Hesabım
    Virüs
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    1,5
    Kötü
    Virüs

    Yaratık Üstü Az Virüs

    Yazar: Burak Hatipoğlu

    Gidelim mi, gitmeyelim mi diye fazla kafa patlatmadan "Virüs" adıyla sinemalarımızda arz-ı endam eden hilkat garibesini izledik.

    Film hakkında anlatacak hiçbirşey yok. Kahramanlarımız kapalı bir mekanda ( bu sefer bir Rus araştırma gemisi ) bir yaratıkla karşı karşıya kalırlar. Ya öleceklerdir ya da .. koşarlar.ateş ederler..koşarlar..ateş ederler..koşarlar..ateş ederler.gerilimi arttırmak için önlerine aniden kedi veya az önce onlardan ayrılmış olan bir arkadaşları atlar.koşarlar.ateş ederler.AAAAAAAHHHHH.Yeter yahu..

    Efendim bilindiği üzere bu kapalı mekanda bilinmeyen kötüyle karşı karşıya kalma durumu bizlere Ridley Scott babanın 1979 yapımı "Alien - Yaratık" filminden miras. Türünün öncüsü.

    3-5 veya 7 kişilik gruplar ( dikkat edin hep böyle ) uzayda ( ilk akla gelen "Event Horizon - Ufuk Faciası", sayısız B-yapımı ve Carpenter'dan "Dark Star" ), suda veya su altında ( yine yakın dönemden "Deep Rising", eskilerden "Deep Star Six" ( hey bu bayağı iyi ), sayısız B-yapımı ), karada ( "Predator-Av", sayısız B-yapımı ) bir yaratık tarafından sırayla katledilirler. Sonunda sadece bir, bazen iki kişi ( filmin has kadını - ona yardımcı olan ikincil roldeki erkek ) kurtulur.

    Grupların sosyo-kültürel dengeleri hep çok iyi ayarlanmıştır. 3 kadın - 4 erkek, 2 kadın - 3 erkek vs. kesinlikle bir zenci, uzak doğulu veya "Virüs"' teki gibi Maori yerlisi ( filmin en büyük değişikliği - herifin nasıl öldüğünü bile hatırlamıyorum ) bulunur. Grupta haliyle bir tane kahraman, bir tane mantık adamı, bir tane korkak, bir tane çıkarcı adam ( çocuk filmi olsa bir tane de obur ) bulunur.

    Yaratık gidilen yerde ya zaten vardır, ya da bir yumurta-larva şeklinde orada bulunur, gemiye alınır, sonrası çorap söküğü gibi gelir.

    Yaratık nedir kimdir, niye öldürür gibi soruların cevaplarını bulmakla genelde vakit kaybedilmez.

    Yine bu filmler kendi aralarında ikiye ayrılırlar. Yaratık kapalı mekanda ( uzay gemisi, su gemisi, müze vs.) oranın ev sahipleriyle hesaplaşır, ya da asıl kahramanlarımız olay yerine sonradan buyurup öyle parçalanmaya başlanırlar.

    Kahramanlarımız genellikle cephaneleri asla bitmeyen en son model süper silahlara sahiptirler. Amaç bol bol kopan yaratık bacağı, kolu, kafası birde yaratığına göre değişen, tanımlanamayan parçalar göstermektir. Bu tür filmlerde kadınlar inanılmaz derecede cesur ve güçlüdür, çoğu erkeğe beş basarlar ( gerçek hayat gibi ha ).

    Yaratık genelde yakılarak, elektrik verilerek, müsait bir yerine bomba yerleştirilerek veya uzaya fırlatılarak yok edilir. Her zaman bir devam filmi için bir kapı aralık bırakılır. Çalıların altında unutulan bir yumurta-larva veya intikam almak için gelen, öldürülen yaratığın amcaoğlu vs.

    Ridley Scott'un klasiğinde uyguladığı "gösterme ama hissettir" taktiği halen uygulanır. Kahramanlarımız haliyle içinde bulundukları mekanı şöyle bir gözden geçirme arzusu taşırlar. İşte bunlar dolaşırken duvardaki bir gölge, uzaktan gelen çığlık/böğürtü sesleri.Scary..Huhuhu.Ay aman çok korktum.

    Genelde ilk 30-45 dakika birşey olmaz. Sonra olaylar aniden patlak verir. Kopan kafa sayısı dakikada 2'ye yükselir.

    Film posterinde güzel çarpıcı bir slogan kullanılır."Uzayda Çığlığını Kimse Duyamaz", "It Is Aware", "Mehmet Efendi 5kg.'lık OMO'yu Unutma" gibi.

    "Virüse" geri dönmek gerekirse.Oyuncu kadrosu sağlam aslında..Yılların eskitemediği, ev kirasını ödeyebilmek için her tür filmi çeken Donald Sutherland. Kaptan rolünde başarılı gibi, ama komik de duruyor bir yandan. Sonra Baldwin kardeşlerden William. O kadar çok ki bunlar, Alec dışında adamları hep birbirine karıştırıyorum. Eh birde tabii bir dönemin "scream-queen"'i Jamie Lee Curtis.

    Ama işte sadece bu kadar..

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top