Pıtırcık
Yazar: Funda SularözSadece 50 yıl ötemizde duran geçmişin çocukluğu... Ama XD?nin (X Kuşağının Dijital Çocukları) akıl dahi edemeyeceği bir dünya. O dönem daha televizyon evlere yeni giriyor ve çocuklara -kısacık şortları üstlerinde- dizlerini kanıta kanıta sokakta oynamak yetiyor...
En çok sevilen çizgi roman karakterlerinden Le petit Nicolas, nam-ı diğer Pıtırcık; Asterix, Red Kit gibi çizgi romanların yaratıcısı Fransız sanatçı René Goscinny tarafından yazılıp, Jean-Jacques Sempé tarafından kitap dizisi olarak resmedildikten sonra, ilk sinema adaptasyonuyla bu hafta karşımıza çıktı.
1960'lar Fransası'nda bir çocuk olmak, dahası mutlu bir çocuk olmak. Anne-baban seni seviyor, okul arkadaşlarınla mutlusun. Ama bir gün annenle babanın davranışlarının değiştiğini gözlemliyorsun. Birbirlerine fazlasıyla iyi davranıyorlar. Daha dün bir sınıf arkadaşın anlatmıştı; bu sana bir kardeş geleceğine dalalettir ve bir kardeşe sahip olmanın çok kötü sonuçları vardır. Artık tüm ilgi onun üzerinde olacaktır, sen bu duruma birşey dersen de kıskanmış olacaksın, dışlanacaksın.Ve daha bu fikre alışamadan onların konuşmalarına kulak misafiri oluyorsun; ailen kardeşin gelmeden önce senden kurtulacak, bir ormana terk edileceksin. Yapılacak tek şey vardır, sınıf arkadaşlarını toplayıp bebekten kurtulmak...
Lüplüp, Gümüş, Sırım, Dalgacı, Tıngır, Toraman, Çarpım. Pıtırcık bu arkadaşlarıyla birlikte -gerek okul sıralarında gerek bebekten kurtulma planları yaparken- yaşadıklarıyla, biz geçmişin çocukluğunun nasıl olduğuna tanık oluyoruz. Tabi dekor ve renkleriyle idealize edilmiş bir Fransız Sineması örneği içinde teknolojileştirilmemiş ilişkileri izlerken; duydukları, gördükleri, yapmaya çalıştıkları hep kendi dünyalarında kurgulanarak dışavurulunca yanlış anlamalar, yanlış davranışlarla komik manzaralar ortaya çıkıyor.
Bu yaramaz tayfanın maceraları devam ederken kişilikleri karakterize edilmiş Türkçe isimlerinden de anlaşılacağı üzere, hepsinin kendine has özellikleri ve dünyalarına da filmde yer veriliyor. Dahası yetişkinlerin dünyası da çocuk gözüyle yorumlanarak film mizahını güçlendiriyor. Fakat filmin en ilgi çeken sahnesi şüphesiz, bol ödüllü Koro filminin öğretmeni Gérard Jugnot'un bu çocuklara koro çalışması yaptırmaya çalışması.
Sonuç olarak bir şeker dükkanına düşmüşsün hissi veren Pıtırcık, kitap dizisini takip edenlere nostalji olacak, çocuklarına veya torunlarına da başka bir dünya açacak sevimli bir film. Bu çocukların dünyasıyla masumiyeti, 1960'lar Fransası'nda, en yakından izleyeceksiniz.