All the Boys Love Mandy Lane ( 2006 ) bir jonathan levine filmi.aşağıdaki ise; filme dair şahsıma ait yorumdur.sıradan ama bir o kadar da sıra dışı 'sıradan' nitelemesi ile filmi tanımlamak için çıkılan yola ilk adımı atmak belki yargısız infaz gibi algılanabilir ama hemen öyle düşünmeyin. bu girişin filmi doğrudan kötülemek maksadını taşıdığı kocaman bir yanılgı olur. gerçi sıradan ifadesi, bu yanılgıyı okuyucularda ve olası filmi izleme potansiyeli olan yazarlarda negatif duygu ve düşüncelerin belirmesine neden olabilecektir. bu durumu tek bir şey bozabilir o da aynı girişte sıradan ifadesinin yanına eklenilen 'sıra dışı' ifadesidir. bekleyin efenim, sürprizler ardı ardına gelecektir ve belki de negatif yargılarınızın üzerine az da olsa pozitif düşünceler serpilecektir, kim bilir. adı sanı henüz duyulmamış ve imdb ye göre şu ana kadar ikisi kısa metrajlı ve ikisi söz konusu filmle birlikte uzun metrajlı olmak üzere dört projeye imza atmış bir yönetmenin ellerinden çıkmış filmimiz. iyi mi etmiş kötü mü etmiş bu seyredilme sonrasında seyredenlerin vereceği bir karar ama şahsım için iyi etmiş diyebilirim. yönetmenin ilk uzun metrajlı çalışması. ikincisi 2008 yılında çekilen the wackness ve ilk 2006 yılında çekilmiş All the Boys Love Mandy Lane. birisinde korku gerilim türü hakim iken ikincisinde komedi hakim kılınmış. yönetmen belli ki farklı türlerde deneyim için yapıt üretmekte. umarız başarılı olur ki, şahsen ilk filmi ile bende olumlu izlenimler bıraktı diyebilirim ama eksikleri çok, özgün olma hususunda bir duruş sergileyememiş. neyse teknik konuların değerlendirmesini sonlara bırakalım ve şimdi filmi kabaca konusunu açıklayarak irdeleyelim.mandy lane adında lise öğrencisi güzel bir genç kızın çevresinde gelişen olaylar hikayenin konusunu oluşturuyor. söz konusu genç lisenin en gözde ve en ulaşılamayan, el değmemiş güzellik abidesi. tüm gözler onun üzerinde ve onu sanki el sürmeden bakışlar ile soyarcasına tutku taşkınlarının eşlik edişinde savrulan başta erkek öğrenciler olmak üzere insanlar tarafından arzulanmakta. onunla kim önce olacak yarışı hakim bu lisenin sakinleri arasında. o kadar tutkuyla ona bağlananlar var ki, ölümü göze almak ve ölmek ve de öldürmek bir yerden sonra saplantı haline gelmiş, mandy lane i kim daha önce elde edecek yarışında. bir arkadaş grubuna dahil olmak adına davet edildiği hafta sonundaki bir çiftlik evine gidilmesiyle olaylar start alıyor. tutkulu ve de hastalık derecesinde ona saplanıp kalmış bir katil beliriyor ve hafta sonu eğlencesi adeta ölüm kalım savaşına dönüyor. sağ kalmak için tek şart koşmak ama ya kaçacak bir yer yoksa ve de sığınılan kollar aslından ölümün ta kendisiyse ? işte bunu da filmi izleyerek öğrenebilirsiniz.filmde öne çıkan karakterleri analiz etmeden önce filmin türüne ya da daha doğrusu imbd ye bakılacak olursa dört farklı kategoride ele almış filmi. türlerine diyelim, bir bakalım ve hangisini karşılayıp hangisini karşılamadığını görelim. öncelikle horror ( korku ) kategorisine sokulmuş. gerçekçi olmak gerekir ise korku filmi değil. zaten korku filmi apayrı bir tür. evil dead derseniz bana evet ben korku derim ona ama bu film için böyle bir şey diyemem. korku olması için öncelikle karakterlerin ilk etapta görünüşleri insan formatında olmamalı. filmin atmosferinden tutulsun da mekanlara ve hatta müzikler ile korkuyu tetikleyen kan kullanımıdır veya ölme ya da öldürme biçimleridir bunlar hakiki korkuyu açığa çıkaran unsurlar. bu film için bu geçerli mi ? bence geçerli değil. elbette birkaç yerde ani ses patlamaları ile veya beklenmedik yerden birinin fırlamasıyla seyirci irkilmekte ama bu filmi korku kategorisine sokmaz ne yazık ki. yinede filmin hakkını yememek gerekir. tek bir sahne gerçekten huzursuz edici nitelik içermektedir. oynanan bir oyun esnasında mandy lane ye kahyayı çağırma görevi verildiği sahne. içinde bulunulan bina 70 li ve 80 li yılların klasik korku filmlerinin geçtiği evleri andırmakta. ön cephe açısından gerçekten ürkütücü bir görünümü var. evden çıkar iken kapıyı açışla birlikte kameranın kızla birlikte evi bütün olarak alması ve anı anda rahatsız edici ve dozu giderek artan bir müziğin devreye sokulup, ilerlenen yolda görüntünün sanki hafif bulanır gibi olmasıyla birlikte bir anda girilecek kulübeye yaklaşılır iken arkadan kahyanın irrite edici bir müzik ile çıkıvermesi son derece gerilim dozu yüksek ve korku unsurunun hakim kılınmasıyla