En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
TAHA ŞABAN DİLMAÇ
72 değerlendirmeler
Takip Et!
2,0
21 Nisan 2023 tarihinde eklendi
Serinin en kötü flimidir. Keşke çekilmeseydi dediğim flimlerdendir çünkü seriyi bozmuştur. Güzel seriyi bu flimle devam ettirmek çok yanlış olmuş. Eleştirimi okuduğunuz için teşekkürler
Jason Bourne karakterinin fikir babası Tony Gilroy bu kez yönetmen koltuğuna da oturuyor. Tony Gilroy’un Robert Ludlum ile oluşturduğu Bourne evreni bu film ile ilk üç filmde meydana gelen olayların yankısının hissedildiği bir film olarak karşımıza çıkıyor.
“Jason Bourne buzdağının sadece görünen kısmıydı.”
The Bourne Legacy, Treadstone ajanı olan Jason Bourne’un New York’a geldiği The Bourne Ultimatum ile aynı evrende geçiyor. Bu filmde CIA’in Treadstone ajanlarından daha üstün bir konuma gelmesi için Outcome ajanlarına bazı haplar verdiğinive ajanların bu haplar olmadan hayatlarını devam ettiremediklerini tanıklık ediyoruz. Jason Bourne yüzünden açığa çıkmanın eşiğine gelen Outcome’u kapatmaya karar veren CIA, ajanları bir bir öldürmeye başlıyor. Bu safhada Outcome ajanlarından biri olan Aaron Cross (Jeremy Renner) durumun farkına varıp bir şekilde hayatta kalıyor ve kendisine verilen ilaçların kaynağını bulmak için Dr. Marta Shearing (Rachel Weisz) ile işbirliği yapıyor. İkili, bir yandan hayatta kalmaya çalışırken bir yandan da gizemli bir ölüm vakasını çözmeye çalışıyor.
Görüldüğü üzere Jason Bourne yüzünden sonu gelen Treadstone projesi gibi bu filmde de Aaron Cross yüzünden Outcome projesi açığa çıkma tehlikesi ile karşı karşıya kalıyor. İşte serinin ilk üç filmiyle olan bağlantı ve miras meselesi bu kısımla alakalı.
“Size bir Ferrari verildi ve siz onu çim biçme makinesi gibi kullandınız.”
The Bourne Legacy önceki üç filmin aksine başrolde Matt Damon yerine Jeremy Renner’ın olduğu serinin devam filmi. Jason Bourne ismi Matt Damon ile öylesine bütünleşti ki dördüncü filmde Matt Damon olmayınca insan ister istemez filme ön yargı ile bakabiliyor. Ama gelgelelim filmi izleyince Jeremy Renner’dan çok Doktor Marta Shearing karakterini canlandıran Rachel Weisz’ın oyunculuğunu beğendim. Şok geçirmiş bir hayatta kalan rolünü mükemmel bir şekilde yerine getirmiş. Özellikle sorguya çekildiği sahneyi ve Aaron’un kaçması için bağırdığı sahnede gözlerimi ekrandan alamadım. Edward Norton da Rachel Weisz ile aynı kaderi paylaşıyor bu filmde. Basit roller yerine daha nitelikli roller verilse oyuncularını daha iyi sergileyebilecek potansiyel var ikisinde de tabi ama sanırım yönetmen benimle aynı fikirde değilmiş. Jeremy Renner ise kalıplaşmış bir karakter olarak diğer insanlardan üstün yeteneklere sahip bir saha ajanı olan Aaron Cross’u canlandırıyor. Tabi Matt Damon’dan aşağı kalır yanı yok yine de. Çatışma ve kovalamaca sahnelerinde beni hayal kırıklığına uğratmadı en azından. Bu sahnelerden söz etmişken. Film daha çok arkaplanda dönen işler üzerine kurulmuş. Hap olsun, projeler olsun, insan avı planı olsun bunun gibi şeyler. Aksiyon, kovalamaca ve gerilim azar azar filmin sonlarına doğru serpiştirilmiş. Bu da yetiyor tabi ama serinin diğer filmlerine ayıp olmuş.
Hani Matt Damon yok diye izlemekten vazgeçtiyseniz izleyin, vazgeçmeyin. Jeremy Renner da o kadar boş değil ama dediğim gibi senaryo biraz hayal kırıklığına uğratabilir.
