Maddi olanaksızlıklar nedeniyle yedi yıl boyunca, başrol oyuncularının elinde bekletilmek zorunda kalınan senaryosunu da, Joey Curtis ve Cami Delavigne ile beraber yazan Derek Cianfrance'in yönetmen koltuğunda oturduğu “Blue Valentine”; sağlam bir "sınıfsal analiz" yapmak yerine kimsecikleri ürkütmeyen, sıradan bir alt gelir ve eğitim grubundaki vasat insanların duygusal ilişkileriyle hayal kırıklıklarına odaklanan, "romantik şekilli" bir neredeyse "Kaderlerinize saygı duymayı öğrenin", biçimindeki vurguyu kendine esas edinen saçma sapan bir drama olarak geliyor karşımıza...
Gelin isterseniz, Hollywood standartlarına göre çerez parası niteliğindeki bir miktar olarak değerlendirilebilecek, 1 milyon dolarlık bir bütçe ile çekilerek brüt 16.6 milyon dolarlık bir hasılat rakamına ulaşılan ve vizyona girdiği yıl sinema salonunda ilgiyle izlediğimiz; dünya prömiyeri, 24 Ocak 2010 tarihinde Sundance Film Festivali'n de yapılan bu "bağımsız (indie)" Amerikan filmine biraz daha yakından bakalım...
***
Kapısının açık unutulması sebebiyle evin bahçesindeki kafesinden çıkarak kayıplara karışan köpeği Megan'ı arayan küçük Frances "Frankie" Pereira (Faith Wladyka), önce salondaki koltuğunda kestirmekte olan babası Dean Pereira'yı (Ryan Gosling) ardından da yatak odasındaki, (Heath Ledger'dan 2007 yılında boşanarak ayrılan eski karısı Michelle Williams'ın canlandırdığı) annesi Cynthia “Cindy” Heller'ı uyandırır...
Kısa bir kahvaltı faslı sonrasında da; Frankie'yi okula bırakırken Cindy, kendisine sulandığını açıkça belli eden Dr. Feinberg'in (Ben Shenkman) hemşiresi olarak çalışmakta olduğu kliniğe gider...
***
Akşam iş dönüşü Cindy, yolun kenarında cansız yatmakta olan Megan'ın cesedine rastlar ancak bunu sadece Dean'e söylemekle yetinir...
Yine de teselli amacıyla Frankie; annesi tarafından, nefes darlığı problemi bulunan dedesi Jerry Heller'a (John Doman) götürülür...
***
Filmin ilk flashback uygulamasıyla, lise terk seviyedeki bir eğitime sahip olan genç Dean, bir görüşme yapmak amacıyla ev taşımacılığı ve depoculuk işiyle uğraşan "Steinway Moving & Storage" şirketinin yerel yöneticisi Bay Benatti'nin (Marshall Johnson) ofisine uğrar ve işi de hemen alır...
Artık Dean hayatını, sırtında; şirket müşterilerinin eşyalarını, bir mekandan diğer bir mekana taşıyan bir hamal olarak çalışmak suretiyle kazanacaktır...
***
Yeniden günümüze döndüğümüzde ise, elbette Megan'ı gömme görevi de; yaşadıkları Pennsylvania kırsalındaki, başkalarına ait evlerde boyacılık yaparak kendi evinin geçimini sağlayan Dean'in olacaktır...
***
Bu arada Dean, Cindy'nin tüm isteksizliğine karşın, iyice bozulmuş olan ilişkilerini, romantizm kazandırarak tazeleyebilmek gayesiyle; bölge dışındaki bir otel de, iki kişilik yer ayırtmış olup karı koca olarak geceyi orada geçireceklerdir...
Yapmaları gereken tek şey de, alkollü içki satışı yapan bir markete uğrayarak yeterli miktarda içecek almaktır...
Ki, öyle de yaparlar...
Ancak Dean, otomobilinin başında sigarasını tüttürürken; market alışverişini halleden Cindy içeride, Bobby Ontario (Mike Vogel) ile karşılaşır...
Bu ilginç tesadüf, Dean'in canını fena halde sıkmıştır...
Neden mi?
Onu, Cindy'nin sürekli kavga eden annesi Glenda (Maryann Plunkett) ve babası Jerry ile büyükannesiyle (Jen Jones) birlikte yaşamakta olduğu geçmişine dönük bir başka flashback geçişi ile öğreniyoruz...
Ama "spoiler" oluşturmaması adına, ayrıntısına da girmiyoruz...
***
Derken...
Frankie'yi dedesine bırakmış olan Cindy ile Dean, konaklayacakları otele varırlar...
İçinde buzdolabı bulunmayan odalarındaki ilk icraatları da, soyunarak birlikte duşa girmek olur...
***
Çok geçmez...
Dean otelin lobisinden bir kova buz temin eder etmez, bardaklarına koydukları içkilerini içerek dans etmeye de başlarlar...
Fakat Dean ile tanıştığı beş yıl öncesindeki günleri de kapsayan, flashbackler aracılığıyla gittiği anılar; Cindy'nin peşini bir türlü bırakmaz...
Dakika 46...
Geride sizleri, hüzün ve nemli gözlerle dolu olarak izleyeceğinizi umduğumuz; "Keşke işin sınıfsal yapısına da değinselerdi" diyebileceğimiz beklenmedik "ters köşe" sürprizleri de bünyesinde barındıran, 66 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...
Keyifli seyirler,