birlikte filmde az da olsa korkunun vücut bulduğunu söylemek gerekir. mystery unsuru evet katılmış. gerçi konusu itibariyle korku gerilim olduğunu ifade eden her filmde gizem vardır. bu filme özgü değil yani bu durum. bu bakımdan zaten olması gereken bir şeyi artı bir kazanım olarak ele almamak gerekir. romantiklik bağlamında ise film öyle aman aman bir aşk ve sevgi gösterisine sahne olmamıştır. mandy lane evet bir karaktere o da sonradan eklenene karşı hisler beslediğini göstermiştir ama bu flörte girecek davranışlarla desteklenmemiştir. bu açıdan ortada duygusal yakınlaşmaların sadece iki kız arasında olduğu banyo sahnesi haricinde var olmaması romantiklik iddiasının geçerliliğini sorgulatır niteliktedir. gerilim ise bir üstede deyinildiği üzere birkaç sahnede vardır ama film amatörce çekildiği için ve sahneler arasında geçiş birbirini tamamlamadığı, bir dinamik hareketlilik göstermediği ve kopukluklar olduğu içinde gerilim düzenli seyretmemekte, sadece birkaç tane sahnede ksa zaman evreleriyle varlık göstermektedir. e o zaman bu filmin türü nedir diyecek olur iseniz, evet gerilim var ve hayır korku değil ne de romantik bir aşk filmi diyebilirim size. gizem var evet ve laf aramızda evet sürpriz bir sona hazırlanın ama öyle büyütmeyin gözünüzde. karşılık bulmayacak büyük beklentiler ile izlemeyin filmi yoka hayal kırıklığı yaşayabilirsiniz.buraya kadar filmin sıradanlığına işaret edildi ama buradan sonra ise filmin şeytan tüyü var bunda dememizi zorunlu kılan sıra dışı yanlarına bir bakalım. her leyden önce tüm bu vatlıklarına ve vasatında altına düşer niteliğine rağmen filmin tanımlanamayan bir aurası var. gözü bir biçimde renkleriyle, ışığıyla, müzikleriyle ve tabi ki amber heard ı ile kamaştırmakta. iki karakter sivriliyor filmde. birisi uğruna ölünen ve öldürülen amber heard ın canlandırdığı mandy lane, diğeri ise aslında kendiside bir kurban olacak olsa da nihayetinde kasaba dönüşmüş Michael welch in canlandırdığı emmet karakteri. diğer yan karakterler için vatın üzerine çıktıklarını söylemek ne yazık ki güç. bu iki karakter ise filme gerçekten seyredilebilir bir özellik katmış. mandy lane karakteri bakire, el değmemiş bir azize görünümünde. tabi bu dıştan yansıyan yani ile ama içsel açıdan aslında hiçte öyle değil. masum suretinin ardında aslında dişi bir şeytan saklı ve bunu filmi izleyerek ancak tecrübe edebilirsiniz. emmet karakteri ise, diğer yan karakterler gibi aslında mandy lane ye aşık. onu elde etme düşüncesinde ve bunun için her şeyi göze alacak bir normal olmayan kişilik. zaten bu yüzden kolaylıkla yönlendiriliyor ve cellat olur iken aynı zamanda kurban durumuna da düşüyor.sıradan derken bir yandan da sıra dışı olarak nitelendirmek filmi yermek midir yoksa övmek midir bu tartışılabilir ama tüm olumsuzluklarına rağmen, klişeleşmiş olay örgüsüne rağmen, artık bir bağımlılık haline gelmiş sürpriz son uygulamasına rağmen ve de kurgusal açıdan iddia edilen korku gerilim dozunun ve de devamlılığının sağlanamaması açısından eleştiri oklarına hedef olacaktır. bunlara karşılıksa şaşırtıcı bir biçimde şeytan tüyü misali bir çekime sahiptir. ilginçtir ki, s.k.cı değildir. aslında anlatılanları anlamak için seyretmek en doğru karar olacaktır. o zaman anlatılanlardaki ilk başta zıt iki kavramın birbirine eklenmesine çalışıldığı yargısına kapılıp şaşırma hali içine düşmenin ne denli yerli a da yersiz olduğu görülecektir.film bir açıdan erkeklere dair çok bilindik bir mesajı da içermekte. mandy lane karakteri bilindiği üzere bakiredir ve filmdeki yan rollerde olup bir süre sonra ebedi uykuya dalacak erkekler ise o bekarete sahip olmanın derdindedir. tabi baş kadın karakterimizde ne pahasına olura olsun bekaretini korumakta kararlıdır. bunun için en akla gelmedik yöntemlerden birisine başvuracaktır. oldukça bel altından vuran bir yöntemdir bu ve el değmemiş, tertemiz olma özelliğinin bir bakıma üzerine gölge düşürecektir. sonuçta beklentileri yüksek tutmadan ve filmin bir yönetmenin ilk uzun metrajlı eseri olduğu bilgisi akılda bulundurulmak suretiyle izlenmelidir. tavsiyem müziklere, kamera açısının ve bu açının içine giren atmosferin etkinliğine ve de mandy lane ye odaklanılmasıdır. görülecek ki, vasat olduğu kadar tanımlanamayan bir büyüye de sahiptir film. şahsen ben bu büyüye kapıldım. sanırım sizlerinde kurtulması çok zor olacaktır söz konusu büyüden. - All The Boys Mandy Lane (bütün erkekler Mandy Lane i sever )