Ortalama puan
4,2
525 Puanlama
İnce Kırmızı Hat hakkında görüşlerin ?
4,5
6 Aralık 2008 tarihinde eklendi
bir savaş başyapıtı daha.kadro harika,pek çok kez işlenen konulardan biri ancak yine de sıkmadan 3saat izletiyorsa kendini o film kalitelidir.
4,5
25 Ocak 2007 tarihinde eklendi
böyle müthiş bir oyuncu kadrosu,terrence mallick gibi bir yönetmenle birleşince ortaya böyle bir başyapıt çıkmış.ben çok beğendim savaşın anlamsızlığını,aksiyon ile birlikte güzel bir şekilde anlatmış.çok fazla söze gerek olmadığını düşünüyor ve herkese tavsiye ediyorum.9/10
4,5
14 Temmuz 2007 tarihinde eklendi
Oyunculuklar harika, sıkılmadan izlenilebilir bir 2,5 saat, gercekten kusursuz bir film.
4,0
21 Mart 2021 tarihinde eklendi
Senaryosunu da James Jones'un aynı isimli romanından (1964) uyarlayarak yazan Terrence Malick'in yönetmen koltuğunda oturduğu savaş karşıtı “The Thin Red Line”, toplam 7 kategoride aday olmasına rağmen aynı yıl Spielberg tarafından çekilen ve savaşlar ile pek fazla bir derdi bulunmayan "Saving Private Ryan" (1998) karşısında, Academy Ödülleri Jürisince havlu attırılmış bir film olarak gelmişti İstanbul'da izlediğimiz salonlara...

Hani gerçi durum, Londra'da, Berlin'de yahut New York'ta da çok farklı değildi...

Zaten 52 milyon dolarlık bir bütçe ile çekilerek brüt 98,1 milyon dolarlık hasılat rakamı ile gişeye çakılmış olması bunun en açık göstergelerinden biri...

Halbuki 70 milyon dolarlık "Saving Private Ryan", 482,3 milyon dolara ulaşabilmişti...

Neden mi?

Bir kere, savaş öncesindeki sivil hayatında avukatlık yapan Yüzbaşı Jim Staros (Elias Koteas) ile özellikle de profesyonel asker olan Kıdemli Çavuş Edward Welsh (Sean Penn) ağızlarını her açtıklarında, savaşlar ve savaşlar da ölmenin anlamsızlığından dem vurup duruyorlar...

Zira onlara göre, öldükten sonra içinde yaşamakta olduğumuz yerküre dışında gidilebilecek ve yeniden yaşama dönülebilecek bir öteki dünya asla mevcut değildir...

Yani savaşlarda pisi pisine ölmek, mesnetsiz bir hamaset ile kutsanmaya çalışılmamış Malick'in ustalıkla kurguladığı bu hikayede...

Doğrusunu isterseniz, tüm zenginliklerini ve bu zenginliklerinin, artarak süren bir ivme devamının nesiller boyunca sürdürülmesinin, insanları savaştırmadan mümkün olamayacağını bilen kapitalist bir sınıf, bu türden savaş karşıtlıkları ve inançsızlıklar dan haz etmeyeceklerdir...

Ve etmemişler de "En İyi Yabancı Film" kategorisindeki SİYAD (Sinema Yazarları Derneği) ödülünü alan bu filme...

Gelin isterseniz vakti zamanında sinema salonunda bir kaç kez izlediğimiz bu sıra dışı filme biraz daha yakından bakalım...

Film, Er Tella (Kirk Acevedo) ile beraber Yüzbaşı Staros'un yönetimindeki Charlie Bölüğünden firar ederek Güney Pasifikteki bir ada da Melanesia yerlileri ile birlikte yaşamakta olan Er Robert E. Lee Witt'in (Jim Caviezel) doğa ve ölümü sorguladığı anlatımı ile başlar...

Bunu da kendisini divan-ı harbe göndermek yerine yaralıları sedye ile taşımakla görevlendiren Çavuş Welsh'ten öğreniriz...

Şimdi her ikisi de kendilerini adadan alan devriye botunun hücresinde, ana gemiye götürülmektedirler...

