Hesabım
    Rövanş
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    3,5
    İyi
    Rövanş

    Vizyon Ötesi: Revanche

    Yazar: Serdar Kökçeoğlu

    Bu sene 'En İyi Yabancı Film' dalında finale kalan ve adaylık almasına Üç Maymun kadar bile şans verilmeyen ama adaylar açıklandığı zaman ilk beşe girdiği görülen ve hatta bir anlamda Üç Maymun’u eleyen filmler arasında bulunduğunu düşünebileceğimiz bir yapım Revanche. Yönetmeni Götz Spielmann en son 2004 tarihli Antares için kamera arkasına geçmiş ve çiftlerin gizli yaşamlarına ve sırlarına göz attığı cesur bir film ortaya koymuştu. Hatta o yıl da bu çalışması ile Avusturya’nın Oscar yarışı için seçtiği film olmuştu. Götz Spielmann, Haneke ve Seidl gibi uluslararası alanda tanınan Avusturyalı sinemacıların izinden giderek adını duyurmayı başardı. Tıpkı öncülleri gibi, çağdaş Avrupa’nın karanlık köşelerine uzanmayı, tartışmalı konular üzerine düşünmeyi ve seks, şiddet gibi konuları cesurca kullanarak izleyiciyi şaşırtmayı seviyor.

    Revanche Avusturya’nın başkentinde bulunan modern bir genelevde yaşanan gizli bir aşk hikayesiyle başlıyor. Ukrayna’dan göç eden ve bedenini satarak para kazanan Tamara ile kadrolu satıcı Alex arasındaki ilişki, evin büyük patronlarında saklanmaktadır. Yeni bir hayat kurmanın düşlerini kuran çift, büyük patronun Tamara ile ilgili bazı kişisel planları olduğunu öğrenince, acele etmeleri gerektiğini kavrar. Alex’in yeni bir hayata başlarken ihtiyaç duyacakları parayı edinmek için pek masum olmayan bir çözümü vardır.

    Küçük bir soygun gerçekleştireceklerdir. Başta her şey yolunda gider, fakat soygun esnasında bir polisin çiftin kaçtığı arabanın lastiği yerine kızı vurup öldürmesiyle bütün planlar alt üst olur. Alex acısını içinde saklayarak kasabada yaşayan dedesinin yanına sığınır. Fakat yeni evi, Tamara’yı vuran polisin evinin çok yakınındadır ve Alex bu rastlantıyı intikam için kullanmaya karar verse de; polisin çocuk sahibi olmak için çabalayan karısının bambaşka fikirleri vardır.

    Spielmann günümüz Avrupa kentlerinden sahici manzaralar sunan gerçekçi bir Avrupa filmi gibi başlayan Revanche’ı yavaş yavaş Hitchcock tarzı matematiksel bir gerilim filmi kıvamına getiriyor. Özellikle Alex ile polisin ailesinin karşılaşmaları izleyiciyi iyice diken üstüne çekiyor. Yönetmen sinemasına özgü karamsar tavrını baştan sona korusa da, finalde kimsenin beklemediği ironik ve sakin bir sonla da uğurluyor.

    Hiçbir karakterin kolay kolay suçlu veya masum, kötü veya iyi diye yargılanamayacağı; günümüz koşullarında sil baştan bir hayat kurmanın güçlüğü konusunu özgün bir şekilde ele alan bir film. Belki bu şekilde klişelerin tozunu alan bir polisiyeden çok 'kara roman' etkisindeki bir suç filmi gibi gözüküyor. Sevgilisinin ölümüne sebep olan Alex de, kaza sonucu cinayeti işleyen polis de aynı derecede acı çekiyor filmde. Aralarındaki intikam/yüzleşme ise daha çok kimsenin ölümü umursamadığı sadece anlam aradığı vicdani sorular ortaya atıyor.

    Filmin sonunda Alex ile polisin eşi arasındaki sonuncu gizli buluşma ise bir tür gizli anlaşmaya dönüşerek bu karanlık filmin sonuna ironik bir perde indiriyor aslında. Yani, intikam duygusunun, rekabetin, bütün ateşli duyguların alındığı bir tür soğuk Üç Maymun’u oynama hali filmin ağızda bıraktığı tat oluyor. Gündelik hayatın rutinlerinden uzaklaşmadan, sınıfsal çatışmaların yarattığı gerilimleri derin bir suç filmiyle ortaya koyan ama türün klişelerini hiç umursamayan bir film var karşımızda. Oscar ödülünü almayacağı kesin olsa da, tıpkı elediği Üç Maymun gibi bugünü anlamak için bir kılavuz niteliğinde, taze bir film.

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top