmı size komedi olsun diye abartı yaratılmış gelebilir, fakat Amerika'nın hippi başkentlerinden biri olan Berkeley'e on kilometre uzakta yaşayan, bu çiftlerden bir değil, bir çoğu ile bir sürü akşam yemeği yemek zorunda kalmış biri olarak inanın bana, ortada bir abartı yok.
Son yılın en orjinal çocuk filmlerinden Where The Wild Things Are'ın senaryosunu kaleme almakta yardımcı olmuş Dave Eggers'ın eşi Vendela Vida ile yazdığı senaryo, epizodik yapısının handikaplarını Burt ve Verona'nın yetişkin olduğu kadar yaşam dolu ilişkisine odaklanarak kapatıyor. Ofis dizisinden tanınan John Krasinski, bir kaç başarısız sinema deneyiminden sonra ne kadar yetenekli ve alımlı bir aktör olabileceğini kanıtlıyor. Fakat filmin asıl sürprizi, Saturday Night Live gibi skeç dizilerinden tanınan komedyen Maya Rudolph'un içten ve güçlü performansı. Filmin sonunda Verona'nın Burt ile bir aile olarak gelecekleri hakkında endişelerini dile vurduğu sahnede gözünüzü Rudolph'tan ayıramıyorsunuz.
Amerika'da geçen sene vizyona girmiş olmasına rağmen Türk izleyici ile şimdi buluşabilen Uzaklara Gidelim, Sam Mendes hayranları için karakter dışı hoş bir sürpriz olmasının yanında, 2009 yılının en iyi filmlerinden biriydi. Sinemada bozuk aile şablonundan kaçmak isteyen seyirciye ilaç gibi gelecektir.