Kartal Göz
Yazar: Oktay Ege KozakKartal Göz, aptalca başlayıp giderek aklı başına gelen, sonlara doğru bir kez daha aptallaştıktan sonra yılın en tembel ve moronik sonlarından birini seyirciye hediye eden bir teknolojik komplo gerilimi. Film, Tony Scott'un 98 yapımı Devlet Düşmanı'nın izinden giderek sözde güvenliğimiz için yaratılmış gözaltı teknolojilerinin ne kadar tehlikeli olabileceğini inceliyor. Devlet Düşmanı vizyona girdiğinden beri her köşeye yerleştirilen kameralar, internet ile kontrol edilen telefon ve elektrik altyapıları ile her adımımızı takip edebilen bu teknoloji hatırı sayılır gelişmeler gördü. Yine de kolaya kaçan konu çözümlerinde son on yıl içinde fazla bir teknolojik ilerleme olmamış gördüğümüz kadarıyla.
Asker ikiz kardeşinin zamansız ölümünün ardından eve dönen Jerry Shaw (Shia LeBeouf), odasında nereden geldiğini bilmediği bir sürü yasadışı kimyasal madde ve silahla karşılaşır. Jerry, cep telefonundan gelen esrarengiz bir kadın sesi tarafından FBI'ın kapısında olduğunu öğrenir. FBI tarafından tutuklanan Jerry, etrafındaki elektrik cihazları kontrol edebilen esrarengiz sesin binayı bir inşaat vinci (!) ile yıkması sayesinde kaçmayı başarır. Fakat sesin Jerry ve oğlunun hayatı tehlikede olan Rachel (Michelle Monaghan) için özel planları vardır.
Kartal Göz'ün ilk saati boyunca ne kadar eğlenebileceğiniz veya gerilebileceğiniz hikayenin mantık problemlerine ne kadar göz yumacağınıza bağlı. Şehirdeki bütün cihazları saniyesi saniyesine kontrol edebilen bir terörist şebekesinin imkansızlığı ilk bakışta bayağı göze çarpıyor. Her ne kadar bu şebekenin kim olduğunu öğrendikten sonra bu konudaki bazı sorularımız cevap bulsa bile etten kemikten insanların sistem tarafından kontrol edilemiyeceğini bildiğimiz için karakterlerin her adımda bir sürü hayati tehlikeyi milimetrik yakınlıkla atlatması göze batıyor. Planını gerçekleştirebilmesi için Jerry ve Rachel'ın sağ olması gerektiğini bilen esrarengiz ses, nedense ikiliyi bir tehlikeli çatışma ve takip sahnesinden diğerinin ortasına atıyor.
Her ne kadar esrarengiz ses hakkında öğrendiğimiz gerçek yapay zekanın insanlar üzerindeki potansiyel tehdidi hakkında tartışmalara konu olacak olsa da, Kartal Göz'ün asıl amacı bir bol araba kazalı kovalamacadan diğerine atlamak. Film bu bakımdan yapay zeka meselesinin insani boyutlarını inceleyen 2001'den çok benzer bir konu dönüşümünü bir sürü CGI robotun uzun kovalamaca sahneleri sonucunda parçalara ayrılmalarını gösteren Ben, Robot'a benziyor.
Kartal Göz'ünkü gibi bilim kurgusal bir konsepte sahip olan bir filmin yarattığı tartışma konularını yetişkin bir biçimde incelerken nefes kesici bir gerilim olmaması için bir sebep yok. Eğer film birbiri ardına durmaksızın bütün duyularımıza saldıran, milyonlarca doların harcandığını göze almamıza rağmen kolayca unutulan carpışma sahnelerinin arasında ele aldığı ilginç konsepti incelemek için biraz duraklasaydı daha aklı başında bir gerilim yaratılabilirdi.
Film, kırmızı ışıklı bilgisayarı ve bilgisayarın ağız hareketlerini kullanarak insanların planlarını çözmesi ile 2001'e yapılan bir sürü göndermelere sahip. Fakat ne yazık ki Kubrick'in şaheserinin teknoloji temasına getirdiği insan tartışmasını geride bırakıyor. Bu senenin Kara Şövalye'si gözlem teknolojisinin ahlaki problemlerini inceleyen bir alt konuya sahipti. Kara Şövalye'ye göre insanların her adımını gözlemleyebilen bir teknoloji ahlaki açıdan yanlış. Kartal Göz'e göre bu teknoloji hayatımızı tehlikeye sokmadığı sürece problemsiz.
Kartal Göz'ün ortalarına doğru filmin geri kalanından çok daha fazla haz aldığımı itiraf etmeliyim. Esrarengiz sesin kimliğini öğrendikten sonra tehlikenin küresel boyutu yüzeye çıkıyor ve o andan sonra küçük boylu gerilim/aksiyondan büyük boylu bilim kurguya adım adıyoruz. Sesin planlarının arkasındaki motivasyon gayet ilginç ve orjinal. Fakat stüdyo baskısı yüzünden son anda yazılmış hissi veren son, bizi ilk yarının ahmaklığına geri döndürüyor. Fazla detaya girmeden belirtebilirim ki filmin kaçınılmaz sonu ele alındığında daha apokaliptik bir son hikayeyi girdiği klişe bataklığından kurtarabilirdi. Sonuçta Kartal Göz 2001, Ben Robot ve Devlet Düşmanı'nı bir araya getiren ortalama bir gerilim. Beyninizi sinema salonunun gerisinde, çok çok gerisinde bırakabilirseniz eğlenceli bir iki saat sunabilir.