Gişe Boyu Komedi
Yazar: Ali ErcivanKarikatürist Ahmet Yılmaz tarafından yazılmış olduğu bilgisi, Kutsal Damacana'ya merak duymamı sağlayan temel unsurdu. Jenerikte öğrendik ki filmi Kamil Aydın ile birlikte yönetmiş ayrıca kendisi. Ancak filmin en ciddi sıkıntısı da rejisinde. İlk andan itibaren vasat bir televizyon filminden iyi gözükmüyor, kırpılıp atılması gereken duraklamalar ve sessizlikler ile ağır aksaklıktan kurtulamıyor. Ve bir komedi filminin böylesine ritimsiz olması çok büyük bir dezavantaj. Peki ama Kutsal Damacana güldürüyor mu?
Yurdum insanı bir fırsatçı olan Fikret, kendisini tesadüfen büyük bir imkanla karşı karşıya bulur. Onu papaz zanneden zengin ve güzel bir kadın tarafından, dilediği parasal meblağ karşılığında, içine şeytan girmiş bir kızı kurtarmak üzere tutulur. Ve ünlü korku klasiği Şeytan'ın (The Exorcist: The Version You Haven't Seen Yet) bir nevi parodisi başlar.
Kutsal Damacana'nın iyi gişe yapacak, halkımızın en azından belli bir kesimi tarafından sevilecek bir film olduğunu tahmin edebiliriz. Ama sırf bir kitlesi var diye, sürekli küfre ve belden aşağı esprilere dayanan kaba bir mizah anlayışını takdir etmek zorunda da değiliz. Şaşırtıcı şekilde, seyircinin en çok güldüğü kısımlar nispeten zeka içeren esprilerden ziyade küfürler oluyor bu tür filmlerde. Bunun sosyolojik analizini yapmak bize düşmez ama böyle bir komedi anlayışının dünyanın hiçbir yerinde saygı görmeyeceğini filmin yaratıcıları da biliyordur muhakkak.
Beklediğimiz Ahmet Yılmaz dokunuşu zaman zaman kendini hissettiriyor ve filmde herkesin gülebileceği en az birkaç an muhakkak var. Ama geneli itibariyle, gelişigüzel ve kolaya kaçılmış bir mizah anlayışı hakim. Sanki iyi bir seyirci rakamını garantilemek yeterliymiş gibi. Kimileri için yeterli olabilir ama bizim için değil.
Bir Şafak Sezer şovu olan filmde oyuncuların çoğu zaman kendi hallerine bırakıldığı, doğaçlamaya geniş alan tanındığı anlaşılıyor. Filmin kadrosundaki herkesin oyunculuk potansiyeli aynı olmadığı için de kimi alnının akıyla çıkarken bu projeden (mesela Settar Tanrıöven ya da Yıldırım Memişoğlu) kimiyse tökezliyor. Ama Şafak Sezer kendi şovunu yürütüyor sonuçta ve belli ki metne en bağlı kaldığı noktalarda başarısı da artıyor.
Bir korku filmi parodisi olarak çok sayıda efekt denemesi de içeren bir film Kutsal Damacana. Doğrusu bunlardan inandırıcılık veya dikkat çekici bir başarı beklemeye lüzum yok. Filmin kendisi de buna ihtiyaç duymuyor zaten. Ancak bu efektler dışında filmin teknik düzeyi çok düşük. Görüntüler bayağı bulanık, sesler kimi zaman zor anlaşılıyor. Ortada gerçekten sadece geyik muhabbeti ve cüretkar genç bayan görüntüleriyle seyirci toplamaya çalışan, daha fazlasını hedeflemeyi ise umursamayan bir film var.
Tam bayram haftasında iyi gişe yapması kaçınılmaz olan bu filmin yine de seyircisi açısından ufak bir çelişki barındırdığını düşünüyorum. Bu film, yazar ve yönetmenlerinin gözünde belli ki temel olarak bir Şeytan parodisi. Ancak Şafak Sezer'in hitap ettiği yüz binler oranında kitle için Şeytan parodisi olma özelliği pek bir şey ifade etmeyecek.
Seyircileri, televizyonlardaki "rating" sınıflandırmalarında olduğu gibi kategorize etmeye kalkarsak: Bir Şeytan parodisi izlemek isteyebilecek AB seyircisi için bu film başarılı bir ürün olarak kabul edilemez. Buna karşılık, daha alt izleyici gruplarına indikçe seyirci tepkisinin daha olumlu olacağı muhakkak ve fakat o izleyici içinde kaç kişi filmdeki Şeytan referanslarını görecektir, orası meçhul.
Dolayısıyla, karşımızda gişeye yönelik bir Şafak Sezer filmi olarak amacına ulaşan ama bunun ötesinde başarılı kabul edemeyeceğimiz bir film var.