Garfield’in Cevap Hakkı
Yazar: Ayşegül KesirliEğer sıkı bir Garfield hayranıysanız, yeni model Garfield filmlerini izlemeye vicdanınız el vermeyebilir. Garfield ve Garfield 2 adı altında çekilen yeni filmlerin Garfield'ın tüy renginden göz rengine dek fiziksel görünümünü baştan sona değiştirdikleri ortada. Ben kendi adıma Garfield'i tembel bir ev kedisi görünümünden son moda bir film yıldızı fiziğine büründüren bu filmlerin, sahici bir Garfield hikayesi anlatabileceklerini düşünmüyorum açıkçası.
Öncelikle yeni çekilen Garfield filmlerinin, sürükleyici olabilmek adına tembel kedimizi aksiyon ve tehlike yüklü serüvenlere mağdur bırakmalarını oldukça lüzumsuz bulduğumu söylemem gerek. Zira Garfield'ın ilgi çekici ve sürükleyici bir karaktere dönüşebilmesi için dünyanın öbür ucuna seyahat etmesine ya da sonu gelmeyen hareketli bir kovalamacanın içine sürüklenmesine gerek yok kanımca. Çünkü Garfield bugüne kadar tek bir evin içinde sürdürdüğü türlü maceralarla milyonlarca insanı peşinden sürükleyebilmiş, doğal haliyle sizi saatlerce ekran başına kilitleyebilecek kadar esprili, zengin ve kapsamlı bir karakter. Eğer onun karakteristik özelliklerine sadık kalmayı başarabilirseniz, isterseniz tek bir odanın içinde geçen ve tek bir olaya odaklanan basit bir film yapın yine de kalabalık bir izleyici kitlesine hitap edip, her yaştan insanı eğlendirebilirsiniz.
Gelelim bu hafta vizyona giren yeni Garfield filmine. Garfield Geri Dönüyor'un senaryosu bizzat Garfield'ın yaratıcısı Jim Davis tarafından yazılmış. Bu nedenle de bu filmi, diğer son model Garfield filmlerinden ayrı bir kategoriye yerleştirmek mümkün. Öncelikle filmde Garfield dahil bütün karakterlerin Jim Davis'in çizdiği doğal renkleri ve boyutlarıyla fiziksel olarak hiçbir değişime uğramadan kamera karşısına geçtiklerini belirtmek gerek. Çünkü bu durum sıkı bir Garfield fanatiğinin filme yoğunlaşmasına yetiyor diyebiliriz.
Dahası filmin hikayesi Garfield'ın kendi çizgi dünyasından "gerçek" dünyaya adım atmasına ve bu durumdan hiç de hoşnut kalmayarak kendi alışıldık evrenine geri dönmek için çırpınmasına odaklanıyor. Ki bu konu Garfield'ın üç boyutlu görüntüsünü "gerçek" insanların "gerçek" dünyasına taşıyan diğer Garfield filmlerine bir cevap niteliği taşıyor bana göre. Anlayacağınız Jim Davis Garfield Geri Dönüyor'da son model Garfield filmlerine karşı cevap hakkını kullanıyor. Ancak filmin görsel niteliğinin Pixar ve Walt Disney gibi günümüz animasyon devlerinin gerisinde kalması iyi niyetle ortaya konan bir projenin çuvallamasına neden olmakta.
Filmde, Garfield'ın yaşadığı çizgi dünya ile "gerçek" dünya arasında belirgin bir tezat yaratılmak istenmiş. Bu nedenle de çizgi dünya parlak, göz alıcı renklerle donatılırken, "gerçek" dünyanın tasvirinde daha pastel tonlar kullanılmış. Fazla orijinal olmasa da işlevsel sayılabilecek bu girişimin, teoride kulağa hoş gelse de pratikte sonuçsuz kaldığını söyleyebiliriz. Belli ki filmin animasyon kalitesi bu tip görsel oyunları başarıyla yansıtmak için yetersiz kalmış. Parlak renkler insanın gözünü rahatsız edecek kadar parlak ve yabancılaştırıcı bir etkisi var.
Bununla birlikte animasyon ekibinin acemi performansı nedeniyle Garfield Geri Dönüyor'da karakterlerin bedensel kıvraklıklarının ve yüz mimiklerinin kısıtlı kalıp, otomatikleşmesi de oldukça moral bozucu bir durum yaratıyor. Garfield'ın kara mizaha varan alaycı karakterinin yüz mimikleriyle desteklenemeyişi filmin genel havasını olumsuz yönde etkiliyor. Özellikle Pixar animasyonları sayesinde çizgi dünyaların elle tutulur derece kusursuzlaştığı bu günlerde bu tip görsel yetersizliklere tahammülümüz giderek azalmaya başladı sanırım. Bu tahammülsüzlük Garfield Geri Dönüyor'u zevkle izlememizi de ne yazık ki engellemekte.
Diğer yandan, filmde, karakteristik çizgilerinden ödün vermeden hareket eden Garfield karakterlerinin yanı sıra farklı çizgi dizilerden Garfield dünyasına transfer olan yeni karakterlerle de karşılaşıyoruz. Bu karakterlerin Garfield dünyasına olabildiğince uyum sağladıklarını ve filme değişik bir hava kattıklarını söyleyebiliriz. Ancak inanıyorum ki bu karakterler yerine filmde yer almayan Liz ile, Irma ile, oyuncak ayı Pooky ile, intikam düşkünü örümcekler ile ve Garfield'in seviyeli bir iş ilişkisi tutturduğu farelerle karşılaşmak yüzümü daha çok güldürürdü.
Sonuç olarak Garfield Geri Dönüyor'un Jim Davis'in kaleminden çıkması diğer Garfield filmlerinden oldukça farklı bir gözle izlenmesine olanak tanıyor. Fakat filmin görsel yetersizliği karakterlerin performanslarına da ket vuruyor. Bununla birlikte, filmde Garfield'ın kimi esprileriyle çocuklardan çok yetişkinlere hitap eden bir çizgi dizi olduğu unutulmuş gibi görünmekte. Çocuklara hitaben çekildiği her halinden belli olan Garfield Geri Dönüyor'da huysuz kedi Garfield'ın Jon'a ve Odie'ye yönelik acımasız esprilerinin, zaman zaman çığırından çıkan melankolisinin, tembelliğinin ve oburluğunun sansürlendiği hissedilmekte ve bu duygu yetişkin izleyicilerin filmi eksik ve yetersiz bulmalarını olası kılmakta.
Daha önce de bahsettiğim gibi keşke Garfield Geri Dönüyor eski yöntemlerle çekilmiş, nostaljik bir Garfield filmi olmayı başarabilseydi. O zaman benim gözümde hala zaman zaman televizyon kanallarında rastladığım Garfield and Friends dizisine rakip çıkabilecek kalitede bir Garfield yapımına dönüşebilirdi belki.