Bu arada Tuğgeneral Quintard (John Travolta) ve ondan pek hoşlanmadığını fark ettiğimiz tipik bir "savaş makinesi" olan Yarbay Gordon Tall (Nick Nolte), Japonların üzerinde hava alanı inşa ettikleri Guadalcanal adasına doğru ilerlemekte olan geminin güvertesinde sohbet ederlerken alt kamaralardaki askerler ile de birer birer tanıştırılıyoruz...

Nihayet hava kuvvetleri destekli çıkartma da başlar ve Yüzbaşı Stros'un ekibi kayıp vermeksizin adaya ulaşır...

Diğer kuvvetler de eklendikten sonra Yarbay Tall Yunan asıllı Stros'a, önlerindeki makineli tüfekler ile donatılmış Japon sığınaklarının bulunduğu 210 isimli tepenin alınması talimatını verir...

Aslında Japonlar da siperlerinde, sabırla onları beklemektedir...

Derken o siperler yoğun bir topçu ateşine tutulur...

İlk saldırıya geçecek takım Çavuş Keck'inkidir (Woody Harrelson) ...

Tabii Japonlar da öylesine oturup beklemezler ve onlar da başlarlar ateş açmaya...

Elbette ölenin haddi hesabı da belli değildir artık o andan itibaren...

Öyle ki, Yüzbaşı Stratos Yarbay Tall'ın doğrudan saldırı emrini geri çevirmek zorunda dahi kalır...

Yoksa kendisi dahil bütün askerler Japonlarca avlanacaktır...

O nedenle de sağ taraftan dolanarak saldırı izni istemektedir Yarbayından...

Ama yine kabul ettiremez fikrini...

Ve durumu kendi gözleriyle görme kararı veren Yarbay, yanlarına doğru yola koyulur...

Ancak işin çözümünü kolaylaştıracak olan şey, Er Jack Bell'in (Ben Chaplin bizzat) hayatını tehlikeye atma pahasına yerinde yaptığı tespit sonrasında Yüzbaşı John Gaff (John Cusack) ve altı adamının girişimi ile mümkün olabilecektir...

Dakika 80...

Bugüne kadar izlememiş olanlar ile bizim gibi aradan geçen uzun yılların ardından anılarını bir kez daha tazelemek isteyen sinefillere kesinlikle önereceğimiz, zengin oyuncu kadrosu ile de göz kamaştıran filmin devamı, her zamanki gibi yine sizlerde...

