Davetsiz
Yazar: Oktay Ege KozakDavetsiz, modern Uzakdoğu korku filmlerinin, veya bu tarz filmlerin çoğu ¨J¨aponya'dan çıktığı için J-Korku olarak bilinen türün bitmek bilmeyen Hollywood yeniden çevrimi trendinin yeni bir üyesi. Orijinali veya yeniden çekimi olsun, seyirci arasında bu türün her hangi bir örneğini izlemiş olan varsa filmden ne bekleyeceğini biliyor zaten:
Parkinson hastalığından ve aşırı kireçlenmenin bileşiminden yakınıyormuşçasına hareket eden, suratları uzun saçları tarafından elverişli bir biçimde örtülmüş kirli olduğu kadar öfkeli hayaletler. Yeni Harry Potter filminin IMAX gösterimi biletlerinin bile sevindiremeyeceği kadar depresif ve huysuz hayalet çocuklar.
Ve tabii ki uğursuz kapılar, pencereler, duş perdeleri, çöp torbaları vs.'ye delirtici bir yavaşlıkta yaklaşan uzun mu uzun çekimlerin sonunda hayaletin birden ortaya fırlayıp seyirciyi zıplatmayı amaçladığı sahneler. Eğer herhangi bir Halka veya Garez filmini, veya hatta Göz, Ölümün Sesi veya Resimdeki Hayalet gibi daha kalitesiz yeniden çekimleri izlediyseniz eldeki ürünü biliyorsunuz zaten. Davetsiz size yenilik bakımından hiç bir şey vaat etmiyor.
İşkence pornosu ile slasher klasiklerinin gereksiz fabrika usülü yeniden çekimlerinin de yardımıyla Amerikan korku sinemasının gururlu geçmişini yerlerde süründüren bu J-Korku yeniden çekim modasından nasıl olup da payını almamış seyirci için ise film, itiraf etmem gerekirse tahmin etmediğim bir sürpriz sona sahip, yeterli bir beceriyle elden geçirilmiş bir doğaüstü gerilim sunacaktır.
Bu seferki yeniden çekim kurbanı (Telaffuz etmeye hazır mıyız?) Janghwa, Hongryeon isimli bir Kore filmi. Hollywood versiyonu ise annesinin hazin bir kazaya kurban gitmesine şahit olduktan sonra bir akıl hastanesine yatırılan Anna'nın etrafında oluşuyor. Hastaneden tahliye edildikten sonra Anna, babasının (David Strathairn) Anna'nın annesinin eski hemşiresi Rachel (Elizabeth Banks) ile ciddi bir ilişkide olduğunu öğrenir.
Anna'nın Rachel'a olan tatsızlığı kız kardeşi Alex'in (Arielle Kebbel) Rachel'a duyduğu nefretle güçlenir. Ayrıca Anna annesinin ve (haliyle) bir kaç çocuğun hayaletleri tarafından Rachel'ın olası ölümcül geçmişi hakkında uyarılır. Zaman ilerledikçe Anna, Rachel'ın bir sonraki kurbanı olabileceğinin farkına varır.
İngiliz yönetmen ve ekibi Guard Kardeşler aslında ilk Hollywood uzun metraj filmleri ile düzgün bir işçilik ortaya koyuyorlar. J-Korku yeniden çekimlerinin yeni yetme yönetmenler için genel bir ilk adım olduğunu akılda tutarsak, kardeşlerin ilk filmlerinin konusu ve türü hakkında fazla bir seçime sahip olmamaları muhtemel. Buna rağmen Guard Kardeşler bu sıkıcı materyelden en azından biraz inandırıcı bir korku hissi çıkarmayı beceriyorlar. Bu sayede işin sonunda zirveye çıkmasalar da, ortalama bir yerde buluyorlar kendilerini.
Davetsiz, filmin sonundaki sürprize dayanan, son dönemlerde özellikle korku sinemasında moda olmuş bir anlatım tekniğini kullanıyor. Bu da demektir ki filmin süresi boyunca karakterlerin olabilecek en gerizekalı seçimlerde bulunduğu rahatsız edici sahnelere maruz kalacağız, Anna'nın Rachel'ın sahte kimliğini kanıtlayan bilgiyi babasına vermeyi reddettiği sahne gibi. Tabii ki karakterlerin bu tür gerçek dışı kararlar vermesinin tek sebebi sürpriz sonu seyirciden gizlemek.
Bir sonraki J-Korku yeniden çekiminde sondaki sürpriz aslında J-Korku yeniden çekimlerinin hiç bir zaman var olmadığını, Amerikan korku sinemasının 70li yıllardaki gibi halen aynı oranda orijinal, eğlenceli ve korkutucu olduğunu ortaya çıkarırsa ne kadar mutlu olacağım.