Zincirbozan, tıpkı Ömer Uğur’un Eve Dönüş’ü gibi, 12 Eylül darbesini anlatan -veya anlatmaya çalışan- bir film. Ve Eve Dönüş gibi ciddi sorunları var filmin. İlginçtir, 12 Eylül darbesini anlatan filmlerde bir güdüklük söz konusu oluyor sanki...Filmin kanımca en ciddi sorunu, doğru düzgün bir kurguya sahip olamayışı. Discovery Channel, National Geographic gibi belgesel kanallarında -izlemişsinizdir mutlaka- yaşanmış olayları anlatan programlar oluyor ve bu programlarda yaşanmış olayın tekrar canlandırılması -reconstruction diye tabir edilen- yapılıyor. İşte Zincirbozan birsürü reconstruction’ın arka arkaya dizilmesi gibi birşey. Ne anlattığı olaylarda bir bütünlük var, ne de karakterler hangi amaca hizmet ediyor belli, karmakarışık yani. Olay örgüsü ve olayların ortaya koyuluş biçimi fevkalade başarısız kanımca. Ayrıca filmin birçok yerini anlayabilmek için ciddi bir yakın tarih bilgisine sahip olmak da gerekmekte...Filmde pek başarılı olduğundan söz edilemeyecek bir diğer konu da karakterler. Dönemin siyasi aktörlerini canlandıran oyuncular -Nazmiye Demirel’i canlandıran Ayşe Tunaboylu hariç- asıllarına hiç mi hiç benzemiyor. Ne Demirel Demirel’e benziyor (birazcık andırıyor sadece, o da fiziksel olarak), ne Ecevit Ecevit’e benziyor (o da çok az andırıyor ama Demirel kadar değil). Ayrıca filmde bir Erbakan var ki Erbakan’la hiç alakası yok. Rahşan Ecevit, 1980’dekinden ziyade 2007, 2008’deki gibi vs...vs...Filmin başarılı olmadığını düşündüğüm yerlerinin dışında başarılı yönleri yok mu, elbetteki var: Zincirbozan’ın bana göre en başarılı yanı, ortalamanın üzerindeki kamera ve ışık kullanımı. Daha önce Nuri Bilge Ceylan’la da çalışmış olan Gökhan Tiryaki bu filmin de görüntü yönetiminde...Filmle ilgili olarak beni beni en çok rahatsız eden şey, sanki darbeyi sevimli göstermeye çalışan bir hava sezilmesi filmde. Özellikle de Turgut Özal gibi yakın tarihin en önemli ve en derin izler bırakmış siyasi aktörünün sanki darbeyi tezgahlayan güruhtan biriymiş gibi gösterilmesi -fevkalade- gerçekle örtüşmeyen bir sahneydi. Bunların yanında 'Türkler’in ordunun desteklediği partiye' pek rağbet etmemeleri realitesine vurgu yapılması ise gülümsetti...Özetlemek gerekirse, filmin ideolojik boyutu bir kenara, sinema eseri olarak çok başarılı olduğu söylenemez. Ancak yine de yakın tarihimiz hakkında bir fikir edinmek açısından izlenmesi ve hatta arşive alınması gereken bir film. Tabi konusu için...