12 Tuzak
Yazar: Mert YeniciWWE kısaltmasından haberdar oluşum The Rock olarak bildiğimiz Dwayne Johnson'ın 'Mumya 2'de Akrep Kral olarak karşımıza çıktığı günlere tekabül ediyor. Hayatımın ne yazık ki bir dönemine lüle lüle sarı saçları ve hava basılmış kol kaslarıyla Hulk Hogan ve onun çocuk filmleri damgasını vurduğundan güreşçilerin beyazperdeye geçiş yapıp süper kahramanvari rollerde oynaması benim pek garipsediğim bir durum değil.
Birkaç sene önce bizim buralara da uğrayan, Amerikan Güreşçisi Kane'in başrolünde oynadığı vasat bir film olan 'See No Evil' ile WWE'nin artık yapımcı firma olarak filmlere imza atmaya başladığını, başrollere de Amerikan güreşçilerinin parlayan isimlerini yerleştirdiğini öğrenmiştik. Vasatlığı açısından bir istisna teşkil etmeyen stüdyonun en son filmi '12 Rounds'un başrolüne de WWE Smackdown'ı izlemiş olanların tanıyacakları John Cena münasip görülmüş. Rap şarkıcılığına da soyunmuş olan Cena'nın ne zaman kendini film setlerine atacağını düşünmekten uykularımız kaçıyordu zaten?
Renny Harlin ise, dönemine göre başarılı sayılabilecek aksiyon filmlerinden (The Long Kiss Goodnight, Cliffhanger, Die Hard 2) vasat gerilim-korku filmlerine (Deep Blue Sea, Exorcist: The Beginning) ve fantastik (The Covenant) yapımlara kadar pek çok proje yönetmiş bir isim olduğundan iyi olup olmadığına dair kafamda net bir yargı oluşturamamış bir yönetmen. 12 Rounds'un başarısızlığı için suçlanabilecek esas isim senarist Daniel Kunka belki ama Harlin'in de pek temiz bir yönetmenlik ortaya koyduğu söylenemez. Daha da kötüsü zaten aman aman parlak bir eser barındırmayan ortalama kariyeri için giderek özenle daha vasat projeleri seçmesi.
Filmin tüm Hollywood aksiyon filmlerinden aparma hikayesiyse şöyle; kötü adamımız Miles Jackson, hatırı sayılır bir miktar parayla kaçmaya hazırlanmaktadır. Kız arkadaşıyla kaçmak için yola düştüğü sırada New Orleans McClane'i kılıklı Danny Fisher isimli polis tarafından yakalanır. Yanlışlıkla kız arkadaşının ölümüne sebep olan Fisher için Miles'ın intikamı acı olur. 1 yıl sonra hapisten kaçan Miles, Fisher'ın kız arkadaşı Molly'i kaçırır. Molly'e ulaşmak için Fisher'ın 12 etabı başarıyla geçmesi gerekmektedir.
Amerikan Güreşine biraz aşina olan ya da en azından The Wrestler'ı izlemiş herkes güreş müsabakalarında hangi güreşçinin arenada nereye atlayacağından, nasıl bir hareketle rakibini yere sereceğinden maçın sonucunda kimin kazanacağına varana kadar her detayın önceden belirlenmiş olduğunu bilir. Filmimiz de tüm detaylarını önceden bildiğimiz bir güreş müsabakası gibi her adımı tahmin edilebilen, tüm aksiyonuna rağmen herhangi bir heyecan uyandırmayı başaramayan ve defalarca kullanılmış klişeleriyle artık baydıkça bayan Hollywood aksiyon sinemasının tüm zeka parıltılarını kaybettiğini açıkça gösteren bayat bir yapım.
Oyunculardan medet umalım diyoruz, kötü adam olarak Aidan Gillen bir umut veriyor başta ama onun da karakterinin tüm New Orleans'ı birbirine katmaktaki motivasyonu biraz manasız kaçtığı için yeteri kadar hareketlerine seyirciyi inandırmayı başaramıyor. Yeni aksiyon yıldızı olarak pazarlanmaya çalışılan John Cena'da ne bir Dwayne Johnson parıltısı var, ne de Hulk Hogan'ın sempatik yüz ifadesine sahip. Kendisinin oyuncu olmadığını biliyoruz, daha fazlasını da beklemiyoruz esasen ama neden tüm film boyunca botoks yaptırmış gibi duran sabit yüz ifadesine maruz kalmak zorunda olduğumuzu çözebilmiş değilim.
12 Rounds, türünün tüm unsurlarını içinde barındıran bir aksiyon filmi olmasına rağmen Harlin’in sürükleyici olmaktan çok çok uzak anlatımı ve zaman zaman yerlerde sürünen temposu herhangi bir seyir zevki yaşatmıyor. Haliyle de her bir yanı ayrı ucuz, ayrı gösterişçi, ondan bundan çalıp çırpılmış senaryoyla WWE gibi bir stüdyodan da daha fazlası çıkmıyor.