Robert Ludlum'un efsane hikayesi ilk kez 1988 yılında ekranlarda boy gösterince heyecan yarattı. O yıllarda(1980) Trt'de Japon dizisinde "Shogun" karakterine hayat veren R. Chamberlain, Jason Bourne rolünü mükemmel canlandırmıştı. R. Ludlum öldükten 1 sene 2002'de remake ve ardından üçleme olarak sinemalarda boy gösterdi. Yaklaşık 1 milyar $ hasılat yapımcıların iştahını kabartmış olacak ki, parasal kaygı gütmeyen Matt Damon ve son iki filmin yönetmeni J. Greengrass'ın seriye devam etmeme kararına rağmen başka bir başrol oyuncu(J.Renner) ve senaristin yönetmen olması ile tekrar çekildi. Adına Bourne'un mirası demeleri boşuna değil. Gerçekten bu adı kullanarak 280 milyon $ gişe ve 60 milyon $ dvd, blu-ray satışı gerçekleştirdiler. Bu bilgilerden sonra filmi yerin dibine sokacak değilim. Seriden ayrı düşünülüp izlenildiğinde keyif alınabilecek yanları var. Rachel Weisz bildiğiniz J. Bond filmlerinin başrol oyuncusu Daniel Craig ile evli. Dikkat ettim de bu filmdeki başrol oyuncusu J. Renner'a ikizi kadar benziyor. Edward Norton, Scott Glenn ve David Straithairn gibi kariyerli oyuncularla en azından vasat diyebileceğimiz bir film. Beklentiye girmeden izleyin derim.
Bourne serisi kesinlikle kült bir seri. Bu filmi o serinin dışında tutmak ve öyle değerlendirmek istiyorum. Tek başına değerlendirirsek kötü bir film değil ama Bourne serisinin çok altında.
Herseyden önce bu filmi ilk üç filmden bağımsız olarak izlemenizi tavsiye ediyorum; sanki yeniden kurgulanmış bir yapıt gibi... İşte o zaman çok iyi haz alırsınız... Filmin ismi insanı yanıltıyor bence... Bu filmde Bourne'dan herşeyiyle farklı,bağımsız bir karakter var bir kere, ki bence Renner bu role çok yakışmış... Filmin adından dolayı Damon'la özleştirildiği için, genelde kritiklerde hak ettiği yeri bulamadığına inanıyorum bu filmin... Ajan Aaron Cross'un, Bourne'un küllerinden değil, çökerttiği sistemden sonra, yeniden doğan, farklı ve özgün bir karakter olduğunu unutmayalım... Sahne geçişleri hiç sıkmıyor, sürekli yoran bir aksiyon yok, ve gereksiz şehvet içeren sahneler yerine, Weisz ve Renner arasında oluşan hoş bir çekim işlenmiş... Ben aradığımı buldum... Ilk üç filme bağlı kalmadan, abartı beklentilerden uzak bir şekilde izlerseniz, son dönemde izlediğiniz en hoş aksiyonlardan biri olacağına eminim..
The Hurt Locker ile kalbimizde taht kuran Jeremy Renner’ın son filmi. Robert Ludlum’un romanlarından uyarlanan 3 filmlik ilk serisine Matt Damon çok yakışmıştı. Jeremy Renner’e bu filmde Rachel Weisz, Edward Norton, Stacy Keach ve Oscar Isaac eşlik ediyor. Belki yapımcılar artık bu devam öykülerine uzun bir süre ara vermeli. Tek başına izlediğimizde filmleri beğeniyor ancak iş karşılaştırmaya geldiğinde etkisiz ve cılız buluyoruz.
