uğur tazegül..................................film hakkındaki yorumum.......................10 üzerinden 8................................Çocukluğumuza ait bir televizyon dizisi olan A-Takımının sinema filmi olarak yeniden karşımıza çıkacağını duyduğumuz anda tüm önyargılarımız boca etti; belki eski güzel günlerin anısını korumak için bir savunma mekanizmasıyla, belki de iyiden iyiye yeniden çevrimlere gömülmüş ve yeni bir hikaye çıkartmaktan aciz Hollywood sinemasından duyduğumuz sıkıntıyla... Çoğu kişi merakla beklese de, bir o kadarı filme karşı soğuk ve heyecansız. A- Takımından B türü bir film bekleyenlerin sayısı hiç de az değil.Yönetmenliğini Joe Carnahanın üstlendiği A-Takımı, filme büyük umut bağlayan dizi fanlarını belki tam anlamıyla mutlu edemiyor, ama kendisinden hayal kırıklığı bekleyen izleyicinin kuşkularını da boşa çıkarıyor. Bu anlamda film tam ortada bir yerde duruyor. 80'li yılların popüler kültür ürünü A-Takımı'nın Singleton'un filminde ruhunu kaybetmek şöyle dursun, sahip olduğu aksiyon ve çılgın planlarla yeniden hayat kazandığı görülüyor.Filmin eski A-Takımı'nın 'gusto'suna ihanet etmemesi aslında oldukça başarılı bir kasting çalışmasının ürünü. 2000 yılından bu yana çekilmesi planlanan, Bruce Willis'den Ice Cube'e, Woody Harrelson'dan Ryan Reynolds'a dek bir çok kişinin isminin elendiği film, deneyimli oyuncularla yıldızı yeni parlayanları bir araya getiren bir ekonomi çalışması. Albay Hannibal Smith, Face Peck, Mad Murdock ve Baracus için yapılmış oyuncu seçimlerinin hedefi kaçırmadığını görebiliyoruz. Bir aksiyon yıldızı olarak Taken'daki performasını izledikten sonra Liam Neeson için Hannibal Smith'in çekirdek nohut kalacağını zaten biliyorduk, ancak filmdeki en önemli çıkış çılgın pilot Murdock'u canlandıran Sharlto Copley'a ait oluyor. Eski dizinin de en önemli itici güçlerinden biri olan bu karakter film için de can alıcı bir seçim noktası, ki Copley en doğru tercihin yapıldığını izleyicilere kanıtlıyor. Daha önce District 9'da izleme şansı yakaladığımız Güney Afrikalı oyuncu, bukelamun gibi değiştirdiği aksanı ile ileride hep izlemek isteyeceğimiz isimlerin arasına girmiş bulunuyor.Bütün bunlarla birlikte film, Irak Savaşı'na dair kendince bir yorum da getiriyor. Filmin politik duruşu, savaş cephesine ya da Irak halkına getirilen doğrudan bir yaklaşımdan değil, ordunun içindeki kaynayan kazanlara dair spekülasyonlardan oluşuyor. Irak işgali sırasında tüm dünya tarafından tartışılan paralı özel güvenlik güçleri, filmin dert edindiği bölünmenin gerçek faillerini oluşturuyor. Hepimiz birimiz mantığı ile ilerleyen, kardeşlik ve takım ruhuna sahip Amerikan ordusunun içinde bir ur gibi büyüyen ve kalleşçe işlere imza atan bu grup, gerçek kahramanların yaptıklarının değerini düşürüyor. Savaş sırasında işlenmiş günahları bu birliklere atma çabası, tüm işgalin baştan sona bir günah olduğunu gizlemeye yetiyor mu? Bunun kararı elbette izleyiciye ait.Erkek dostluğunu en uç noktaya taşıyan, ?en büyük komondo bizim komondo? naraları atan bu yapım, ritim ve aksiyonunun yanı sıra eski TV dizisinin neşesine de sahip. Şayet içerdiği kaba ideolojiyi görmezden gelecek ve sırf eğlenmek için bir neşriyata yönelecekseniz, bu takım size göre olabilir