Frankenweenie eleştirileri

Senaryosunu, yönetmen koltuğunda oturmakta olan Tim Burton'ın aynı isimli kısa filminden (1984) uyarlayarak John August'ın yazdığı “Frankenweenie”, ailecek izlenebilecek sevimli bir animasyon...

35 milyon dolarlık bir bütçe ile çekilmiş olan filmin hemen en başında (bu soyadı kullanılmak suretiyle sinemaseverleri hikayeye hazırlamanın yanı sıra böylece Mary Shelley'e selam da gönderilmiş olan) Frankenstein ailesinin annesi Bayan Frankenstein ("seslendiren" Catherine O'Hara) ile babası Bay Frankenstein (Martin Short) ve gününü arkadaşlarıyla değil de köpeği Sparky (Frank Welker) ile evin üst katında geçiren küçük Victor (Charlie Tahan) ile tanışıyoruz...

Ertesi sabah baba seyahat acentesindeki işine, oynaması için Sparky'i arka bahçeye bırakırken New Holland kasabasının belediye başkanı Bay Burgemeister'ın (Martin Short) fırçasından nasibine düşeni alan Victor'da okuluna gitmektedir...

Tabii Victor'ın sınıf arkadaşı olan yeğeni Elsa Van Helsing'de (Winona Ryder) bu fırçadan mahrum bırakılmayacaktır...

Zira Bay Burgemeister, bu nobranlığı kendine tarz edinmiştir...

Bay Rzykruski (Martin Landau), yıldırım çarpması neticesinde kaza geçiren Bay Holcomb'un yerine yeni fen bilgisi öğretmeni olarak kasabanın ilk okulunda göreve başlamıştır...

Bu arada öğreniyoruz ki; yağmur, fırtına, şimşek ve yıldırımlar, New Holland akşamlarının olmazsa olmazlarındandır...

Bay Rzykruski'nin yarattığı şevkle bilim fuarına katılma hazırlıkları içinde olan Victor'dan babası, aynı zamanda beyzbol oynayarak "sosyalleşmesini" de arzulamaktadır...

Babasını kırmayarak oynar da...

Ama ne yazık ki, ilk iki ıskanın ardından Toshiaki'nin (James Hiroyuki Liao) üçüncü atışında, Victor'ın yaptığı vuruşta sahanın dışına çıkan topu almak üzere sokağa fırlayan Sparky, bir otomobilin altında kalarak hayatını kaybeder...

Ki, böylelikle bir anlamda Garip Görünümlü Kızın (Catherine O'Hara) kedisi Bay Whiskers'ın (Dee Bradley Baker) kehaneti de tutmuş oluyor...

İyice içine kapanarak sessizliğe bürünen Victor, öğretmeni Bay Rzykruski'nin derste ölü bir kurbağa ile yaptığı elektrik deneyi sonrasında umutlanır ve gecenin bir yarısı küreği kaptığı gibi gittiği hayvan kabristanındaki mezarından dostu Sparky'inin cesedini çıkartarak gizlice eve getirir...

Evde güçlü bir elektrik enerjisi kaynağı olmadığı için Victor, şiddetli bir biçimde yağmakta olan yağmurda oluşabilecek bir yıldırımın sağlayabileceği enerjiden yararlanmayı planlamaktadır...

Ne mi olur?

Elbette başarır ve Sparky'i yeniden hayata döndürür...

Fakat annesi ile babasından gizli tuttuğu için Sparky'den çatı katındaki odasında sessizce beklemesini ister...

İster istemesine de...

Elde ayak da durmayan kedi Bay Whiskers'ın tahriki ile kendini dışarıya atar ve birlikte Bay Burgemeister'ın bahçesini dağıtıverirler...

O arada Edgar'da (Atticus Shaffer) görür Sparky'i ve kendi bilim projesini oluşturabileceği bir şantaj için Victor'a uğrar...

İşte o andan itibaren de çocuklar arasında başlayacak olan yarış, kasaba da çadırın çok fena karışmasına yol açacaktır...

Dakika henüz 35...

