Hesabım
    Yaşamaya Değer
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    3,5
    İyi
    Yaşamaya Değer

    Yaşamaya Değer

    Yazar: Ayşegül Kesirli

    Yaşamaya Değer (2009), aynı apartmanda yaşayan üç farklı karakterin hayatına odaklanan sade ve mütevazı bir çalışma. Hali vakti yerinde bir ailenin on bir yaşındaki kızı Paloma'nın, hayattan ümidini keserek, on ikinci yaş gününde intihar etmeye karar vermesiyle açılan film, küçük kızın doğum gününe kadar geçen yüz atmış beş gününü kameraya almasıyla ilerliyor. Zaman zaman hikayesini bizzat Paloma'nın kamerasında anlatmayı tercih eden Yaşamaya Değer, bir yandan Paloma'nın aile yaşantısı ve hayal gücünü gözler önüne sermeye çalışırken bir yandan da apartmana yeni taşınan esrarengiz Kakuro Ozu ve apartman görevlisi Renée Michel arasındaki ilişkiyi anlatıyor.

    1981 doğumlu genç yönetmen Mona Achache?nin ilk uzun metraj çalışması olan Yaşamaya Değer'in en tartışmalı yönlerinden biri başkarakteri Paloma. Az konuşup, çok hayal eden Paloma'nun ailesini gözleşmeyiş biçimi ve görüntüleme tutkusu filmde başarıyla vurgulanıyor. Bununla beraber, filmin senaryosunda da imzası bulunan Achache, Paloma'yu kameranın arkasında saklanan ve gözlemleyen kişi olarak konumlandırırken karakteri bir türlü sağlam temeller üzerine oturtamıyor.

    Gidişat süresince Paloma, Japonca bilgisi, hazır cevaplığı ve çizim kabiliyetiyle sürekli üstün zekasını ve olgunluğunu kanıtlayan şaşırtıcı davranışlar sergiliyor. Fakat Paloma'nın bütün bu kabiliyetleri nasıl edindiği hiçbir zaman tam anlamıyla açıklanmıyor. Bu durum karakterin gizemli ve bilge tarafını korumasına yardımcı olsa da aslında Paloma'nın dışlanmış, ötekileşmiş ve hatta egzotikleşmiş bir surete bürünmesine neden oluyor. Filmin bir yandan Paloma’nın ötekileşmesini eleştirirken bir yandan karakteri başlı başına bir öteki haline getirmesi ise büyük çelişki yaratıyor. Paloma'nın yaşama sevincini yitirme sürecini merkezine koyan Yaşamaya Değer’in Paloma’nın iç dünyasına perde çekerek onu tek boyuta sıkıştırması da bambaşka bir ikilem doğuruyor.

    Paloma’nın tek boyutlu bir karakter olarak algılanmasının en önemli sebeplerinden biri filmde küçük kızın sorunlarının yeterince irdelenmemesi. Ekonomik yönden hiçbir zorluk çekmeden yaşayan Paloma'nın görünürdeki en büyük sorunu ilgisiz annesi, işkolik babası ve kendinden menkul ablası. Fakat Paloma'nun film süresince hiçbir aile bireyi ile yakın temasa geçmemesi Yaşamaya Değer'in merkezindeki temayı derinleştirmesini engelliyor.

    Aslına bakarsanız, filmin en büyük problemlerinden bir diğeri de kimin ya da kimlerin hikayesini anlattığına bir türlü karar vermemesi. Yaşamaya Değer, her ne kadar Paloma’nın öyküsünü anlatmak amacıyla yola çıksa da yarı yolda fikrini değiştirip, bütünüyle apartman görevlisi Rene’nin yaşantısına odaklanan bir film. Bu süreç içerisinde Paloma’nın dünyasını unutan filmin hikayesinin bütünlüğünü ve kontrolünü kaybettiğini de itiraf etmemiz gerek.

    Yaşamaya Değer, hemen hemen bütün gününü dairesindeki gizli odada kitap okuyarak geçiren Rene’nin içine kapanık hayatını ve bu hayatın Kakuro Ozu’nun varlığıyla nasıl değiştiğini elinden geldiğince samimi ve sade bir dille anlatmaya çalışıyor. Öte yandan Rene’nin değişen hayatını Paloma’nın öyküsü ile bağlamakta oldukça zorlanan filmin, bir noktadan sonra Paloma’yı başkarakterlikten istifa etmeye zorladığını da belirtmekte fayda var.

    Yaşamaya Değer'in gidişatındaki bu aksaklık, ilk uzun metraj filmine imza atan yönetmen Mona Achache'nin acemiliğinin de bir göstergesi esasında. Belli ki Achache, Muriel Barbery’nin kitabından uyarladığı filminde, hoşuna giden her temayı ve her görsel ayrıntıyı bir arada kullanmak istemiş. Ancak bu istek uğruna filmini yer yer fonksiyonu belirsiz detaylar ve birbirinden kopuk öykülerle donatır hale gelmiş.

    Her şeye rağmen Yaşamaya Değer'in Paloma rolünde izlediğimiz genç oyuncu Garance Le Guillermic’in samimiyeti, hikayeyi ara ara bölen animasyonların Persepolis-vari havası ve Paloma’nın çizimlerinden yayılan hayal dünyası için seyredilebilecek keyifli bir çalışma olduğunu iddia edebiliriz. Diğer taraftan, gidişatındaki aksaklıklar nedeniyle filmin anafikrinin bütünüyle havada kaldığını ve Mona Achache'nin kendini açıkça ifade eden herhangi bir cümle kuramadığını da belirtmemiz gerek.

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top