Dikkat Komik Çıkmayabilir!
Yazar: Melis ZararsızŞahan Gökbakar karşıma ilk defa TV8'deki programıyla çıkmıştı. Değişik üslubuyla, oldukça özgün karakterleri dünyaya getirişiyle dikkat çekici bir genç vardı karşımızda. Kendinden emin, yetenekli, doğaçlamada başarılı, eğlenceli, renkli bir kişilik.
Üstelik skecini yaptığı konuların eleştirel yaklaşımı ve antimedyatik duruşu ile televizyondaki diğer komedi programlarından oldukça sıyrılıyordu. Düşene, çirkine, aptala gülmektense rating uğruna yapılan saçma programları eleştiren anti popüler bir tarzı vardı programın. Sabah mızmızları, Cevizkıran, Kesit Ötesi, 26. Hafta gibi skeç isimlerini vererek, nelere gönderme yaptığını ve eleştirdiğini hatırlayabiliriz. Daha sonra başka kanallara da geçti ama tarzını değiştirmedi.
Dünyaya getirdiği karakterlerden hepsi de hiciv için yaratılmamışlardı elbet. İçimizden karakterler oluşturarak, kolay gülünen esprilere de yer verdi Gökbakar ve bunda da başarılı oldu. Doğallığı ona her zaman bir artı kattı. Günlük dilde zaten çok fazla kullandığımız ama onun karakterlerinin ses tonlarıyla, tavırlarıyla özdeşleşen argo cümleler hepimizde yer etti ve taklidini yaptık biz de arkadaş arasında belki. Şahan Gökbakar'ı sevdik.
Şahan G.'ın kardeşi Togan Gökbakar'ın da yönetmen olduğunu öğrendik sonra, Gen filminde abi kardeş birlikte çalıştılar. Değişik bir denemeydi Gen, kaliteli işler yapan bir ikili tanıdığımızı düşündük. Sonra Şahan G., büyük ihtimalle kardeşiyle kafa kafaya vererek televizyonda çok sevilen onlarca karakterinden birini alıp sinemaya uyarlama kararı aldı. En sevilenle ilgili de şöyle bir halk oylaması yapınca karşısına Recep İvedik çıktı.
Maganda... Evet Türk Dil Kurumu'na başvuruyoruz ve "Görgüsüz, kaba, anlayışsız, terbiyesiz ve uyumsuz kimse" tanımıyla karşılaşıyoruz. İşte Recep İvedik karakterini oluştururken başvurulduğu kesin olan kelimeler. Çevremizde fazlasıyla bulunmakta olan magandaları televizyonda hicvetmek gerçekten güldürme garantili, basit ama iyi bir fikir.
Televizyonda doğmuş ve gelişmiş bir karakteri sinemaya uyarlarken ise sanki biraz daha dikkat etmek gerekiyor. Recep İvedik'i sinemada izlerken, sanki bir takım kurallar varmış da, televizyonda o karakterin kullanmış olduğu klişeleşmiş cümleleri burada da kullanmak zorundalarmış gibi hissediliyor. Aklıma bu noktada The Truman Show'da karakterimizin hayatını herkes izlediği için reklam kullanmak zorunda kalan eşinin birdenbire elindeki ürünü kaldırıp: Filanca ürün! Güzeldir, iyidir.. gibi cümleler kurup sonra hayatına devam etmesi geliyor. Sanki film, televizyondaki Recep İvedik'in reklamını yapmak zorunda hissediyor kendini. Siz bu karakteri niye sevmiştiniz, üç beş done vardı, bunları kullanalım, aralara serpiştirelim, ürünün devamlılığını garanti edelim diyor film gözümüzün içine soka soka.
Hatta bazı espriler o kadar havada kalıyor ki, Recep İvedik karakterini televizyonda seyretmemiş olan bir insan (bu hakkı var değil mi) zaten çok komik olmayan bu esprileri nasıl yorumladı kimbilir diye düşünmeden edemiyoruz. Halbuki Recep İvedik karakterinin maganda oluşu, tipi zaten bir şekilde çizilmiş, televizyona sadık kalmak zorunda hissetmeden bambaşka bir yapı üzerine oturtulabilir, bambaşka bir tad verebilirdi izleyiciye Gökbakar kardeşler.
Gelelim erkek egemen toplum ve erkekçe espriler meselesine. Sadece bizim toplumumuza ait birşey değil elbet, gaz çıkarana gülme, çok kıllı adama, şişman adama gülme, cinsel esprilere, küfüre gülme, bunlar tüm dünyaya ait durumlar. Ama sanırım her şeyin de bir sınırı var. Bir film sadece bir karakterin üzerine gider, o karakterin de sadece magandalığının ve gülme garantisini yakalamış olduğu için televizyondaki esprilerin aynılarını kullanmanın yoluna giderse ancak bu kadar eğreti olabilir herhalde. Üstelik bu karakteri yaratan kişiyi biz antimedyatik ve eleştirel yaklaşımlarından dolayı farklı bulmuşken, onlarca karakterin içinden neden en kolayını seçtiğini anlamak kolay değil. Ya da çok kolay: rating. Hani o zamanında eleştirdiği kaygı...