Hayalet Sevgililerim
Yazar: Melis ZararsızFilme de uyarlanmış bir Charles Dickens eseri olan 'A Christmas Carol' adlı romanın konusunu hatırlatan bir hikayesi var Hayalet Sevgililerim'in. Romanda, Noel gecesi üç ayrı hayalet tarafından ziyaret edilen başkahraman, geçmiş, şimdiki zaman ve geleceğiyle yüzleşmek durumunda kalıp iyi bir insan olmaya karar verir. Filmde de yakışıklı aktörün canlandırdığı karakter, abisinin düğünü öncesi, inanmadığı aşk ve evlilik kavramlarıyla ilgili hayaletlerle karşılaşır ve geçmişine, şimdiye ve geleceğine uzaktan bakma imkanı bularak yaptığı yanlışları fark eder.
Filmin başrol oyuncuları Matthew Mcconaughey ve Jennifer Garner rollerinin hakkını vermişler, fakat filmde Micheal Douglas'ın varlığı vasat bir pastanın üzerindeki muhteşem krema gibi olmuş. Çapkın kurt rolüyle daha önce çok fazla karşımıza çıkmamış olan Douglas, Wayne amca karakterinde gerçekten izlemeye değer bir performans göstermiş.
Daha önce Spiderwick Günceleri gibi bir fantastik filmin yönetmenliğini yapmış olan Mark Waters, genelde komedi filmlerini ve fantastik öğeleri tercih ediyor olacak ki, bu komedi olduğu kadar gerçekçi ilerleyen filmin içinde de hayalet, geçmişe ve geleceğe gitme gibi olgulara yer vermede bir sakınca görmemiş. Fakat filmi masalsı bir hale de dönüştürmemiş. Filmin karakterleri bir anda bambaşka bir yerde bambaşka bir zamanda da olsalar, puf diye yok da olsalar, film gerçeklik duygusunu kaybetmemiş, efektler bu anlamda çok sade kullanılmış. Bu yerinde bir karar mıydı yoksa daha masalsı bir film olsa daha mı keyifli olurdu tartışılır tabii.
Filmin senaryo anlamında daha derinine inersek; küçük yaşta annesini ve babasını kaybedince çapkın amcası tarafından büyütülen ve 17 yaşında yaşadığı bir aşk kırıklığı yüzünden amcasına benzemeyi tercih eden ünlü fotoğrafçı Connor, sonunda aşka, bağlılığa ve evliliğe inanmayan, sadece cinsellik için kısa ilişkiler yaşamayı tercih eden, üstelik bu halinin çok normal olduğunu yüksek sesle savunmaktan da oldukça hoşlanan biri olup çıkar. Abisinin evlenme kararı üzerine onu da bu işten vazgeçirmek ve herkesin keyfini kaçırmakla meşgulken, birden karşısına ölmüş olan amcasının hayaleti çıkar ve amcası ona yanlış bir yolda olduğunu söyler. Daha sonra da ilk birlikte olduğu kız arkadaşının hayaletiyle birlikte, yaptığı hataların üzerinden giderek, böyle giderse yalnız öleceğini fark eder.
Bu hayalet meselelerini masalsı yapmayarak yönetmen belki de şunu vurgulamaya çalışmış; aslında Connor’un gerçekten hayalet mayalet gördüğü yok, fakat Connor, abisinin evlenmeye karar verişiyle birlikte kendisiyle ilgili bir vicdan muhasebesine girer ve aslında farkında olduğu bu yanlış hayatı sorgular. Fakat her şey nasıl bu kadar çabuk olur, bir-iki gecede insan bu kadar çabuk değişebilir mi soruları yanıtsız kalıyor elbette.
Espriler oldukça hoş, oyuncular da kendini izlettiğine göre, çok fazla sorgulamadan izlenecek hafif bir yaz romantik komedisi.