İsim benzerliği dışında seriyle hiçbir alakası yok.Konu,gereksiz bir şekilde karmaşık ve dağınık.Renner,role uygun mu;aslında tartışılır ama ben pek ısınamadım.Aksiyon yönü yetersiz ve finali de zayıf buldum.4. bir devam filmi yerine,yeni ve özgün bir karakter yaratılsa daha başarılı olunabilirdi belki...5/10
Tony Gilroy senarist olarak bakıldığında çok başarılı bir isim.Bourne üçlemesi dışında ‘’The Devil’s Advocate’’,’’State of Play’’ gibi filmlerde imzası var,aralarda bolca ucuz ticari işleri olsa da.Ama eğer mümkünse bundan sonra yönetmenlik yapmasın.Bir önceki filmi ve görece bir felaket olan ‘’Duplicity’’den sonra orada beceremediği ritim,kurgudaki boşluklar ve alabildiğine hantal yapının sonucunda ortaya çıkan feci sıkıcılık gibi bütün sorunları bu filmine de taşımış.’’Duplicity’’i ya hiç izlememiş,ya da eleştirilere kulak tıkamayı seçenlerden kendisi öyle görünüyor ki ama ‘’The Bourne Legacy’’de on yıldır göz bebeğimiz olmuş bir seride seyircilere yaşattığı hayal kırıklığı paha biçilemez.Her adımında ileri gitmiş nadide bir efsanenin çöküşü bu film,eğer Bourne serisinden kabul edilirse tabii.Oyunculuklar kötü,Jeremy Renner elinden geleni yapmaya çalışıyor ama genelinde Matt Damon’ın birkaç gömlek altında kalan bir performans ne yazık ki.Afakanlar geçire geçire 135 dakikanın geçmesini beklerken sonunda mutlaka olacağını tahmin ettiğimiz ‘’Extreme Ways’’i düşünerek kendimizi teselli etmeye çalışıyoruz sadece.Bu sefer de oradan bir son dakika golü var bize.Oldukça başarısız bir remix’i çıkıyor karşımıza film için özel söylenen.Bu filmde her şey sanki bilerek kötü olması için yapılmış gibi.
Hareketli bir film , filmin sonuna kadar nefesinizi tutuyorsunuz ve zaman çabuk geçiyor. Bir başyapıt olmaktan uzak olsa da bir öncekine göre çok daha iyi
İlk olarak; Jeremmy Renner bu filme hiç uygun değil. Hele hele Matt Damon'dan sonra hiç olmamış. Edward Norton'a verilen rol de oyuncunun kişiliği ve ses tonuna hiç uygun değil. Yani ben başta oyuncu seçiminde hatalar var. Hikayenin ilk 3 filmin hikayesine zorunlu bir entegrasyon sürecinden geçtiği apaçık belli oluyor. Joan Allen'in 3. filmdeki zaferi bu filmde alaşağı edilmiş ve bu film, 3. filmin mutlu sonunu zedelemiş. Muhtemelen Matt Damon'dan sonra daha az ödeyebilecekleri bir oyuncu ile devam etmek istemişler. Edward Norton'un da kadroda bulunmasının avantaj olacağını düşünmüşler ama hasılat ve bütçe olarak bakıldığında çuvalladıklarını kendileri de anlamış olmalılar. Filmi çekerken devamını da planlamışlar ve ona göre bitirmişler. Yönetmen ticari oynamış. Bourne serisi ile kıyaslandığında tam bir hayal kırıklığı. Başlı başına bir film olarak bakılırsa muazzam emek var ve izlenebilir. Benim gözümde ise Hannibal serisine ithafen yapılan Hannibal Rising filmi tarzında. Bourne serisi bu filmin başarısızlığının sonucu olarak benim ve benim gibi serinin hayranları için hep üçleme olarak kalacak. Şayet seriyi devam ettireceklerse daha düzgün bir yönetmenle, daha iyi bir senaryoyla ve mutlaka Matt Damon ile devam etmeliler. Aksi taktirde bu seri 2007'de The Bourne Ultimatom ile bitmiştir.
arkadaşlar sakın sinemaya gidip izlemeyin paranıza yazık olur oyunculuk ve aksiyon iyi özellikle Jeremy Renner oyunculuğunun hakkını vermiş ama ben hayatımda bu kadar kötü konu anlatımı ve işleyiş görmedim filmin öyle bir bitişi varki beni izleyince anlıyacaksınız izle ve unut tabi anlarsan...
Tabiki diğerlerinin yerini tutmaz bencede ama haksızlık da etmenin anlamı yok özellikle 2.yarısı aksiyon olarak gayet iyiydi kovalamaca sahneleri başta olmak üzere.Tamam senaryo falan tabiki daha iyi olabilirdi ama sonuçta bağımsız değerlendirdiğimizde başarılı bir aksiyon filmi var karşımızda
Kesinlikle Bourne serisinin içerisinde değerlendirilmesinin seriye haksızlık olduğunu düşünüyorum. Çünkü seri ile kıyaslandığında ne oyunculuklar ne de senaryonunun zekası tatmin edici... Senaryonunun akıcılıktan ve zekadan yoksunluğu seriye ait bir film olması umuduyla gelmiş seyirciyi kesinlikle hayal kırıklığına uğratmıştır. Finalde anladığım kadarıyla bir devam havası var, ama lütfen yapmasınlar, umudu boşa çıkmış seyicinin izlemeyeceğini de hesaplarlarsa karlı olmaz kanımca!
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.