Geride, bilime sırtını dönerek kafasını kuma gömenlere ilişkin oldukça sağlam bir eleştirinin de bulunduğu son derece eğlenceli, kasabanın hemen her köşesinde "Gremlins" (1984) filmindekine benzer yaratıkların cirit attığı 52 dakikalık bir bölüm daha sizleri bekliyor olacak...

Keyifli seyirler,

Tabii Akademi Ödülleri de yaklaştıkça, aday filmleri izledikten sonra ona göre değerlendirme yapma ihtiyacı doğuyor insanda. Buradan başlarsak, henüz diğer tüm adayları görme fırsatım olmadı ama, "Frankenweenie"nin rahatlıkla "Brave"den daha iyi olduğunu söyleyebilirim. Onunla karşılaştırdım zira bildiğiniz üzere Golden Globe'u "Brave" aldı. Ona da berbat demiyorum tabii ki, fakat klasik Tim Burton yaratıcılığının doruk noktalarına ulaşan bu film, onun tarafından geçilmeyi hak etmiyor. Güldürürken üzmeyi başarıyor yine yönetmen. Filmografisinin % 90'ı benzer ögelerden oluşsa da, sürekli aynı aktörlerle çalışsa da, en büyük hayranlarının ağzından bile "gına geldi" lafını duysak da, kendini izleten, karakterleri, müzikleri, çekimleriyle "bu bir Tim Burton filmidir" diye bas bas bağıran eserler yapmaya devam ediyor yönetmen. Bizlere de keyifle, merakla izlemek kalıyor. Heykelciği kazanırsa mutlu olurum.

Tim Burton ismi her sinema sever gibi beni de oldukça heyecanlandırdı.Hele de olay animasyonsa,onun gibi yaratıcılıkta sınır tanımayan bir adamın neler yapabileceğini düşündüğümdeki heyecanımı çta Ölü Gelin gibi bir işe imza atmış bir adamdan daha ilk yarım saatte film benim için üç aşağı beş yukarı belli zaten ama bu kadar sığ mı anlatılır;izlerken gerçekten daraldığımı erler yaratıcılıktan uzak,detaylar zayıf açıkçası hiçbirşey bana tat 'ın Ölü Gelin'i ortaya çıkarmasının üstünden 8 sene gibi uzun bir süre geçtiğini düşünürsek çıta daha fazla yükselmeli,bu kadar sıradan olmamalıydı.İlk defa kalburüstü diyebileceğimiz bir animasyonda sıkıldıi ödülleri konusunda açık ara Brave diyorum...6,5/10

1931 yapımı Frankenstein filminin Tim Burton’ın gözünden yeniden çekimi olan görüntüler siyah beyaz bir dünya sunuyor. Orijinalinde canlandırılmak istenen bir insan iken bu defa karşımızda bir köpek var. Köpek Sparky kocaman gözleri, küçücük yuvarlak burnuyla ve vidalanmış boynuyla çok şeker :) Üstelik sahibi Victor’a derin bir sevgi ile bağlı. Öyküdeki diğer karakterler ise birbirinden yaratıcı ve eğlenceli.

Tim Burton , çocukluğunun yaratık filmlerine göndermede bulunuyor. Winona Ryder'ı Burton filmlerine geri dönmüş bulmak oldukça keyifli.

Yine mükemmel bir Tim Burton filmi ama çocuklar için , karakterler korkutuyorlar...

Mükemmel bir Tim Burton filmi daha. Dark Shadows'dan sonra düzelmiş. Çok güzel bir çocuk filmi ama çocuk filmi desek biraz yanlış olur çünkü bazı karakterler korkutuyorlar. Ben ise filme bayıldım. Oscar' ı hakedebilebilir bence. Bu arada filmin siyah beyaz olması sıkmıyor, filmde pek sıkılmıyorsun. Bence izleyin. 3.5/5

İzlerken çok keyif aldım, Tim Burton farkı yine :) ah! bu arada unutmadan söylemeden geçemeyeceğim; filmin sonunda çalan şarkı bir harika :) filmle öyle güzel bütünleşmiş ki...