Keyifli seyirler,
4,0
17 Mart 2011 tarihinde eklendi
Başarılı bir film. Askerlerin psikolojileri çok iyi yansıtılmış.
4,5
28 Aralık 2016 tarihinde eklendi
10 ÜZERİNDEN 10 LUK BİR BAŞYAPIT
"ŞU ANDA KENDİNİ YOK ETMEYE ÇALIŞAN BİR DÜNYADA YAŞIYORUZ. BÖYLE BİR DURUMDA GÖZLERİNİ KAPATIP GÖRMEZDEN GELİRSİN.. KENDİNİ KORURSUN" Filmde tamamen bu söz vurgulanmış durumda. Savaş; hayat alıyor, yaşam sahamızı yerle bir ediyor, aşkımızı öldürüyor, hayallerimizi mahvediyor... Bizden her şeyimizi alıyor. Film; bize doğayı, kendi yaşadığımız çevreyi nasıl yok ettiğimizi, evrensellikten giderek nasıl uzaklaştığımızı, savaşın benliğimize sokmaya çalıştığı yeni kimliği bize gösteriyor. Bu açıdan tarzıyla diğer savaş filmlerinden sıyrılan bir başyapıta dönüşüyor film.
İnce Kırmızı Hat (1998) Kimin yaşayacağına kim karar veriyor? Kimin öleceğine kim karar veriyor? Bu savaş anlamsız.. Bana bakın, burda duruyorum ve üstüme tek bir kurşun bile gelmiyor.. Bi tane bile gelmedi.. Neden? Peki neden hepsinin ölmesi gerekiyor? Burda durabiliyorum, görüyorsunuz.. Yönetmenliğini Terrence Malick üstlenirken oyuncu kadrosunda Jim Caviezel, Nick Nolte, Sean Penn, John Cusack ve Adrien Brody gibi isimleri izleyeceksiniz.. Film Dram- Savaş türlerini barındırıyor.. Konusuna gelecek olursak, İkinci dünya savaşında geçen film Amerikalı askerler ile Japon askerlerin savaşta birbirlerini nasıl yok ettiklerine şahit olacaksınız.. Yönetmen Terrence Malick başlamak gerekirse sanatsal şiirsel anlatımıyla psikolojik ağırlıklı bir savaş filmine imza atmış süresinin üç saati bulmasına rağmen sıkılmadım diyebilirim.. Daha çok yönetmen çekimleri ile seyirciye doğayı göstermek istemiş ve içinde yaşayan insanları savaşda insanların birbirlerini gereksiz yere öldürmelerini gözler önüne seriyor.. Askerler savaş sahasında neden bulunduklarını bilmeden karşı taraftaki insanları katletmeleri içinde bulunduları psikolojik durumları yani savaş daha iyi tanımlanamazdı.. O yıl oscarda aynı türde güçlü bir aday daha vardı.. Er Ryan'ı Kurtarmak oscarları toplarken, İnce Kırmızı Hat 7 dalda aday olurken hiç birini kazanamadı.. Her şeyden önce yönetmen Terrence Malick En İyi Yönetmen ödülü gitmeliydi diye düşünenlerdenim.. Birde başrolde albayı muhteşem performansı ile canlandıran Nick Nolte oscara aday bile gösterilmemesi enteresan ama benden Oscar aldı.. Oyuncu kadrosu oldukça sağlam kaliteli oyunculardan oluşuyor hepsi elinden geleni yapmış.. John Travolta ve George Clooney gibi ünlü iki ismide kadroda görmeniz mümkün ama çok az bir rolleri olduğunu belirtmekte fayda var.. Filmin görseliğine diyecek bir şey yok yönetmen doğanın yeşilini çok iyi kullanmış.. Doğa savaştan daha ön plandaydı.. Efsane yönetmen Andrei Tarkovsky filmi izliyormuş gibi bir izlenime kapıldım.. Savaş filmi olarak ele alındığında daha çok aksiyondan ziyade savaşın insanı ne duruma getirdiğini anlatan yani tam anlamıyla savaş karşıtı bir film.. Eski yeni bir çok savaş türünde film izleyen bir seyirci olarak şunu diyebilirim ki zaten yapılan savaş filmleri genelde savaş karşıtıdır.. Alışagelmiş Amerikan savaş filmlerinden farklı olduğunu zaten filmden sonra anlayacaksınız.. Milliyetçilik kahramanlık kavramları film ile uzaktan yakından bir alakası yok.. Filmin İmdb puanı: 7.6 olduğunu ve müziklerini Hans Zimmer yaptığını söylemekte fayda var.. Terrence Malick elinen çıkan bu psikolojik yönü ağır basan savaş filmini siz sinemaseverlere tavsiye ederim.. 8.6 Şu anda kendini yok etmeye çalışan bir dünyada yaşıyoruz.. Böyle bir durumda sadece gözlerini kapatıp görmezden gelirsin.. Kendini korursun.. Aşk acaba nerden geliyor? Bizim içimizdeki bu ateşi kim yaktı? Hiçbir savaş onu söndüremez, onu ele geçiremez.Ben bir mahkumdun sen beni serbest bıraktın?
2,5
16 Ağustos 2011 tarihinde eklendi
Sanki bütün Hollywood'u askere almışlar.
Sean Penn,James Caviezel,Nick Nolte,Ben Chaplin,John Cusack,Adrien Brody,Woody Harrelson,Jared Leto,John Travolta ve George Clooney..
