Testere 5
Yazar: Oktay Ege KozakUzadıkça uzayan Testere serisi hakkında iki görüş var: Ya korku filmlerine alt tür konumunda "İşkence Pornosu" adı verilen yapımlara kapı açan serinin hayranları her sene Testere isminin sonuna bir rakam daha ekleyen bölümü merakla bekliyor. Ya da serinin boş senaryolarından, tembel yönetiminden ve en önemlisi bitmez iğrençliğinden bıkmış sinemaseverler "Yeter Artık" diyor. "Bu seri daha nerelere gidecek?" sorusunu soranlar, "Testere 25" gibi şakalar yapan var. Fakat sevmeyenlerine rağmen Testere serisi tam gaz devam ediyor ve işkence pornolarından nefret eden benim gibi şahısların yapacağı pek bir şey yok.
Peki Testere serisi halen neden devam ediyor ve ufukta bir son görünmüyor? Bu sorunun çok basit bir cevabı var: Testere 1-5 arası filmlerin toplam bütçesi 38 milyon dolar. Serinin şimdiye kadarki toplam karı tam 500 milyon doları geçmiş durumda. İşin denklem tarafını size bırakıyorum ama serinin yapımcısı Lionsgate'in bağırsak kaplı bir altın yumurtlayan tavuk bulduğunu anlamak için matematik profesörü olmak gerekmiyor.
Büyük kötülükler yapmış veya yaşamının değerini bilmeyen insanları ölümcül kapanlara hapseden Jigsaw isimli seri katilin etrafında dönen film dizisinin yeni bir bölümü her sene Ekim'in sonunda, yani Amerika'da Halloween kutlamaları ile aynı zamanda vizyona giriyor. Tabi ki Lionsgate'in asıl amacı korku tatili Halloween'i fırsat bilerek seyircileri salonlara doluşturmak. Fakat bu strateji üzerine problemim şu: Halloween özünde eğlenceli olması varsayılan bir bayram. Amaç korkudan zıplamak, gülünesi kostümlere kahkaha atmak ve bol canavarlı, bol kanlı B-tipi korku filmleri izlemek.
Mesela gelecek Cuma Halloween gününde San Francisco'nun arthouse sinemalarından biri Peter Jackson'un gorefest klasiği Dead Alive'ı gösteriyor. Her tarafa sıçrayan litrelerce kan ve kopmuş zombi organlarını Charlie Chaplin'imsi fiziksel komediye çeviren film bence Halloween için mükemmel bir seçim. Testere serisi üzerine olan eleştirimin filmin iğrenç kan efektlerinden iğrenmemle bir alakası yok. Zamanında her tür korku filmini yalayıp yutmuş bir korku püriteni olarak bölüm sayısı bakımından Freddy ve Jason'la atışmaya başlayan serinin kendini biraz fazla ciddi aldığını, bu yüzden her başarılı gore bazlı korku filminde bulunan ince bir espri anlayışı geride bıraktığını düşünüyorum.
Son izlediğim Testere 3'de kurbanlardan birinin yavaş yavaş çürümüş ölü domuz püresi ile boğulduğu sahneyi hatırlıyorum. Burada amacımız korkmamız ve eğlenmemiz mi, yoksa ilaç almadan hazım problemlerimizi çözmek mi? Belirtmem gerekir mi bilmiyorum ama 3'ü izledikten sonra 4'ten uzak durdum. Beşinci bölümde gördüğüm kadarıyla formülde pek bir değişiklik yok. İşkence pornosu türünün isminde porno kelimesinin kullanılması yerinde, çünkü porno filmlerinin amacı ip gibi ince konunun arasına olabildiğince çok seks sahnesi koymak ise, Testere serisinin amacı peşpeşe birbirinden karmaşık, sonu bol kan ve kopuk vücut parçalarıyla dolu işkence sahnelerini biraraya tıkıştırmak.
Henüz eldeki film Testere 5'ten pek spesifik olarak bahsetmediğimin farkındayım. Çünkü yeni bölüm öncekilerin tam bir kanlı karbon kopyası. Bu sefer gore efektleri biraz azaltılmış ve işkence sahnelerinin dışında ilerleyen bir polis araştırması alt konusu var. Bu sayede peş peşe bir işkence odasından diğerine giren kurbanları izlemekten biraz nefes almış oluyoruz. Yani Testere 5, bir önceki izlediğim bölüm 3'den birazcık daha iyi. Fakat genel anlamda Testere serisinden bahsederken bölüm numarası vermek gereksiz. Hatta bu yazıyı bilgisayarınızda saklayıp gelecek senenin Testere 6'sı için de kullanabilirsiniz.
Aslında şu noktada fazla da şikayet etmenin, yeter artık ne zaman bitecek bu işkence diye daha fazla sızlanmanın yeri yok. Sonuçta ben ne yazarsam yazayım Testere hayranları sinema salonlarını dolduracaktır. Beşinci bölüm en azından bir Testere filmi olarak hayranları hayal kırıklığına uğratmayacak. Serinin hayranları dışındaki herkes zaten benim nasihatime ihtiyaç olmadan filmden uzak durmaları gerektiğini biliyorlar. 2020'de Testere 16'da görüşmek üzere...