Bütün bu muhteşem kadroya rağmen film bende büyük bir etki bırakmadı.Karakterlerin bazıları çok zayıf ve birbirleri ile olan ilişkileri yeterince anlatılmamış,bunun yerine roman uyarlamalarının çoğunda olduğu gibi dış ses monologları kullanılmış.Bu durumda filmin etki alanını daraltmış ve yoğunluğunu azaltmış.
Sonuç olarak birilerinin çok övdüğü bir yemeği yedikten sonraki o kadar da güzel değilmiş tadı veren bir film..
4,0
25 Kasım 2003 tarihinde eklendi
gorselliginden cok buyuk destek alan, usta isi bir savas filmi. Muzikleri ve de oyunculari da harika. Malick kesinlikle ve de kesinlikle daha cok film cekmeli... (8/10)
4,5
12 Eylül 2007 tarihinde eklendi
İzleyebilecek en iyi 10 savaş-dram türünden filmler içine alınabilecek bir film. Dün gece saat 03 e kadar izledim. tek kelime ile harika bir yapım. Mümkünse dublajından kaçının altyazı ile farklı bir tad alınıyor.
3,5
20 Şubat 2007 tarihinde eklendi
Kadrosuna sanırım kimse birşey diyemez filmin.Ancak, birkaç aksiyon sahnesi dışında çok da fazla birşey vaad etmiyor film.Bazı yorumcular filmi 'başyapıt' payesi ile ödüllendirmişlerse de üzülerek katılamıyorum.Belirtmek gerekir ki, Er Ryan’la kıyaslamak Spielberg’e büyük hakaret olur.Tabi bunlardan filmin kötü olduğu sonucuna da varmıyorum elbette ama, başyapıt da değil yani...
5,0
19 Nisan 2009 tarihinde eklendi
Beni fazla etkilemesede vasatın üstünde bir filmdi oyuncu kadrosu hatrına izlenir 10/7
4,0
23 Mart 2003 tarihinde eklendi
zaten bu film er ryan'ı kurtarmak ile karşılaştırılamaz,anlatmak istedikleri çok farklı,iki ayrı uçta duruyorlar.bu film bize özel efekt değil de nasihat veriyor,üstelik günümüzde geçerliliğini kaybetmeyen ve kaybetmeyecek öğütler.oyuncuların çoğu star ama göze batmıyorlar.görüp; ha bu oynuyormuş falan demiyorsunuz,herkes rolü neyse onu oynamış.iyi ve anlamlı bir film
4,5
12 Haziran 2005 tarihinde eklendi
filmin özellikle kapışma sahneleri aynı dönemde vizyona giren ''Er Ryan'ı Kurtarmak'' filmine göre yavan olsada özellikle vermek istediği mesaj vede askerlerin o dönemdeki psikolojisinin başarılı anlatımı yönünden bence olağanüstü film.özellikle 20 sene sonra sinemaya dönen Terrence Malick'in bu filmi çekmesiyle berbaer bir çok yıldızında filmde oynamak istemeside filmin boyutlarını ayrı bir yönden gözler önüne seriyor bana kalırsa..aslına filmi izlerken filmi iki yönden değerlendirebilirsiniz..eğer sadece eğlence vede bol aksiyon yönünden bu tür filmleri izlemeyi seviyorsanız bu film size göre bir film değil..ama eğer sabırlı bir şekilde savaşın karanlık vede kötü yuüzünü seyretmek istiyorsanız gerçekten mükemmel.bu arada filmin kadrosu gerçekten etkileyici ama bence en süper performans Sean Penn vede Jim Caviezel'e aitti.birde film ''en iyi müzik Oscar'ı''nı almış.bence yine bu tür filmin aynı kişi(Hans Zimmer)tarafından yapılan diğer filmin yani Kara Şahin Düştü filminin müzikleri daha iyiydi,ama yinede filmi izlerken içerisinde bulunduğunuz ruh halini yansıtan filmin müzikleri yinede çok iyi...birde filmin bazı anları savaşın ne kadar kötü bir olay olduğunu doğa ilişkisiyle bağdaştırmış ki gayet güzeldi...bazı yerlerde yine Amerikalı abilerimiz ''haklı''pozisyonuna girdiler,ama son Japonların köyünü bastıkları kareler vede buradaki Japonların surat ifadeleri,çaresizlikleri bence izlenmeli vede feyz alınmalı...kısacası çok eğlendirmeyen ama felsefi yanı ağır basan anlayana bomba gibi bir film...9/10
4,0
22 Ağustos 2006 tarihinde eklendi
Gerçekten çok etk,leyeci bir film. İzlediğim en iyi savaş filmlerinden biri kadro süper kadro süper olunca oyunculukta mükemmeldi bütün oyuncular savaş psikolojisini en iyi şekilde yansıtmışlar. Yakın zmaanda çekilmesinden dolayı Saving Private Ryan’ın gölgesinde kalmış bir film. 9/10
4,0
21 Şubat 2005 tarihinde eklendi
filmin uzun olması biraz sıkıyo ama yinede güzel bir savaş filmi...
Daha Fazlasını Göster